- Kategori
- Kişisel Gelişim
Huzur
Kelimelere yeni anlamlar yüklenir bazen . Neyi nasıl dile getirmek gerektiğine bağlı kalınmadan zihnimi özgür bırakarak yazmak ve kelimelerle düşüncelerimi buluşturmak.
Karmaşık bin bir düşünceyi serbest bıraktım beynimde. Tüm duygularımı hislerimi ise tatile çıkardım. Huzurlu muyum yoksa ?
Zihnimde oluşan karmaşık seslerin önüne geçmiş, yazmamı arttırıcı kılan bir müzik var. çok derinden etkiliyor bu beni. Kiminin tanıdığı bildiği, kiminin hayran kaldığı ve kimilerinin de hiç duymadığı bir müzik bu. İnsan ruhunda çeşitli etkiler bırakan bir müzik. Huzur boşluğu hissettiğiniz olmuş muydu hiç? Ya da çok ümitsizken kalbinizin huzurla ve hayallerinizin umutla dolduğu.
Gözlerimizi kapattığımız anki gördüğümüz karanlık ama sonsuz bir derinlikteki iç dünyamızı? Çoğunun "karanlıktan başka bir şey görmüyorum" dediği kapalı gözler ardında sizler neler görebildiniz? Ben kendi karanlığımı gördüm. Onu nasıl ışıkla buluşturduğumu. Sıra dışı olmayı. Üzüntüler beni boğabilecekken, huzuru nasıl kullanacağımı öğrendim. Kimini söyleye bileceğim , kimini ise sadece kendime saklayacağım.Binlerce gerçeği , o karanlıklar süzmesinin içinde buldum. Buluşturdum.
Küçük bir çocuk edası ile mutluluğu hissettiğiniz oldu mu hiç? Tüm gerçeklerinizden uzaklaştığını hissedip ,tek gerçek halini alan huzuru yaşadınız mı? Peki yağmurlu bir gecede korkularınız ötesindeki sıcak bir yuva mutluluğunu? Kaçımız yaşadıklarını istedikleri ile kıyaslayıp onları dışlama hatasına düşmeden yaşayabiliyor? Kaçımız dersiniz huzur ve inancı birleştirerek insanüstü bir iyilik duygusuna sahip olabiliyor?
Yaşamımızda üstünde yürüdüğümüz yolların nereye doğru götürdüğünü bilemeyiz. Hele de zor zamanlarda insanlardan uzaklaşırız .Kapatırız ve kapanırız kendimize . Yalnızlığı tercih ederiz . Her gün biraz daha yıkarız hayallerimizi. Yaşamımızdan koparırız zararlı gördüklerimizi, iç dünyamızda temizleniriz .
İnsanoğlunun bir bütün olarak kendisi, olaylar ve sorunlar karşısında kendini en iyi rahatlığa kavuşturacak yolu seçer. Coşan bir su gibidir. Akacak ve durulacağı bir alan buluncaya kadar .Sonunda kendine ve kendi iç dünyasındaki denizine mutlaka kavuşur.Durulur
Çoğumuz acı çekmekten hoşlanırken, birçoğumuz da mutluluğun acı verici olduğunu savunur. Kimimiz mutluluğunu ve neşesini daim tutacak bir yaşam sürmek isterken, kimimiz yalnızca sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürmek ister.
Farklı ruhlar ve farklı yaşamlar nedeniyle bambaşka kişilikler ortaya çıkıyor olsa da insanlar daima anlaşabilecekleri yapıda arkadaşlar bulurlar. Yaklaşımlarına ve kendilerinde bıraktıkları etkilere göre her biri farklıdır . Kimi eş olur, kimi dost ve kimi de arkadaş. Kimi sırdaş olur, kimi de yalnız kaldığımızı hissettiğimiz zamanlarda durgunluğumuzu yok etmek için dert ortağımız olur ve öyle kalır.
Kimimize göre yalnızca yaşımız ilerlemiş, kimimize göre de hem tecrübelerimiz, hem de düşüncelerimiz olgunlaşmıştır. Gelecekle ilgili yaptığımız planlarda, ne zaman öleceğimi bilmeden kimi zaman şuursuzca geçirdiğimiz. Bu kısa yaşam çizgisinde kalp kırmamaya, şiddetten uzak durmaya, insanlar ile iyi anlaşabilmeye ve yaşamımızı sürdürebilmek için değerli olduğumuzu anlamaya çabalarız. Kimsenin bizi sevmediğine kanaat getirdiğimiz anlarda,en yakınımızdan bile uzaklaştığımızı hissederiz. Kaybolduğumuzu yokluğu sezeriz.
İnsanoğlu her zaman doyumsuzluğunu ön plana koymuş ve daha fazlasını istemiştir. Her birimiz bir diğerine çok iyi akıl verir ama, hiç kimse kendi hayatına ve kendi düşüncesine söz geçirmekte bu kadar uyarıcı olmaz. Bize zarardan başka hiç bir şey vermeyeceğini bildiğimiz halde alışkanlıklarımızı gözden geçirmez ve değişikliğe gitmeye çalışmayız.
Yararlı ve doğru olduğuna inandığımız onca yalanın içerisinde yaşayıp dururuz ve asıl güzelliği her daim unuturuz. Maalesef "hayat denen olgu ince bir dal gibidir. Dengeyi ve üzerinde yaşamayı bilmezsen, kendi ağırlığın ile kendi karanlığına düşer ve yok olur gidersin...Aman !
"Huzuru bir yakalarsanız asla bırakmayın.