Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '14

 
Kategori
İnançlar
 

Hz. Fatıma: Dünya kadınlarının en üstünü

Hz. Fatıma: Dünya kadınlarının en üstünü
 

Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en üstün anne ve babasının çocuğu olan Hz.Fatıma, Mekke’de  Peygamber Efendimizin en küçük kızı olarak, dünyaya gözlerini açmıştır. Eşi Hz. Hatice’nin doğumu yaklaştığında, Hz .Muhammed eşine ’’Ey Hatice! Cebrail geldi. Çocuğumuzun pak ve kutlu bir fidan gibi bir kız olacağını ve neslimizi bu kız vasıtasıyla devam ettireceğimizi  müjdeledi.’’ Demiştir. Çok geçmeden Hz. Hatice etrafa nur saçan bir kız çocuğu dünyaya getirmiştir. Bu bebekten yayılan ışığın Mekke’nin tüm evlerinde parladığı rivayet edilir.

Çocukluğundan itibaren babasından ilim ve marifet öğrendi. Babası onun yetişmesine son derece özen gösterip hidayet yolunda ilerlemesi için rehberlik etti. Fatıma’nın zihni son derece açık , algılama kapasitesi yüksekti. Döneminin okur yazar nadir insanlarındandı. Kur'an ilimleri, Dinler tarihi ile ilgili konularda bir çok bilgiye sahipti. Ayetlerinin tamamını yorumlamada ustaydı.

Nefsini teskiye çabasında sabırlıydı. Belalara sabreden, yaşam şartlarına kabul gösteren, sebatkar bir kişiydi. Çok şeye sahip olma istek ve hırsına sahip değildi. Onun için dünyevi şeylerin yokluğu ve varlığı birdi. Bir insanın uğrunda feda etmekte zorlanacağı herhangi bir şeyi feda etmek onun için kolaydı. Hiç kuşkusuz bunlar O’nun Yaradan’a bağlılığının belirtileriydi.

Peygamber Efendimiz önemli konulara O’nun  aktif olarak katılmasını sağlıyordu. Resullulah ‘’ Fatıma vücudumun bir parçasıdır.O’nu  üzen her şey beni üzer, O’nu sevindiren her şey beni sevindirir.’’ Diyerek kızına verdiği değeri vurgulamıştır.

Evlenme çağı geldiğinde eşraftan bir çok kişi Fatıma’yı istemiş fakat Hz.Muhammed bu konuda Allah’ın hükmünü beklemiştir. Nihayet  bir gün Allah’ın kızına Hz .Ali’yi eş olarak belirlediğini müjdelemiştir. Hz. Ali,  Peygamber efendimizin evinde onun ve eşinin  merhamet ve şefkati altında büyüyüp daha buluğa ermeden İslama giren ilk çocuktur. Bir yandan ilim alanında eşsiz bir dehaya sahip, diğer yandan kılıçla yatıp kılıçla kalkan ve ok gibi savaş alanına fırlayan bir yiğittir. Yıllarca yetiştirdiği evladı yerine koyduğu yeğeninin damadı olarak  müjdelenmesi, Hz.Muhammed’ de sevinç yaratmıştır.

 Bu kutsal evlilik son derece sade bir şekilde gerçekleşmiş ve  evlilikten Hz.Fatıma ile Hz. Ali’nin 5 çocukları olmuştur. Esma bin Ümeys Peygamber Efendimize bir gün şöyle sormuştur:

‘’Ey Allah’ın Resulu. Fatıma çocuk doğurduğu sırada ben de oradaydım. Onda herhangi bir kan görmedim .Bu nasıl oluyor ?’’

Peygamber Efendimiz şöyle cevap  vermiştir:

’’Ey Esma! Fatıma insan suretinde yaratılmış bir melektir. O'nun pak ve her türlü zaaftan azade olduğunu görmüyor musun?’’

‘’Muhammed Okulu’’nun daim öğrencisi Fatıma, yaşam şartları gereği  bir çok kez açlıkla, yoklukla karşı karşıya gelmiştir. Kimi gün çocuklarını doyurmak için yün eğirmiş, karşılığında arpa almış, kimi gün su  ve yiyecek taşımıştır. Oruçlu olduğu halde iftarını 3 gün boyunca suyla yapıp sofrasında bulunan bir lokma ekmeği kapısına gelen fakire ikram edecek kadar da  cömerttir.

Hz .Fatıma savaş alanında okların, kılıçların konuştuğu zamanlarda, babasının ve eşinin yanında yer alır, yaraları sarar, savaşçılara moral verirdi. Akıllı ve dirençli bir kadın olduğunu her daim gösterirdi.

Ailesiyle ilgili olmayan şeylere karışmaz, kendisine soru sorulmadıkça sessiz kalırdı. Ama ne zamanki cevap vermesi gerekir işte o zaman ağzından derin manalara sahip cümleler dökülürdü. Kelimeleri özenle seçer, konuştuğunda kalpleri coştururdu. Öyle ki hitabı insanları kolaylıkla etkisi altına alırdı.

 Bir gün Peygamber efendimiz kızına :

‘’Kızım, Alemin en üstün kadını olmaktan sevinmiyor musun ?’’ diye sordu.

Hz.Fatıma:

‘’Babacığım benim hakkımda böyle diyorsun ama İsa’nın anası Meryem daha üstün değil midir?’’

Hz. Muhammed :

‘’ O kendi zamanının en üstünü idi. Sen ise geçmiş ve gelecek bütün kadınların en üstünüsün.’’ demiştir.

Hz. Fatıma, Peygamber Efendimiz ölene kadar tatlı bir tebessüm halindeydi. Ne zaman ki babasını kaybetti işte o zaman o tebessüm yerini hiç bitmeyen göz yaşlarına bıraktı. Babasının acısına dayanamamış, babasının ölümünden birkaç ay sonra sessiz sedasız ebedi aleme yol almıştır. Vasiyeti üzerine gece gömülmüş, cenazesine bir kaç kişi dışında kimsenin katılmasına müsaade edilmemiştir. Soyu Hz. Hasan ve Hz.Hüseyin’le devam etmiştir.

Aklın, iradenin ve sabrın timsali bu yüce kadını saygıyla anıyor, tüm aleme örnek olması dileğiyle, bu yazı okundukça  O’nun  nurundan bir nur akmasını niyet ediyoruz.

                                                                                                                               Ayperi Ferda Oral

                                                                                                                                Eğitimci Yazar

 

 
Toplam blog
: 103
: 6084
Kayıt tarihi
: 06.02.13
 
 

Hacettepe Üniversitesi  İngiliz Dil Öğretmenliği mezunu Ayperi Ferda Oral, üstatlardan, Metafizik..