- Kategori
- İlişkiler
İade-i itiraz!
Elimizde olmayan nedenler, neden elimizde değiller?
Kim alıyor onları elimizden, kim saklıyor da bulamıyoruz? Neden çaresiz kalıyoruz, neden eli kolu bağlı beklemeye zorlanıyoruz? Neden hep bir şeyleri yapmak için zamanının gelmesini bekliyoruz? Harekete geçmekte neden hep geç kalıyoruz? Karar vermek için neden gereğinden fazla düşünüyoruz?
Niçin korkuyoruz, korkutuluyoruz? Cesur olmamız gerektiğinde neden birileri cesaretimizi kırıyorlar? Oysa aynı kişiler biz korkarken bizi cesaretlendirmeye çalışmıyorlar mıydı? Yoksa şimdi de onlar mı korkuyor, onlar mı bekliyor, onlar mı düşünüyorlar?
Hep merak etmişimdir insanlar neden hep bir şeylere karşı çıkıyor, neden hep bir şeyleri eleştiriyorlar? Hem de koşulsuz.
Bunun koşulsuz olduğunu deneme yanılma yöntemiyle bizzat öğrendim ve hiç yanılmadım.
Şu an ben de bunları yapıyorum, bir şeylere karşı çıkıyor ve eleştiriyorum. Nedenini bilmiyorum. Belki de bunun gerekli olduğunu düşünüyorum. Belki de insanlardan öğrendiğim tek şey bu: Koşulsuz itiraz.
Bundan da vazgeçmeyeceğim. İtiraz ve eleştirilerim daima sürecek. Doğruyu, yanlışı herkes bilecek, öğrenecek.
"Sana ne canım bizim doğru-yanlışımızdan" gibi sözler duymak istemiyorum. Tam tersi bunlar benim üzerime vazife.
Merak etmeyin saygıda kusur etmem ve acıtmadan söylerim; tıpkı sizin gibi.
Bu sadece "iade-i itiraz" meselesi. Günümüz Türkçesi ile itirazın iadesi...
Saygılar.
(((Osman Genç)))