Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '15

 
Kategori
Deneme
 

İç dök me ce ler

İç dök me ce ler
 

Bazen her şey daha zor oluyor. Bazen her şey daha imkansız. Ve çoğu şey ona olan bakış açımıza göre değişiyor. İnsan bazen içini beyaz bir kağıda dökmek zorunda kalıyor. Beyaz kağıda içimi döksem beraber toplamayız, toplayamayız; ama benim bozulan moralimi biraz olsun toparlayabilirim ben. Her şeyi kendin yapmak zorunda olmak. Hayatı manen kendin yüklenmek ağır, doğal ama zor bir şey. Hayat göründüğü gibi değil; oysa duygular hissedildiği gibi.

Bir bardak kahve kendine getirir mi insanı? Bir dilim pasta siler mi günün tatsızlığını? Ve insan mutsuzsa da yine akmaya devam eder mi yaşam? Yine tek başına... Bu sorulardan cevabı en net olan şu ki; zaman her türlü akmaya devam ediyor. Üzülsek de sevinsek de akışa müdahale etmek elde değil. Akışı lehe çevirmek için ne yapılabilir diye düşünüyorum. Biraz iyi düşünmek, biraz iyi şeyler yapmak. ''Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin.'' demiş Mevlana. Hiç bir başarı, hiç bir güzellik kendiliğinden geçmiyor elimize. Bir mucize yok, sihirli değnek yok. 

Hayat gerçekçi ve soğuk. İnsanlar kaprisleri, çıkmazları, kompleksleri ve egolarıyla bir bütün. İnsanlar soğuk ve kibirli.

İyi şeyler olsun diye yeterince beklediğimi ve iyi şeyler olmadığını görüyorum. Günler sanki bir öncekinin tekrarı, günler güzellikten yoksun. '' Severek yaptığınız, içten yaptığınız her şey size geri döner'' demişler; dönüş yolunda yolda mı kaldılar acaba? 

Hayatta bekleyerek ya da umut ederek hiç bir şey olmayacağının farkındayım. En uzun yolların bile bir adım atmakla kat edilmeye başlanacağının bilincindeyim. Dışarıdan gelen seçim arabalarının sesi oldukça irite edici. Arkamda sohbet eden iki kişinin sesi yükseliyor arada. Müzik bangır bangır mı yoksa seçim arabasının sesiyle mi karıştı derken, sonunda kesildi ses kirliliği. 

Hayat bu kadar gürültülü olmak zorunda mı? İçimizdeki sesler dışarıdaki sesleri bastırmaya yetmiyorsa ne yapmalı? Kalbimizdeki şarkı, dışarıdaki ritme uymuyorsa peki? Yalnızsam, yapayalnız. Elimde tuttuğum kalem, yüreğimden dökülenleri akıtmaya yeter mi? Dün yanımızda olanlar bugün uzakta olmak zorunda mı? İnsan yalnız veya kalabalık ama onu anlamayanlarla birlikte bu gürültüde ne kadar nefes alabilir? Boğulmamak mümkün mü bu kalabalıklar içindeki yalnızlıkta.

22.05.2015

Hazal Yıldız

 
Toplam blog
: 45
: 522
Kayıt tarihi
: 21.10.13
 
 

1991 doğumluyum, avukatım ama burada bulunma amacım hukukla ilgili değil. Ben yazmaya tutkunum. Y..