Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Huzur evinde, fasıl yapmıştık..

Huzur evinde, fasıl yapmıştık..
 

netten ...


Mutadolduğu üzre, alışkanlık haline getirdiğim en güzel huylarımdan biri olan, her bayramın, ikinci günü bir huzur evini ziyaret ederdim...

Yine nasip oldu...Geçtiğimiz bayramın  ikinci günü, ellerimde çiçekler ve rengarenk şeker kutuları ile kapıdan girer girmez, emektar bakıcı Nebile Hala, koşup karşıladı beni...Elimdeki hediyeleri teslim edip elini öpünce her zamanki gibi işlemeli mendilini çıkarıp gözyaşlarını silerken ben koluna girip birlikte girdiğimiz salondaki ihtiyar çınarlarımızla tek tek bayramlaşmaya başlamıştım.

Geçen yıl rahmetlik olan emekli yargıç Haydar Abimin koltuğunda, yeni gelen emekli siyasetçi Nurullah Bey oturuyordu...Diğer yaşlı çınarlarımız hepsi oradaydı...Kimi gözünü kaybetmiş;kimisi felç olmuş;kimisi ağır ameliyatlar geçirmişti; ancak hepsinin yüzündeki gülümseme, ben gelince daha da artmıştı...

Benim onlarla yaptığım şakalara bayılıyorlardı...Yaşları bir hayli geçkin olduğundan bazıları hafıza zaafiyetinden;bazıları da onca zenginliğe rağmen doğurup dokudukları evlatları ve özellikle gelinleri tarafından buraya terkedilişlerin derin psikolojik travmalarını yaşıyorlardı...

Onları burada ayakta tutan en büyük güç,imrenilecek bir dayanışma içinde oluşları ve sanat müziği, resim gibi uğraşlarla iştigal etmeleriydi..Ayın belli günlerinde gelip onlara öğrettiğim EBRU sanatını icra ederken aldıkları hazzı, yaptıkları resimleri bana tek tek ve üşenmeden gösterirlerken gözlerindeki ışıltılardan farkediyordum...

Emekli udi sanatçı Havva Abla, her zamanki gibi klasik udunu eline aldığında bir alkış kopuverdi.

Güzel bir peşrevden sonra şarkılar biribiri ardınca akmaya başlamıştı...

Aldı udu eline, emekli müzisyen Papyon Kazım,

Nihansın dideden ey mest-i nazım...

Rüzgar kırmış dalımı...

Ada sahillerinde bekliyorum...

Kadifeden kesesi...

Mehtablı gecelerde hep seni andım..

Bugün bayram günü derler...

Bir bahar akşamı rastladım size...

...

Ve birçok güzel şarkıyı hep beraber okuduktan sonra muhabbet faslı başlamıştı...Kimi gençlik anılarını anlatıyor; kimi beni unutup en yakın arkadaşıyla eski bayram günlerinin özlemini anlatıp ağlaşıyorlardı..

Hediyelerimi tek tek takdim ederken ellerindeki titreyişin verdiği hüznü anlatamam...

Defalarca dinlememe rağmen sıkılmadığım -evlat hayırsızlıkları-terkedilişilerinin azabı-gibi ezik konular,  beni yeniden hayata bağlayan ders alıcı anılarım içinde yer alıyordu.

Sohbet derinleştikçe konu, ne kadar uzaklaşmaya çalışsam da  her yerde olduğu gibi, yine ülke sorunlarına gelivermişti...

Emekli siyasetçilerden,  dönem vekillik yapmış Niyazi Babanın öfkesi burnundaydı...Emekli yargıç, emekli işçi,emekli zabıt katibi, emekli öğretmen, emekli baytar, emekli sekreter, emekli tiyatrocu...Engelli yaşlı gazi, üzüntüden kör olmuş şehit anası, maden kazası malüllerinden 70 yaşında iki ayağı olmayan Zühtü Amca...Sırayla konuşmaya başlamışlardı..

Benim yerel gazeteci olduğumu bildiklerinden, dertlerinin sanal ve günlük medyada duyulmasını istiyorlardı...

