Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '13

 
Kategori
TV Programları
 

Huzur Sokağı özgür olamadı

Huzur Sokağı özgür olamadı
 

Huzur Sokağı dizisi ilk yaptığı çıkışın çok uzağında kaldı. Bunun pek çok nedeni olduğunu düşünüyorum.

Bir kere her şeyden önce zor olana soyundu.              

Ama atladıkları bir şey vardı ya da farkında olup sistemin etkenleriyle baş edememe durumu.

Bilinen Huzur Sokağı kitabının neresinde kalacağını iyi hesaplamadıkları kanısındayım.

Hangi kesimin sesi olacaklarını da.

Kitap bir kesim için çok şey ifade ediyor. Doğal olarak diziyi de bu beklenti içerisinde izlemek istediler.

Ama beklentinin gerisinde kaldı.

Öte yandan mevcut bir dizi anlayışı var aşkı bekleyen kesim aşkla beslenen kesim.

#feyzabilalevlensin etiketiyle seslerini çıkaran bir azınlık olsa da genel izleyici içinde kitabı bilen ya da bilmeyen kesimin mutlu son beklentisi.

Bu öykünün sonu ölüm ve hiç kavuşamayan savrulan birbirlerine öteki radikal uçlarda hayatların öyküsü.

Karakterleri ne kadar anladığınızla doğru orantılı bir ezber bozmak zorundasınız.

Günün şartlarını yakalamak zorundasınız.

Din ayrıtını kullanırken o ruhu hissettirmelisiniz ama geçmişin büyüsünü bozmadan günümüz anlayışını da yok saymayarak.

Şimdi tüm bu toplamda hangi senaristimiz yetenekli. Daha doğrusu algıları açık. Muhafazakar kesmin iç ve dış dünyasına ne kadar hakim.

Alışıldık bilgilerle harmanlamaktan öteye gidebilirler mi?

Hayır.

İşte bu yüzden bu dizide Feyza karakterinde ki başarılı ivmeyi diğer karakterlere yansıtamadılar.

Örneğin kitaptaki Bilal karakterini anlamadıkları için onu yansıtmaları da başarılı olamadı. Muhafazakar bir senaristin de başarılı bir Bilal karakteri çizebileceğini düşünmüyorum tabii.

Ortalarda yazmanın sırını keşfetmedik henüz.

Tabii böyle olunca da beklentileri yüksek olanlar kitabın büyüsünün bozulduğu kanısıyla uzaklaştı.

Bu etken dizinin inişindeki tek etken değil aman ha yanlış yorumlanmasın.

Bir diğer etkende kanalın kendi iç politikası. Nereden mi çıkarıyorum bunu. Bir yarışmaya kurban edildi dizi.

Üstelik eğitimle dalga geçen eğitimsiz insanların da her şey olabileceğinin altını doldurmakla uğraşan üniversite hocalarını alttan alttan yere vuran bir yarışmaya “Kim Milyoner Olmak İster”.

Son dönemlerde yüzüne bakılmayan bu yarışma bir anda ters aşağı aynı kanalın yani kendi dizisinin önüne geçti. Dizinin süresi kısaldı, dizilerin çarpıştığı saatte yarışma olmadığı halde reytingde önde durdu.

Fenomenler yarattı. Verilen mesaja dikkat edin sende yaparsın teyzecim bak üniversite hocası bilmiyor ama sen biliyorsun.

Yani yarışmanın reytingleri sunidir verilen mesajın kendisi gibi. Kimsede bana tersini kanıtlamaya kalkmasın. Alt altta toplayın sonuç ortada. 

Bir durum geneli oluşturamaz. Sokaktaki insan bir bilim adamına bence diye bir cümle kuramaz bilgisi genel kültürü olabilir kendini geliştirebilir ama bence diye başlıyorsa o sözcük mesleğinde biliminde saygınlığı kaybolur.

