Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

İcatları keşfetmeye devam

İcatları keşfetmeye devam
 

Işınlama; ABD li bilim adamları durmazki boyuna bir şeyler karıştırttırılır. Şimdi de çağın en karizmatik icadını buldurtmuşlar. Bir zamanlar Dr.Mor risk jessu zaten birleşik alanlar deyip globalleşmenin temelini kazarkene, aslında o da gidip Ein şteinin Frankeştayn dan çaldığı bir projeymiş.Işınlama üzerine çalışırkene birkaç bilim adamının da yok edildiği bu yöntemle basına sızdırılmış.Bu deneye Philadelphia deneyi adı verilmiş çünkü orada pil bolmuş.elektrik faturası fazla gelmesin diye pilli bebeklerle idare ediyorlarmış.Böylece enertjide tasarruf altınına dönüşüyormuş.104 mürettebatlı ve uss Eldridge adlı askeri gemi tüm gizlilik raporlarını karaborsada satan yankee tarafındab deşifre olmuş.Philadelphia da denizin üssünde yeşil bir sise bürünerek yavaş yavaş kaybolmuş.Geçende de bir tankı kaybettiler.Kaybolanlar kaybolan yıllar adı altında tv de dizi olsa da o zaman 640 metre öteden Norfolk deniz üssünden çıkıvermiş.Böylece iki deniz üssü kardeş olmuşlar.Bu yöntem şimdilerde Irakın kuzeyinde kaybedilen asker ve techizatın Tğürkiyede çıkıvermesi ile Amerikalı bilim adamlarının yeni bir ışınlama deneyi yaptığı sanılmaktadır.

OPTİK İCATLAR;

Optik bilindiği gibi ışınların kırılmasıyla oluşur.Neyse ki bunu Amerikalı bilim adamları kaçırmadan önce, Gözleri çekik olan Çinliler görüş alanlarını genişletmek için tutup İsa dan sonra kırılan kadehlerdeki cam parçalarını toplamaya başlayıp , yanar döner oynarkene , Mercekleri buluvermişler.Avrupada ise o zamanlar camların arkalarına teneke koyup ayna yaparak bukleli saçlarıyla merak ettikleri yerlerine bakıyorlarmış.Ama en önemli kullanım alanı küçük şeyleri büyük göstermek amaçlı geliştirilen teknikler olmuş.Büyteç denwen aleti elle tutanda yorulduklarından ve daima görmek istediklerini görmek istemelerinden dolayı de bunu suratlarına yapıştırma yoluna giderek büyüteçleri gözlük haline getirmişler.aslında Arapçada tı ve zı harfleri aynı olduğu için üstündeki noktayı unutunca başka bir isimle yansıdığı için kullanım alanı doğuda ve batıda farklı oluşmuş.Derken Uzun Hasanın tarafından birisi Kuşçu Aliyle kuşların aynalarını ölçerken dürbün .gözlük ayna .hepsini cem edip teleskopu buluvermişler.İşin tuhafı kullanımalanı farklı olunca bizim minik Japonlarda mikroskopu bulmuşlar.böylece büyük ile küçük incelemeler başlamış..

KLAVYENİN CEDDEDESİ;

