Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '19

 
Kategori
Resim
 

İbrahim Balaban'ın Ardından

"Haziran'da Ölmek Zor"

Seç köy'den ressam, yazar İbrahim Balaban

Düşünün hayatınızın en kötü gününde biri sizi dinleyip hayata bakış açınızı değiştiriyor. O size hayata nasıl bakmanızı gerektiğini ve nasıl olurda nasıl iyi bir insan ve iyi bir sanatçı olmanız konusunda yönlendiriyor.

Nazım Hikmet, Orhan Kemal'le  Bursa cezaevinde yıllar geçirmeleri Türk edebiyatına Orhan Kemal'i ve Bursa seçköy doğumlu İbrahim Balanan'ı Türk sanat hayatına kazandırdı.

Nazım Hikmet'tin öngörülü olmasını Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü bana; "Nazım Hikmet geleceği gören, insancıl ve insanların hayatını etkileyen biri idi" demişti. Kesinlikle doğrudur ama bende ekliyorum. Nazım Hikmet, Sn.Orhan Kemal ve Sn.İbrahim Balaban'da bu cevheri görmese onlarla ilgilenmez, sanat hayatına bu kadar hızlı kazandırmak için bu kadar çalışmazdı.

Balaban’ın yaşamını yitirdiği haberini gazeteci ve yazar Nazım Alpman Twitter mesajından duyurdu. Alpman paylaşımında "yaşayan en büyük ressamımız" olarak adlandırdığı Balaban'ın cenaze töreninin 11 Haziran Salı günü Şişli camiinde cenaze namazı kılındıktan sonra Bursa seç köy'e defnedildi. . 

Ben de İbrahim Balaban'ın ölümünü twiter'dan  öğrendim. Benim de nacizane İbrahim Balabanı hayatı hakkında bir belgesel projem vardı. İbrahim Balaban'ın kardeşinin gelinin Gül Kurtkaya Balaban ile belgesel projemizi gerçekleştiremedik ama hala olabilir diye düşünüyorum gerçi Reis Çelik'in "Balaban" belgeseli gibi olmayacağı kesin.

Gelelim İbrahim Balaban'ın hayat hikayesine 1921 yılında Bursa seç köyde dünya ya gelen ressam, 16 yaşında iken tam olarak öğrenemediğim bir olaydan dolayı hapse girer. Cezaevinde en büyük şansın şair baba ile tanışması. Balaban yedi  yıllık Nazım Hikmet günlerini "Şair Baba ve Damdakiler" kitabında anllatır.

Anılarında nazım ona resmini çizmek istemesi ile başlayan ressamlık hayatı, nazımın bir çok şiirini ve hikayesini kaleme alması ile devam eder.

Türkiye ressin sanatının en önemli isimlerinden biri olan Balaban resmin yanı sıra felsefe, sosyoloji ve politika gibi alanlarda da bilgi edindi. 1942'de tutuklanan Balaban, 1950’de çıkan aftan yararlanarak serbest kaldı.  Karma sergilerin yanı sıra 1953’te ilk kişisel sergisini düzenledi.“Birinci dönem” adını verdiği bu sergiyi, 1959 yılından itibaren diğer sergileri izledi. İki binden fazla tablosu bulunan Balaban'ın 11 de kitabı var.

Nazım Hikmet'in yadigarı, öğrencisinin ilginçtir yazarlık değil de resim öğrenmiştir. Balaban'ın resimlerine gelince Basit çizgilerle büyük gözlü anadolu kadınlarını ve insanlarını çizer, resimlerinin. Resimleri nuri iyem ve fikret otyam resimlerini andırır ama resimlerinin hepsinin ayrı ayrı hikayeleri vardır. Benim en çok sevdiğim resmi ise 2006 yılında çizdiği "Ekin Taşıyan" adlı resmi, birde 1950 yılında resmettiği "Doğum" adlı eserleri.

Evet,  Nazım Hikmet'in adını taşıyan oğlu Hasan Nazım Balaban;  "Türkiye'de maalesef sanatçılar yaşarken değeri bilinmiyor"   sözlerinde haklı.

Ama bize arkasından ölümsüz eserler bıraktı. Mekanınız cennet olsun Nazım Hikmet(3 Haziran 1963), Orhan Kemal (2 Haziran 1970) ve İbrahim Balaban (9 Haziran 2019) ışıklar içinde uyuyun . İyi seyirler.

 
Toplam blog
: 136
: 6807
Kayıt tarihi
: 09.05.15
 
 

Kültür ve sanat alanında araştırmalar yapıyorum. Birçok yayına sinema ve tiyatro alanında yazılar..