İşte ortaya salınan salgı budur ve yarışmada tüm popülerliğini bu salgıyla kazanıp üst üstte birkaç hafta cumanın iyileri arasındaki yerini almış Huzur Sokağı’nı kendi içinde kendi ekarte etmiştir.

Bir kanal kendi işini baltalar mı? Evet, üzgünüm baltalar türban gerçeğini, ötekileştirmeyi ele alış amacı eğer farklıysa kanalın gerçekten ötekinin dili olmak değilse amaç eğer biraz öne çıkıyorsa bu olgu kendi isteklerinin önüne geçiyorsa yapar. Kayıp Şehir’i hatırlayın derim hemen.

Yani reklam verenlerin düdüklerini çalmak zorundadır her kanal. Bu dürtü birini acıttıysa freni çekmiştir.

Huzur Sokağı da bunu yaşamıştır. Gerileyişindeki bir diğer etkende ve önemli etkende budur.

Yine medyanın keskin diline kurban giderken o yükselişini sağlamış ama pazartesinin iyisi olan ama ne olduysa tökezleyen Arka Sokaklar getirilip karşısına konulmuştur. Bu da bir panik hali durumdur cuma ne konsa elemiştir Huzur Sokağı ilk haftalarda. Dila Hanım tek başına iki kategoriyle cumaya egemen olamayınca hız kesme formülü üretilmiş Arka Sokaklar getirilmiştir yani. İşe yaramış mıdır? Kısmen Dila Hanım tam olarak seyirciyi kucaklamadığı için Arka Sokaklar toparlamıştır. Yoksa Huzur Sokağı bir anda her kesimi etkileyip başörtüsü bağlamaya götürecekti ya sözde. Tabii bu arada kanalda buna yardım etmiş bile isteye kendisi tıkamıştır dizinin önünü.

Ve ve ve Huzur Sokağı yapalım nasıl olursa yapalım muhafazakârlara yol açalım düşüncesi elde patlamıştır.

Bu düşünceyle yola çıkan işte yakaladığı çıkış ivmesini koruyamamıştır.

Yanlış isim yanlış kitapla yola çıkıldığı için.

İşte tüm bu nedenler yüzünden zor işe soyunulduğunu söylüyorum.

Eğer filmin adını kullansalardı ya da başka bir isimle kitabın öyküsünden yola çıkıp başka bir öykü oluşturabilselerdi merak unsuru taze kalacağı için Huzur Sokağı da diri kalacaktı. Bazı kesimi huzursuz eden misyonda acımasızca yüklenmeyecekti omuzlara.

Yine de tüm bu olumsuzlukların içinde ekip elinden gelenin en iyisini de çıkardı diyebilirim.

Örneğin filmde Feyza’nın değişimi beceriksizce anlatılmıştı. İnandırıcılıktan uzak. Oysa burada daha gerçeğe yakın işleniyor gibi. Daha tam geçilmese de yavaş yavaş gidiliyor.

Ama sık sık değişen senaristlerin dokunuşları diziyi etkiliyor. Yönetmenin hâkimiyeti olmasa bu kadar bile dayanamazdı bence.

Yazılarımın birinde filmde olan, kitapta da olan ama dizide olmayan pek çok ayrıntıdan bahsetmiştim. Açık uçları olduğunu söylemiştim. O açık uçlar doldurulsa da örneğin annenin gizemi, örneğin Huzur Sokağı’na taşınmaları gibi bu konuları şimdilerde işleyen dizi filmde ki durgunluğun ötesine geçmiştir. Ama tüm bunlara rağmen dizide kaçırdıkları ivme kendi hatalarıyla birlikte çokça dış kaynaklıdır.

Yani Huzur Sokağı özgür olamamıştır.

Kitaba mı uysak, kanala mı uysak, seyirciye mi uysak, yapımcıya mı uysak da uysak sıralanırsa ister istemez geride kalması kaçınılmaz olmuştur.