Amerikalı bir bilim adamı yine oturmuş bir telgraf kodu hazırlamış .Adı Samuel Mort aslında mors imiş ama Marslılar dan patent alamamış.Daha önce aşçı anlamındaki cooke ve nemli taş anlamındaki Wetstone bu işleri parasızlık yüzünden devretmişler bizim samuel e .birazda Yahudilik olunca ..Bizim samuel oturmuş harflerle kot çuluk oynamaya.bir nokta bir hat işte size bir surat derken ritmli seslerle bestelerde yapmış.bunu da elektrik idaresinden aldığı engellileri muhasebeye oturtma antlaşmasıyla mesajların uzun elektrik olanı çizgi kısası nokta oluvermiş.Sonra işe yol su bakanlığı karışaraktan, 60 km lik bir telgraf hattını ihaleyle Yahudilere satıp ağ zincirini genişletmişler.1858 yılında bir Amerikalı daha çıkıp Viski imalatından elde ettiklerini tutup bu işe yatırınca mesajlaşmalrın şekli de değişmiş .Artık şeritler ve delikler kardeş oluyormuşlar.Delikli şeritleri makineye verip hattın diğer ucundaki sivri kaleme gönderiyorlar.bu kalemde deliklere deliğine uydurup işlem tamam diyerek damda testiyi kırdırıyormuş.Sonraları bu kaem sapıklaşmaya başlayıp bir yerine iki deliği taciz edince buna bir de düdük eklemişler.Bu düdük uzun çizgilerde uzun .kısa çizgilerde de kısa öter olmuş.Bunları da dinleyen uzman çavuş bunları kafasına göre yazıya çeviriyordu.Hatta bir seferinde ipten kazıktan biri için gelen vurdurunu durdurun mesajı yazarak çokça ünlününde hayatını kurtarabiliyormuş.işte bu icat bizim mors alfabesi dediğimiz , klavyenin atası..


PİLLER; Günümüzden yaklaşık 200 yıl kadar önce , Yunan bilgini Thales , o zamanlar daha Amerika keşfedilmediği için oturmuş ağacın altında bir kumaş parçası bulmuş Azteklerden kalma .o sırada da zaten tuvalet kağıtları da icat olunmamışmış.Bu kumaşı thales, apdest yerine süreken temizlenme amaçlı bi de ne görsün , bir kıvılcım düşer önce büyür yavaş yavaş mış.Thalesin bir yeri parlayıvermiş.bu ışığın sevinciyle bu çaputu bir ağaça bağlayaraktan ilk türbe ve dilek ağacının da temelini atmış.Bir ağaç reçinesi türü olan kehribarla da sürttürerek artık elektrik denen o küçük kıvılcımları almaya başlayınca önüne gelenden elektrik alıp aşık olmaya başlamış.Netice de de sürtmeler sürtüşmeye dönüşünce , buna bir kontrol hapı gerek diyerek ten , bu değirmenin suyunu denetimaltına almışlar.Nasıl mı ?1800 lere gelindikçe güç bende artık diye manastırın etrafında Volta atan Allessandro doyumsuz rahibelerin elektriklerini toplayaraktan bir minik yuvarkacık şekline sokmuş.Çünkü manastıera girebilmek için ya örtünüp rahibe kılığına girecek ya da ufak bir alet geliştirecekmiş.Rahibeler aleti tercih etmişler.Böylece ilk PİLsayesinde elektrik alma ve verme işi başlamış.böylece Pilli aletler ve güç kullanımı da kontrol altına alınmış.Her ne kadar pilim bitti deseler de insanlar yedek pillerle modern kullanıma açılmış.

UÇUŞ

İnsan yapımı bir araşla Hezar fen işleri nden sonra ilk uçan canlılar ;Bir yavru horoz, bir ördek, bir de koyunmuş.Nuhun gemisine özenen Fransız mongol kardeşler hoeoz ördeği tepmezse ördeği de koyun yemezse biz uçarız diyerekten1873 te bir balonu sıcak havayla şişirip ucunada bu hayvancıkları bağlayarak uçurtma yapmışlar.Hayvanlar yere düşende Öldürmeyen Allah öldürmemiş.Bundan sonra iki MONGOL kardeşler Parisin göklerinde 25 dakika uçurmak için arkadaşlarını kandırıp bimdirmişler balona.1840 yılında da buharla çalışan bir kuş yapıp adına da uçak dediler.ama birbirlerine uçak mı uçmayak mı diye sorarkene tartışıp ne ettikleri bilinmemektedir.Aslında onlar parkta tartışırlarkene Amerikalı bilim adamları arabuluculuk ederekten uçaklarını ellerinden alıp 1903 te Fly er oçan asker adında benzinli ilk uçağı yine biz yaptık diyerekten işgale devam etmişler.

 
Toplam blog
: 165
: 856
Kayıt tarihi
: 17.10.07
 
 

Edebiyet fakültesi  mezunuyum. Öğrenmenin yaşı yoktur diyerek çeşitli kurslardan da el sanatları ..