- Kategori
- Felsefe
Hz.Adem'in Cennete Dönüşü
"Ey Âdem! Sen ve eşin cennette durun, dilediğiniz yerden yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." (Araf 19)
İşte insanoğlunun ilk imtihanı, Kutsal kitabımızda bu şekilde anlatılıyor. Adem Peygamber, Cennet mülküne sahip ve sonsuz nimetlerle dolu bir yaşamda iken, Yaradan’dan gelen uyarıyı algılayamadı. Bir ağacın meyvesinin kendisine yasaklanmasına anlam veremedi. Bulunduğu alemin kadrini bilemedi. Ruhunu beşeri olana teslim etti. Ve böylece nefsin zevkine adım attı.
Ağacın meyvesinden yemekle, dünya alemine nüksetti. Semadan zemine inip, beden elbisesi giydi. Hz Adem’ in vücudu, bütün insanlığın vücudunun temsili oldu.
Adem sözcüğü ile Arapça toprak anlamına gelen edım ve İbranicede de insan anlamına gelen adham sözcükleri arasında bağ bulunmaktadır. Kutsal kitapların imgeler, simgeler ve semboller kullanarak anlattığı göz önüne alınırsa, Adem Kıssasında da bahsedilmek istenen, bir şahıstan öte tüm insanlıktır.Zaten Tevrat ın 1.kitabı Tekvin’de de belirli bir insan çiftinden söz edildiğine ilişkin hiçbir belirti yoktur.
Havva sözcüğünü incelediğimiz de de İbranice hayyim ve arapça da hayy olarak ifade edilen yaşam sözcüğünden türediği kolaylıkla farkedilir. Bu bağlamda incelediğimizde Hz.Adem ve Hz. Havva olarak bedenlenmiş ilk insan cinsinin, cennetten kovuluşunun öyküsünün, zahir anlamı dışında, tüm insanlığa yönelen, derinlikli anlamına ulaşılabilir. Admon yani insan, yaşamsal düzlemde (hayy ) madde (elma ) ile karşı karşıya geldiğinde, maddenin cazibesine kapılıp, yasak olana meyletmiştir. Böylece de bütüncül, tam ve eksiksiz, samediyete mazhar bir Hz. İnsan formundan, maalesef ki eksik, tamamlanmamış bir Ademiyete düşüş gerçekleşmiştir.
’’Rabbimiz biz kendimize zulmettik’’ (Araf 23) diyerek yaptığının yanlışlığını idrak eden Adem Peygamber, tövbe etmiş ve bağışlanma dilemiştir.
‘’Bu durum devam ederken Âdem, Rabbinden bir takım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.’’ (Bakara 37)
Çok çok bağışlayan Allah dünyaya meyil etmiş Adem‘i bağışladı. Biz ki Ademoğluyuz. Bu bağışlanma, bize de tecelli etmekte İnş’Allah.
Maddesel düzlemde hevesini uyandıran insan, dünyevileşir. Kesret döngüsüne takılı kalır. Asıl olanın Adem Peygamber’in düşmeden önce bulunduğu yer olan, cennet alemi olduğunu idrak edemez. Adem metaforunda büyük rolü oynayan yılanın esiri olur. Peki kadim bilgelikte bu yılan ne anlama gelir? Hint, Mısır ve Yunan gizemleri, buna tek yanıt veriyorlar. Kuyruğunu ısıran yılan, hayatı harekete geçiren güç ve evrensel yaşamdır. Bu, insanın içindeki enerjidir. Alemler üstüne sıçramak için verilmiştir. Yoksa sebepler dünyasında takılı kalmak değildir amaç.
Adem’ in çıktığı yolculuk, nedensiz değildir elbet. Cennetten kovulduysa, yasak olana el uzattıysa, hepsi ‘’İlahi Plan’’ dahilindedir. Nefsin şehvetine kapılmıştır ki kulluğun marifetini bulup, en kutsal makama ulaşsın.
Kesret Aleminde, ihtilafa düşen akıl ve nefs, nefsin terbiyesiyle, Vahdet Okyanusunda birlenir. Böylece enerji kaynağına döner, büyük dönüşüm gerçekleşir. Hakikat kapıları açılır. Ademoğlu da cennetine tekrar kavuşur İnş’Allah.
Ayperi Ferda Oral
Eğitimci