Çoğu patlamaya hazır, tarlada unutulmuş bir bomba gibiydiler...

Ben, sanki can simidi veya ağlama duvarı gibi oluyordum tabi...

-Hocam ne olacak bu memleketin hali...

-Emekli dul ve yetim aç...

-Andımızı kaldıranlar, ne yapmak istiyor...

-Devlet huzur evlerine bakmıyor...Devlet bakımevleri pislik içinde...

-Ben paramla burada rezil oluyorum...

-Hastaneler bizlere üvey muamele yapıyor...

-Laiklik elden gitti...

- Vataaann..milleeet...Sakaryaa...

.......

Her kafadan bir değişik ses geliyordu...


-Benim 2 torunum da üniversite mezunu işsiz...Kimya mezunu olana kadar canı çıktı yavrımın;o şimdi markette reyon diziyor...-ağlıyor-

-Sekkkkiizz  milyon diplomaalı işsssiiizz vaaaaarr...Yahu..bu ne iş...

-Valla hökümata laf söööletmeemm...Bakın ülkede hareket var...Her yer dolup taşıyor..Bolluk varr..

-Ben onları alamadıktan sonra bolluk varmış bana nee...

-Bak hocam...yaz  bunu da yaz...Benim oğlan hayırsız çıktı...garıyı da boşamış..Beni heç aramiyiii..

- Kesin gürültüyü be yaaavv...hoca misafirr...kafasını şişirmeyin..

-Yok...e...şeeyy..kafam şişmez...aksinee...

- İstanbulu, arazileri  talan ettüleerr...Şimdi sıra İzmire gelmiş...Her yer beton..Her yer AVM..yeter gaaariii..

-Hımmmevveet  haklısınız...ehem şeyy..ben müsaade istesemmm...

-Bak muharrir bey...Muhabir begim..Yaz bunu da yazz...Bu ilaçları devlet ödemiyor...eskiden ödeniyordu...Resmini de çek ahaa...

-Hocam..hocam..Eğitim sıfır...sağlık sıfır...siyaset sıfırrr...sıfır elde sıffıfıırr...

....

-Eee... şşeeyy...ben izin istesemm...

-Haa bak sen Angaraya da selam söööle...o mencülüsdekilee vaa yaa..onlaaa...Aldıkları mayışı hak etmeyyolaa...
....

- Hukuk isterim. ..İstemeyen kına yaksın...Benim oğlum blog yazıyor ..gidin okuyun..Ülkeyi sallıyor...

-Ne yazmış...

-Kına yaksınlar yazmış..
....

-Eee..şey...ben müsaadenizlee...

- Hocam otur..daha yeni geldin...Bak bunu da yazz...Emeki-dul maaşları kuşa döndü...Açızz aççç...


-Kına muhabbetinden gına geldi beyler...

-Haydi Havva Teyzem ..Al şu udu eline...Çal  bi şeyler...

-Çall kannunm çaal...

-Kınalar yakmıışş eeliinee...Ayşeemm...

-Ayşeemm kınalı kuzuuummm....nay nay...trım trrıımm...-Ud sesi-

-Bana müsaade...izninizle...Evde ekmek bekliyorlar da...

Yurt yöneticisi seslenivermişti...

-Aman resmimizi yayınlama hocaammm...

-Olur...

..........

Tam o sırada yeni bir konuk gelir...Elleri hediyelerle dolu ..kalantor bir adam...

Yeni başkan aday adayının adayıymış...

Sesizlik...

Öpüşmeler....

.....

Hediye dağıtım töreni...

Ben hepsiyle vedalaşıp çıkıvermiştim...

Bakıcı Nebile Hala koşup gelivermişti...

-Hocam nireee daha garpuz kesecektiik....

-Yine gelirim halam ver elini öpeemm..

-Halan gurbaaan olsun sanaa...

 

Huzur evinde huzur bulmuştum...

Her ne kadar gürültü olsa da...

Kafam şişse de... 

*******************

Resim: Netten alıntı.

Not: Bu blog, geçen bayram yazımdı...Teknik bir hatayla silmiştim.Yeni versiyonuyla sunuyorum.

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..