Kanalın şimdi ki politikası da diziyi özetsiz sunmak ardından Tatar Ramazan’a ivme sağlamak.

Açıkçası bunun ne sağladığını ya da sağlayacağını bilemem ama Huzur Sokağı şu an var olan işlerden en zor iştir.

Tüm bu olumsuzlukların içerisinde bir yığın dış etkenle olabileceğin en iyisini çıkarmıştır bana göre. Bu düşüşün toparlanışı nasıl olur peki şimdi kestirmek daha zor. Çünkü ATV el değişikliği tamamlandı gibi. Yeni yönetimin bakışını kestirmek zor dizi devam eder mi eder ama nasıl ne şekilde şu an bilmek zor.

Artık Türkiye’de iş yapmak zor her an medyaya gelen darplarda ister istemez kaygan zeminde zorlanıyorsunuz.

Savaşılan bir yığın etkenin içerisinde eski şaşalı günleri yakalamak zor. Nedenler çok çözümler ne derseniz sermayesi güçlü olana bağımlı yaşama devrindesiniz bu yüzden çözümün üreticisi yine sektör olabilir ancak.

Çünkü ortada bir alarm sesi var kulaklarsa kapalı. Seyirci TV’den adım adım uzaklaşıyor tükendikçe kitaplara başvuranlarda ne yazık ki ön hazırlığı olmadan acemice ne var ki bende yaparım gibi düşünceler içinde işe başlayınca işin içinden çıkamıyor.

Bunu sadece Huzur Sokağı için söylemiyorum tüm geneli kapsıyor söylediklerim. Yan komşuda Dila Hanım örneğin hikayesi zengin işin ön hazırlığını yapmadan sırf ben yaparım egosuyla çıktı ortaya sonrasında bir ileri bir geri güzelim işi heba ettiler. Oyuncuların performansı ve fanları olmasa Dila Hanım’ın işi daha zordu.

Huzur Sokağı’da dediğim etkenleri aşamadı. Ve yanlış kitap seçimiyle yol aldı. O kadar ünlü birinin eserini senaryolaştırmak tüm dış etkenlerle beraber hiç kolay iş değildir. Keşke bu farkın farkında soyunulsaydı işe.

Şimdilerde Çalıkuşu’na hazırlık yapılıyor mesela hikâyenin ana karakteri kadın olmasına rağmen erkek oyuncunun adı geçiyor ortalıkta. Daha şimdiden yakışıklı, sevilen erkek oyuncunun ön planda tutulması işi önemsemediklerinin açık seçik sinyali. Yani bir hikâye anlatalım bizim olsun değil amaç bir dönemin popüler isimli iş yapmış eserlerini yapalım nasıl olursa olsun zihniyetiyle yaklaşılıyor. Kusura bakmayın ama ortaya da kaçınılmaz olan çıkıyor.

Oysaki merak taze tutuldukça son bilinmedikçe ya da çizgi doğru kullanıldıkça gideri her zaman iyidir. Örnek Karagül cuma’nın efendisi oldu daha da fazlasını sağlayacak gelecek dönemde benden söylemesi… Ha hep söylerim FOX burnunu sokmazsa diziye. Zira mahalle dizisine bile entrikayı bulaştırmaktan kaçınmayan bir yapıya güvencim yok…

Yani özetle Huzur Sokağı dizi sevenleri #feyzabilalevlensin derken, kitaba olan sorumluluğunu koruyabilecek mi çok merak ediyorum.

Ve Huzur Sokağı’nın asıl sınavı Feyza’nın değişim sürecini nasıl işleneceğidir.

Bu dengeyi koruyabilecek mi,  bu yolu alabilecek mi, yönetmenin ve senaristlerin işi zor bu zor olanda reyting yarışı da var nasıl çıkacaklar içinden bakalım.

oyatekin@gmail.com                                         

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

OYA TEKİN / MEDYABEY.COM

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..