İbrahim Bey, Uyan, Sayın Bülent Arınç Geldi!...

Bülent Arınç, ilginç çıkışları, “dokundurmalı konuşmaları”yla bildiğimiz bir siyasetçi. Kendine özgü bir üslubu var; seçmene seslenir gibi konuşur. Anlatımı, ses tonunu da farklı oluyor. Cümleleri arasında öyle boşluklar da yok; ağzından sözcükler, belli bir uyum içinde dökülür gider.

Denize varmak üzere olan, suları dinginleşmiş ırmak misali...

Konuşurken, dinlerken çok duygulandığı, gözlerinden yaşlar aktığı da çok görülmüştür.

Kendini dinletir de...

*****

Silahlı saldırıya uğrayan, yoğun bakımda uyutulan İbrahim Tatlıses’in durumuyla ilgili bilgi almak için hastaneye giden Arınç , kimsenin alınmadığı yoğun bakıma giriyor. Hastane çıkışında gazetecileri bilgilendiriyor:

“Dış görünüşüyle, bildiğimiz Tatlıses'ti. Allah selamet versin. Allah en kısa zamanda şifa versin. Gözlerimle de gördüm ki, nabzı ve nefes alışverişleriyle genel durum itibariyle maşallah güzel. Bundan ayrıca memnunum.”

Gel de şaşırma, “Allah Allah” deme!

Arınç, sanki seçmenlerine nutuk atıyor.

Arınç, zaten şaşırtmıştı:

"Kendisini yoğun bakımda ziyaret ettim, uyuyordu. Uyandırılmamasını rica ettim."

Bu, ne demek?

Arınç, yoğun bakımda yatan, yaşam mücadelesi veren, uyutulan Tatlıses’i doktorlar, “Bak, Sayın Bülent Arınç geldi” diye uyandıracaklarını mı sandı?

Yok, böyle değilse, niye “Uyandırılmamasını rica ettim." desin?

Bunun neresinden tutacaksınız?

Ben de kendimi tutamayacağım!

En iyisi, yazı, bu kadar olsun!

TURGUT ÇELİK/ Mersin