Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '10

 
Kategori
İnançlar
 

İçgüdüler evrimle açıklanamaz

İçgüdüler evrimle açıklanamaz
 

Hayvanlardaki tüm özellikler Üstün Yaratıcımız Yüce Allah'ın tecellisidir.


Evrimcilerin açıklayamadığı sayısız konulardan birtanesi de içgüdüdür. Evrimcilere göre herşey zaman içerisinde tesadüfen gelişerek oluşuyor.Eğer öyleyse yaratıldıkları ilk andan itibaren hayvanlarda zaten hep varolan içgüdü nasıl ortaya çıktı?Darwin'in de açıklayamadığı ve itiraf etttiği bu konu evrimin ne denli büyük açmazda olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.İçgüdü de canlılardaki diğer tüm özellikler gibi Yüce Allah tarafından verilen ve üstün bir akıl tarafından yaratıldığının açık delilidir.

Kimi evrimciler saldırganlığı da ortak kökenli bir dürtü yani içgüdü olarak tanımlarlar ancak insanların bunu gündelik yaşamda dışa vurma fırsatı bulamadıklarını öne sürerler.

Oysa bu iddia, evrimcilerin hayal güçlerine dayanan ve hiçbir temele dayanmadan kitle telkini yapmak için başvurdukları bir aldatmacadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki insanlarda ve hayvanlarda var olduğu iddia edilen "dürtü" ya da "içgüdü" konusu evrim teorisi açısından başlı başına bir çıkmaz oluşturmakta ve teorinin geçersizliğini tek başına ortaya koymaktadır.

"İçgüdü" kelimesi, evrimci bilim adamları tarafından, hayvanların doğuştan sahip oldukları bazı davranışları tanımlamak için kullanılır. Ancak hayvanların bu içgüdüleri nasıl edindikleri, içgüdü ile yapılan bir davranışın ilk olarak nasıl ortaya çıktığı ve bu davranışların nesilden nesile nasıl aktarıldığı sorusu her zaman cevapsızdır.

Evrimci genetikçi Gordon Rattray Taylor, The Great Evolution Mystery isimli kitabında içgüdülerle ilgili bu çıkmazı şöyle itiraf etmektedir:

İçgüdüsel bir davranış ilk olarak nasıl ortaya çıkıyor ve bir türde kalıtımsal olarak nasıl yerleşiyor diye sorsak, bu soruya hiçbir cevap alamayız. (Gordon R. Taylor, The Great Evolution Mystery, Harper & Row Publishers 1983, s. 222)

Gordon Taylor gibi itirafta bulunamayan bazı evrimciler ise bu soruları üstü kapalı, gerçekte bir anlam ifade etmeyen cevaplarla geçiştirmeye çalışırlar. Aslında evrim teorisinin sahibi Charles Darwin de hayvanların davranışlarının ve içgüdülerinin, teorisi için büyük bir tehlike oluşturduğunu fark etmiş ve bunu Türlerin Kökeni isimli kitabında açıkça, hatta birkaç kez itiraf etmişti. Bu itiraflardan biri şöyledir:

İçgüdülerin birçoğu öylesine şaşırtıcıdır ki, onların gelişimi okura belki teorimi tümüyle yıkmaya yeter güçte görünecektir. (Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, Beşinci Baskı, Ankara 1996, s. 273)

Darwinistlerin düştüğü bir başka yanılgı da var olduğunu iddia ettikleri "dürtü" yani "içgüdülerin" kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze taşındığı yanılgısıdır. Bu Lamarkist bir mantıktır ve bilimsel açıdan bir hurafe olduğu bundan 1 asır önce ispatlanmıştır. Nitekim evrimci bilim adamlarının kendileri dahi içgüdü ve dürtülerin kuşaktan kuşağa evrim yoluyla aktarılmasının imkansız olduğunu itiraf etmektedirler. Evrimci Gordon R. Taylor, davranışların kalıtımsal olarak sonraki nesillere aktarılabildiği iddiasını, "acınacak" bir iddia olarak değerlendirmektedir:

Biyologlar belirli bazı davranış şekillerinin kalıtımının mümkün olduğunu ve aslında bunun gerçekten görüldüğünü kabul ederler. Dobzhansky şunu iddia etmektedir: "Tüm beden yapıları ve fonksiyonlar, hiçbir istisna olmaksızın, çevresel zincirler sırasında oluşan kalıtımın ürünleridir. Bu durum, hiçbir istisna olmaksızın tüm davranış şekilleri için de geçerlidir". Bu doğru değildir ve Dobzhansky gibi saygın birinin bunu dogmatik olarak savunması acınacak bir durumdur. (Charles Darwin, Türlerin Kökeni, s. 310)

Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69) Canlılardaki olağanüstü davranışların sırrını Allah Kuran'da Nahl Suresi'nde bal arılarını örnek vererek bildirmektedir. Bal arıları Allah'ın ilhamıyla hareket etmektedirler. Bu, sadece bal arısı için değil, tüm canlılar için geçerlidir. Canlıların fedakar davranışlarını onlara ilham eden, olağanüstü yetenekler veren Yüce Allah'tır. Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz?
(Nahl Suresi, 17)
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)
 
Toplam blog
: 145
: 1324
Kayıt tarihi
: 08.11.09
 
 

Dünyaya sevginin hakim olması için iyilerin ittifak etmesi gerektiğine inanıyorum. Sevgi, şefkat,..