Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '12

 
Kategori
TV Programları
 

Huzur Sokağı dizisi niye tutmadı? İslamcıların sanatla dansında ritim bozukluğu nereden kaynaklanıyo

Huzur Sokağı dizisi niye tutmadı? İslamcıların sanatla dansında ritim bozukluğu nereden kaynaklanıyo
 

Sinema tarihinin en muhteşem eserlerinden "Durgun akardı Don (Nehri)"


İslami Kesim 1970lerin Sinema dilinden kurtulamadı ve bunu Dizilerde de yapıyorlar.

Huzur Sokağı yıllar önce okuduğum bir romandı. O dönemler içinde geçerli olan söylemlere sahip konusu yine o dönemlerde heyecan veriyordu.

Minyeli Abdullah, Mezarlık Bekçisi, Mümin ile Kafir, gibi filmler çekildiği dönemlere ait zorlukları veya sorgulamaları gündeme getiriyordu. Bu filmlere benzeyen bir üsluptaki Huzur Sokağı günümüz müslümanlarının gereksinimlerini çok az karşılamakta. 

İslami kesimde Sinema ve dizi dili kesinlikle yenilenmek zorunda. 

Görüntü ve Sanat yönetmenliği ve senaryo yönüyle zayıf olsada "Sırlar Dünyası, Sır kapısı 5. Boyut" gibi kısmen başarılı olunsada bu başarı aman aman değildir. 

İslami kesim hala geleneksellikten kurtulamadığı ve sinemayı, sanatı, edebiyatı, şiiri İslam değerlerinin oturtulmasında ve öğretilmesinde, klişeden, slogandan öteye gidememesinin ana sebebi yıllarca geleneksel bakış açısında sadece sanat'ın günah sayılması, resimin Allahlığa soyunmak olduğuna inanılması, aktörlüğün soytarılıkla, şarkıcılığın köçeklikle karıştırılması değil tabi ki.

En büyük sıkıntı İslam dünyasının insanı okumuyor, düşünmüyor ve yazamıyor. Yazanlar çok kısıtlı insanlar. O insanlarda yazsada sinema ve dizi dilini anlamaktan uzaklar.

1970'li yılların sinema ve dizi anlayışından kurtulmak için ne yapmak lazım?

Kesinlikle okumak okumak ve okumak lazım. Özellikle Tolstoy'u, Viktor Hugo'yu, Aleksander Dumas'ı, Panait İsrati'yi, Charles Dickens'ı, John Steinbeck'i okumayan adam ne anlar İslami modern mesaj veren film, dizi yapmaktan. Bu yazarları özellikle seçtim.

Bu yazarların kendisi Tolstoy hariç farklı dinden olsada kalemleri İslam adaletini bilmeden yansıtıyordu.

Benim bu konuda üretimde bulunmak isteyen kişilere tavsiyem kendilerini bu üst beyin takımı yazarlarla donatmadan ne kitap nede senaryo yazmaya kalkmasınlar.

Ha! belki korku, aksiyon, cin ve büyü konulu romanları yazabilirler ama mesaj verecek düşünen ve izleyiciyi ekrana çekecek unsurları vahiyle boyanmış bir kültürü vermeye kalkmasınlar.

Bi de tavsiyem şayet Rusça biliyorlarsa ya da en azından ingilizce biliyorlarsa Gorki film stüdyolarının 1950li 1960lı yıllarda çektiği filmlere göz atsınlar. O dönemin o teknolojisiyle roman sahneye nasıl aktarılır, duygu perdeye nasıl verilir bi görsünler. ABD bile Gorkiden esinlenerek o dönemde Yul Bryner'la "Taras Bulba'yı" çekmişti. 

Tabi bu söylediğim filmler yeni neslin hoşuna gitmez, onlar okumdıkları için bu filmleri de okuyamazlar. Onlar okusa okusa İnternette savaş oyunlarının kısa ingilizce mesajlarını okurlar.

Bu anlamda çekilen Huzur Sokağı benim için 1950 li yıllardaki eski filmlerin yanına bile yaklaşamaz ve yaklaşmıyorda zaten. 

Üzgünüm biraz acımasız bir eleştiri oldu ama eleştiriler kulak verilirse gelişim için şarttır. Kimseye garezim yok...

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..