İç sızlatan bayram…

Yıllardır içimden televizyonda cumhuriyet bayramının canlı gösterilerini izlemek gelmiyor. Büyük bir şevk ile izlemeye oturduğum resmigeçitler biraz sonra içimi acıtmaya başlıyor. Yandaş tv kameramanları nın öne çıkardığı, sırıtık yüzlerini alay edercesine uzun gösterdiği, cumhuriyeti aşındırmak, fırsatını bulunca da yıkmak niyeti besleyenlerin alaycı görüntüleri mide bulandırıyor. Bu orda olmaması gereken yüzleri izlememenin çaresinin televizyon izlememek, sadece kendi ilindeki etkinlikleri gidip yerinde seyretmek olduğunu biliyorum. Ancak insan bütün ülkenin yaşadığı coşkuyu da paylaşmak istiyor.

Her Türk vatandaşının bilmesi gerekse de, yakın tarihimizi, okullarda bu gün bayram kutlamalarını gösterdikleri gibi yüzeysel ve yetersiz öğrettiklerinden, veya öğretmediklerinden, ABDnin taktiği beyin yıkama hapı dizilerden vakit bulup da insanımızın araştırmadığından bilemezler, ama 3/Mart/1924 Cumhuriyetimiz için çok önemli bir tarihtir.

O gün, Şeriye ve evkaf vekâleti kaldırıldı.

Hilafet kaldırıldı,

Tevhidi tedrisat kanunu getirildi.

Bu üç olay cumhuriyetin ilanı kadar önemlidir. Çünkü o gün, yüzyıllardır ülke insanının bilimden fenden, çağdaş uygarlıktan geri kalmasına sebep olan unsurlar hayatımızdan söküp atılmıştır. İncelersek:

Şeriye ve evkaf vekâleti, çıkan kanunların şeriat hükümlerine uygun olup olmadığını denetleyen bir bakanlık idi. Gündelik yaşamla ilgili konularda bir üst bakanlık olan bu bakanlık doğası gereği şeriatı baştaki padişahın meşrebine göre algılar ve kararları ona göre verirdi. Yani padişahı en fazla mutlu eden bakanlıklardan biri idi.

Günümüzde hala bir kısım işler için de olsa ulemadan(Din büyüğü???) fetva almaya çalışan yöneticilerin Cumhuriyet bayramı törenlerinde ön sıralardaki alaycı sırıtmaları insanın içini acıtıyor.

O gün hilafet kaldırıldı. Günümüzde ılımlı İslam ambalajına sarılı, ABD ye ait BOB projesi ile halifelik benzeri uygulamaların yeniden getirilmesi söz konusu. İşte cumhuriyetin en temel kazanımlarından olan hilafetin kaldırılmasını sulandıranlar da bu gün sahnede ve sırıtıyorlar.

Bence en önemli değişikliklerden biri de Tevhidi Tedrisat kanunun getirilmesi idi. Neler getirdi bu kanun,

1) Yerli yabancı, vakıflara ait veya ne kadar özel okul varsa hepsi Milli Eğitim Bakanlığına devredildi. Böylece artık birer ihanet yuvası haline dönüşmüş birçok okul denetim altına alınmış oldu.

2) “MADDE 4- Maarif Vekâleti yüksek diniyat mütehasısları yetiştirilmek üzere Darülfünunda bir İlahiyat Fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı dineyinin ifası vazifesi ile mükellef memurların yetişmesi için de ayrı mektepler küşat edecektir.” Tırnak içinde aynen aldığımız maddeye göre de din adamı yetiştirmek amacıyla İmam Hatip okulları ve bunların devamı olarak da İlahiyat fakülteleri açılması kanuna bağlanmıştır. Sırf din adamı yetiştirmek için olan bu okullardan mezun olanların bakan, başbakan, hatta cumhurbaşkanı olması, bu kanunun olması gerektiği gibi kullanılmadığını gösterir. Konulan bu madde dinin siyasete alet edilmesini önlemeye dönük iken bu günkü durum ortadadır.

İşte bu türlerde tirübünler den insanlara alaycı tebessümleri ile el sallıyorlar. Bu da iç acıtıyor.

Merak edenler bu cumhuriyetimizin bence en temel üç konusunu araştırıp öğrenir. Ve tirübünlerin ön saflarından alaycı bakışlarla el sallayanları daha gerçekçi değerlendirir. Umut ve şevk ile bayramımızı tekrar kutluyorum.

29/10/2010