Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '20

 
Kategori
Felsefe
 

HYPATİA...

O, bir kadın…

Kadının adının olmadığı bir çağa damgasını vuran bir filozof…

Kimine göre de tarihin yitik kadın felsefecilerinin başında o geliyor…

Hakkındaki bilgiler ancak yetiştirdikleri öğrenciler tarafından günümüze kadar ulaşan ama bunlara rağmen hakkında çok az şey bilinen ama çok şey anlatılan ve yazılan bir kadın filozof Hypatia… Hakkında sonradan çok sayıda kitap yazılmış, felsefe tarihçilerinin konusu olmuş ve adına sinema filmleri yapılmış gizemli bir kadın…(Bu arada HYPATİA’yı anlatan “Agora” filmini beğeni ve ilgiyle izledim. 2009 yapımı filmi izlemenizi öneririm)

İskenderiye, İskender’in kurduğu ve adını verdiği, kütüphaneleriyle, bilimsel okullarıyla önemli antik bir kent… Hypatia, İskenderiye’nin Romalılar’ın hâkimiyetine girdiği ve bir eyaleti durumuna geldiği bu önemli kentte bir bilim adamının kızı olarak M.S 370(?) yılında doğuyor…

Dünden bugüne özgür düşüncenin hep karşısında olan dinlerin de bir çatışma merkezi durumundadır o zamanlar İskenderiye; Paganları, Yahudileri ve Hıristiyan dinine mensup toplulukları bünyesinde barındırıyordu. ( Pagan,  sanıldığı gibi bir putperestlik ve çok tanrılı bir din değil, bir yaşam ve düşünce biçimi olarak doğayı kutsayan, insanları özellikle de çocukları seven ve koruyan bir yaşam anlayışı ve inançlar sistemleridir.)  Bu gruplar arasında çoğu kez şiddetli tartışmalar ve çatışmalar oluyordu. Tüm bunlara rağmen okullarında önemli bilimsel çalışmalar yapılıyordu, ünlü kütüphanesinden de yararlanılıyordu.

Hypatia’nın babası Theon da, İskenderiye’de dinsel inancı Pagan olan önemli bir matematik ve astronomi bilginiydi… Hypatia Yahudi ve Hıristiyan değildi… Hypatia da babası gibi Pagandı ama bunu da fazla önemsemeyen, merkeze almayan günümüzün deyişiyle özgür bir düşünürdü, dinlerin etkisinde değildi… Zaten dinlerin etkisinde kalsaydı, özgür düşünemezdi ve bilimsel çalışmalarını gerçekleştiremezdi… İlerde anlatacağımız gibi zaten bu tutumu onu canından edecektir…

Pagan ve Yahudilere devamlı baskı uygulayan Roma Hıristiyanlığının yönetimindeki İskenderiye hükümeti; tüm bunlara rağmen bilgisiyle, bilimsel çalışmasıyla öne çıkan Hypatia’yı, Plotonis Okulunun başına getiriyor… Katı bir erkek egemen anlayışın hâkim olduğu İskenderiye’de kadın ve erkek öğrencilerin sevilen bir bilim kadını olarak, günümüze de yansıyan önemli çalışmalar yapıyor. Ünü hızla Anadolu’ya, Kuzey Afrika’ya ve diğer birçok yerlere yayılıyor. Çok güzel bir kadındı. Öğrencilerinin çoğu ona âşık oldu. Hatta bir tanesi bu yüzden intihara kalkışınca: Hypatia bir gün derste soyunarak ve regl bezini çıkararak “işte âşık olduğunuz bu” diyerek, öğrencilerine önemli bir ders vermiş oluyordu…

 Günümüzde de etkin olan dinsel bağnazlığın, din savaşlarının ve çatışmalarının en acımasızca yaşandığı İlk Çağ’ın Ortaçağ karanlığına doğru yol aldığı bu dönemde düşünen yorumlayan, sorgulayan bir bilim kadını ve felsefecisi olan Hypatia’nın işi zordu…

İlkçağın- Antikçağın- Ortaçağın Hıristiyan bağnazlığına doğru yöneldiği bir çağda yaptığınız her bilimsel çalışma Hıristiyan anlayışının, kilise babalarının kontrolündeydi… Hypatia Dünyanın yuvarlaklığını ve hatta elips olduğunu ve Dünya’nın kendi ekseni ve Güneşin çevresinde döndüğüne dair dersler vermeye başlamıştı o zamanlar okulunda…  

Bu yönüyle çalışmaları Bruno, Galile ve Newton’un öncüsü sayılabilir…

Hypatia’nın bu çalışmaları, her bilimsel çalışmayı Hıristiyanlık inanç sistemi açısından değerlendiren Kilise Babaları, Hypatia’nın bu görüşlerini ve bilimsel çalışmalarını dine karşı bir duruş olarak görerek cezalandırılmasını teşvik ettiler…

Fanatik Hristiyanlar, Hypatia’yı arabasının arkasına bağlayarak sürüklediler, yakılmadan önce canlı canlı keskin deniz kabuklarıyla kesilerek kiliseye götürdüler ve bir bilim kadınını bağnazlığa kurban ettiler…

“Ben gerçekle evliyim” diyen, Felsefe ve astronomi konusunda açık konuşmalarıyla ve seks hakkındaki açık fikirliliği ile “Düşünme hakkını hep kullanmalısın, çünkü yanlış düşünmek hiç düşünmemekten yeğdir.”diyen Hypatia, geometri, aritmetik, konik eğrisi konusunda önemli çalışmalar yaparak bunları Güneşin, yıldızların konumunu belirlemede kullanmış önemli bir bilim kadını ve felsefecisiydi…

Hypatia öldürülmeseydi ve İskenderiye Okulu kapanmasaydı insanlık bugünkü uygarlık düzeyine yüzlerce yıl önce kavuşur muydu? Sorusu bugün hep soruluyor…

Düşüncelerinden dolayı, Hıristiyan güruh tarafından öldürülen Hypatai,  günümüzde özgür bir düşünür ve bir felsefe şehidi olarak anılmakta, Ay'da bir kratere de adı verilerek günümüzde de yaşamaktadır... 

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..