İçicilere bilimsel önerilerim…

İçicilere bilimsel önerilerim… 

İyi bir içiciyimdir. Günde en az on beş bardak içerim. Yorgunluğa iyi gelirmiş, uykuyu kaçırırmış, beyin hücrelerini öldürürmüş… Fark etmez, içerim. 

İçerken zevk alırım. İçmek için içmem; haz aldığım için içerim. Bu haz alma olayı markette başlar. Yarım kilodan iki adet farklı kuru çay alınacak, evde karıştırılacak, yeşilli çiçekli bir saklama kabına konacak, su ısıtılacak ve demlenecek… 

Demleme olayı bilimsel bir olaydır. Çayın sıcak suya verdiği tepkime ölçülecek, sıcak suyun çaydanlığa verdiği acı hissedilecek, bu üçünün dışarıya verdiği sesin desibel değeri anlaşıldıktan sonra çay artık kıvama gelecek. 

(Babam’ın bu sürece eklediği bir havlusu vardır. Üst çaydanlığın üzerine koyar, ta ki demlenene kadar.) 

Peki, artık içebilir miyiz? Maalesef! 

Milimetrik hatalar çayın kıvamını bozar. Ve bu hatalar ile içilen çaylar güzel çaymış hissi verir ki, bu daha vahim bir olaydır. İyi bir içici, üst damağından anlar güzel çayı… 

Kuru çayın suya göre değeri hesaplandıktan sonra, o kuru çay suya bırakılır. Bakın yanlış anlamayın, su kuru çaya dökülmez, kuru çay suya boşaltılır. Çok fark var… Demlenme hızını değiştirdiği için gerçek manada çayın tadı olmaz. Kuru çay suya döküldükten sonra alt çaydanlığa iki su bardağı su ilave edilir ve kısık ateşte suyun kaynaması beklenir. Su kaynadıktan sonra, ateş söndürülür ve en az 15 dakika daha beklenir. 

15 dakika geçtikten ve ilk çaylar içilmeye başladıktan sonra kısık ateş devam ettirilir. Çaydanlık ne kadar ufak olursa, demin kalitesi o kadar güzel olur. Üst çaydanlığın porselen olması dikkat edilmelidir. 

Çaydanlığın önemi olduğu gibi bardağın da çok önemi vardır. Siz, siz olun kupa ile çay içmeyin. Kupa ile içilen çay, rakı bardağı ile bira içmek gibidir. Kırmızı şarap bardağı ile ayran içmek gibi bi’ şeyden bahsediyorum… 

Çaydanlığın küçük olması gibi, bardağın da ufak olması şarttır. İnce belli olacak bardak. Çünkü çay ile suyun bardaktaki oranı çok önemlidir. Su, çayın dört katını geçmemelidir. Bu karışım çok önemlidir. Ve bardağa çay boşaltılırken “yeni gelin” gibi boşaltmak lazım o çayı bardağa…30 yıllık evli kadınlar gibi değil yani…(!) Önce çay yavaş yavaş boşaltılır sonra o kaynamış su da yavaş boşaltılır bardağa. İkisi aynı anda ya da misafirin arkasından dökülen su gibi değil. 

Bir demliğin maksimum bardak sayısı 6’yı geçmemelidir. Bardak sayısı artıkça demin kalitesi de azalır. Ve çay içme olayı bittikten sonra üst çaydanlık hemen temizlenir. Çünkü o kalan ıslak çay çaydanlığa zarar verir. Gözle görünecek bir zarar olmasa da, tadı değiştiren bir zarardır. 

Kullandığımız su da çok önemlidir. Klor, magnezyum, kireç gibi kimyasallar demin kalitesini düşüreceği için arıtılmış su ya da hazır su kullanılmalıdır. Suyun “ppm” değeri 60’ ı geçmemelidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün çay ile ilgili bir su değeri yok ama suyun birinci sınıf yani yumuşak su olması tercih edilmelidir. 

Bu süreçlerin hepsini zevk alarak yaparım. Ve zevk alarak içerim. Ya da siz 25 kuruşa üçü bir arada alın 25 saniyede afiyetle için… 

Mahir Temur