Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '15

 
Kategori
İnançlar
 

Hz Muhammed'in Müşrik yol Rehberi; Abdullah bin Üreykit

Hz Muhammed'in Müşrik yol Rehberi; Abdullah bin Üreykit
 

Hepimiz Hz Muhammed (SAS) ve Hz Ebu Bekir'in Hicret yolculuğunda Güvercin'i ve Örümcek ağının ucizesini çok duyduk ancak Hz Muhammed'in Yol Rehberi Müşrik Abdullah bin Ureykıt'ı pek duymadık. Niye mi? Lütfen yazıyı okuyunuz sonuna kadar.

Müşrikler Daru’n-Nedve'de Hz Muhammed’İ (SAS) öldürmek için zekice bir plan yapmışlardı, her aileden bir genç Hz Muhammed’e mızrağını sokacak ve kanı tüm kabilelere dağılacak böylece Haşimoğulları tüm kabilelere savaş açamayacağı için kan bedeli olan parayı kabul edip bu olay kapanacaktı. Bu zekice bir plandı. Ebu Cehil’İn planıydı. Aslında son derece zeki ve birkaç yabancı dil bilen bu adama İslamın taktığı isimin Ebu Cehil olmasının nedeni “İnsanlığa bireysel ve sosyal anlamda barış ve huzuru getirecek olan adaletin ve etikliğin temeli mesaja duyduğu sorumsuzluktu” Onun cehaleti bilgisizlikten değil bilip te üzerini bile bile örtmek inadındaki küfründen gelmekteydi.

Hz Muhammed yola çıkmadan önce emanetleri sahiplerine versin diye kendi yatağında Hz Ali’yi (RA) yatırdı. Bu çok önemli bir konudur. Zira emanetleri başka hiç kimseye emanet etmemişti. Herkes güvenip emanetini Hz Muhammed’e getirmişti. Hz Muhammed’de Ali’ye güvenip emanetleri ve kızı (Fatıma)’yı vermişti. Müslümanlar bunu çok iyi not etmeliler.

Hz. Muhammed yanına Hz. Ebu Bekir’i (Ra) alarak Medine’ye yola koyuldu.

Müşrikler Hz Muhammed’in yatağında Ali’yi gördüklerinde hayret ettiler, ölümü bile göze alacak kadar ona bağlıydı yakınları.

Muaviye’nin Babası Ebu Sufyan “Muhammed’i ve Arkadaşını getirene iki yüz deve verilecektir” dedi.

Hz Muhammed’in ve arkadaşının başına verilen bu ödülü Hz Muhammed’İn yol rehberi Abdullah bin Üreykit duymuştu.

200 deve iyi bir servetti, Hz Muhammed’i ve Ebu Bekir’i Mediye’ye sağsağlim ulaştırmak için aldığı peşin paradan daha risksiz bir servetti. Eminimki Abdullah bin Üreykit’in de borçları vardı, o servete konmak için nedenleri vardı, o bunu yapmadı çünkü adil ve ahlaklı bir adamdı. Hz Muhammed’in sonu seçmesinin nedeni onu çok iyi tanıyor olması ve ona güvenmesiydi.

Üstelik Abdullah bin Üreykit bir müşrikti ve Müslüman değildi. İşini çok iyi yapan adil ve etik biriydi o kadar.

Burada biz Müslümanlara Hz Muhammed’İn hayatından önemli bir ders var. “Bir işi ehliyle yap. İşini bilen iş ahlakı sahibi kandırmayacak onurlu dürüst adil ve etik insanlarla çalış”

Oysa günümüz Müslümanları bir işi yapacağı zaman işi ehliyle yapmıyor, kendi cemaatinden namaz kılan biriyle yapıyor, isterse ehil olmasın. Bu cemaatlerde böyle, siyasal partilerimizde böyle, aile şirketlerindeki nepotizmden görüyoruz bu böyle.

Bu yüzden asla burnumuz pislikten kurtulmuyor.

Sünneti tabağı ekmekle sıyırmak olarak gören bu ümmet gerçek sünnetin “İşi ehline vermek” gibi adil ve etik perspektiften olduğunu anlatan sünnetleri asla görmedi göremedi, çünkü ilmihal İslamcılığı gözlerimizi o kadar kör etmişki ritüelden başımızı kaldırıp esası düşünmemişiz bile.

İlk baştaki sorunun cevabı.

Bizlere her zaman mucizeci İslam anlatılmıştır hep. Kulun kendi çabası ve iradesi geriye atılmıştır. Kulun işi ehliyle yapması kuralı ve uyarısı geriye atılmıştır.

Aşırı mucizeci yaklaşımlarımız ve esas olanı görememek bizi bireysel ve toplumsal olarak mahvetmektedir.

Düşünenlere selam olsun….

 

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..