Hz. Peygamber ve Kur'an

 

Prof. Dr. Nedim Bahçekapılı

 

Hz. Peygamber'ın Kur'an Karşısındaki Konumu

 

Hz. Peygamber’in Kur’an karşısındaki konumu-pozisyonu meselesi sadece günümüzün sorunu değil, tarihi çok eskilere uzanan bir  tartışmadır. Nitekim bu konuyu ilk defa Mekke müşriklerinin  tartışmaya açtığını görüyoruz.  Kur’an’da konuyla ilgili şu ifadeler yer alır. “Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti. Bu dedi, "Olsa olsa eskilerden nakledilmiş bir sihirdir.  Bu, insan sözünden başka bir şey değildir.  Ben onu sekara (cehenneme) sokacağım. Sen bilir misin sekar nedir?  Bitirir ama yok olmaya da bırakmaz.” (Müddessir: 18; 24-28) 

 

Ayetlerden anlaşılacağı üzere Cenabı Allah Kur’an’ın insan-beşer sözü olduğu iddiasını  kesinlikle reddediyor. Bu insan sınıfına Peygamber de dahildir. Nitekim İsra suresinde Hz. Peygamber açık ve net bir biçimde beşer-insan olarak niteleniyor. ” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beşer-insanım.” (Isra:  93) 

 

Bu gerçekten hareketle, hicri III. Asırda yaşayan büyük ilim adamı İmam Tahavi, başta Ebu Hanifenin görüşleri olmak üzere sünni itikat esaslarını ihtiva eden “el-Akıdetü’t-Tahâviyye” isimli eserinde, “Kur’an Allah kelâmıdır ve O’ndan söz halinde nâzil olmuştur.” ifadelerine yer verir. Tahavi konunun hassasiyetine vurgu yaparken şu ikazda bulunmaktan da geri durmaz: “Allah’ın hakiki kelâmı olan Kur’an’ı insana ait kelâma benzetmek kişiyi küfre götürür. Zira Kur’an’da, “Bu Kur’an sadece bir insan sözüdür” diyenlerin cehenneme atılacağı (el-Müddessir: 25-26) bildirilmiştir ( s. 12-13, 20). 

 

Demek ki; hassas konularda konuşurken çok hassas davranmak gerekiyor.