Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '15

 
Kategori
Genel Sağlık
 

İçilmeyen antibiyotikleri, kullanılmayan göz ve kulak damlalarını evde tutmayın!

İçilmeyen antibiyotikleri, kullanılmayan göz ve kulak damlalarını evde tutmayın!
 

İçilmeyen antibiyotikleri, kullanılmayan göz ve kulak damlalarını evde tutmayın!

Sürekli kullanılan ya da belirli sorunlar için alınmış ilaçlar hepimizin evinde mevcut. Peki sağlıklı kalmak için aldığımız ilaçları sağlıklı bir şekilde saklayabiliyor muyuz ve doğru kullanabiliyor muyuz? Bunun cevabı çoğunlukla hayır. İlaç saklama ve ilaç kullanımında pek çok doğru bilinen yanlış var ve bunlar bazen istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor.

İlaçlar buzdolabında saklanmamalı!

İlaç ihtiyaç halinde tüketilmesi gereken bir üründür, evde saklanması için verilen veya satın alınan bir ürün değildir. Evlerde; basit yaralanmalarda kullanılan pansuman malzemeleri, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler dışında ilaç bulundurulmamalı. Eğer yine de evde ilaç varsa, etkinliğini kaybetmeden korunabilmesi için bazı noktalara dikkat edilmeli. Yapılan en büyük yanlış ilaçların buzdolabının kapı rafında saklanması. Oysa, ilaçların 25 derecenin altında, nemden ve ışıktan uzak bir yerde tutulması gerekir. Eğer buzdolabında kalması öneriliyorsa da iç raflar tercih edilmeli. Sulandırılarak hazırlanmış ilaçlar ise 2 haftadan fazla kullanılmamalı ve atılmalı. İlaçlar, orijinal kutularında, oda ısısında, kuru, ışıktan uzak bir ortamda olmalı; ambalajı şişe ise ağzı sıkıca kapatılarak saklanmalı.

Ambalajı açılmış göz ve kulak damlaları tehlikeli yaratabilir

Göz, kulak damlaları steril olması gereken ilaç grubudur ve kutularının üzerinde yazan son kullanma tarihleri çok önemlidir. bu grup ilaçların orijinal ambalajlarının açılmasından itibaren en çok 15 gün içerisinde tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Çünkü, bu süre uzatılırsa damlaların içerisinde kontaminasyon gelişebilir yani istenmeyen mikropların üremesi için iyi bir ortam sağlanmış olur. Bu nedenle, tüketilmeyen göz ve kulak damlaları kesinlikle saklanmamalı, kullanımı tamamlandıktan sonra atılmalı. Göz ve kulak damlalarının yanı sıra;süspansiyon şeklinde hazırlanan şuruplar da orijinal ambalajları açıldığı takdirde kesinlikle atılmalı. Bu grup ilaçlarda bir süre sonra mikropların üremesi söz konusu olacaktır.

Antibiyotik grubu ilaçların da bitmese bile tekrar kullanılmaması gerektiğini belirterek, nedenini şöyle açıklıyor: “Çünkü antibiyotikler, etki gösterebilmeleri için verilen dozda ve aynı saat alınması gereken ilaçlardır. Antibiyotiklerin tüketilmemiş olması, eksik dozda kullanılması yani beklenen etkinin elde edilmeyeceği anlamına gelir. Dolayısıyla kalan ilaç miktarı da yeni bir hastalığı tedavi edecek dozda olamayacağı için kalanı kullanmak doğru değildir. Antibiyotikler tüketilmediği takdirde tekrar kullanılmamaları gereken ilaç grubudur.

Yemekten önce mi sonra mı?

               İlaç bir kimyasaldır ve ilaçlar içildikten sonra midede veya bağırsakta eriyerek absorbe olurlar.

Bir ağrı kesiciyi aç karnına alırsanız midede eriyen ilaç,  mide duvarına etki ederek istenmeyen tablolar yaratabilir.” diyor. O nedenle bazı ilaç gruplarının kesinlikle tok karnına yani yemekten sonraki bir saat içerisinde alınması gerekir. İlaç emilimi bakımından midenin boşalma hızı çok önemlidir ve mide boşalmasını yemekten sonraki 1-2 saat içerisinde tamamlar. Dolayısıyla aç karnına alınması gereken bir ilaç ya yemek yemeden 1 saat önce ya da yemek yedikten 2 saat sonra alınmalı. Bazı ilaçların ise emilimleri besinlerle birlikte artar ya da bazı ilaçlar aç karnına alınmaları halinde mideye dokunabileceğinden, tok karnına alınması gerekir. Yani ya yemek başlangıcında ya da yemek yedikten sonraki 1 saat içinde ilaç alınabilir.

İlaç, şarapla içilir mi?

Kalp ve tansiyon ilaçları, antilipidemik (yağ ve kolesterol düşürücü) ilaçlar greyfurt suyuyla alınmamalı. Bunun nedenini de;Greyfurt suyu, bu ilaçların kandaki miktarlarını yükselteceği için toksik etkiye neden olur. Toksik etki, ilacın vücuttan istenen süre içinde atılamamasından kaynaklanır. İlaç vücutta birikir ve ilaç zehirlenmelerine yol açması.

Bazı besinlerle de ilaçlar arasında etkileşim olduğundan bu konuda da hassas davranılması gerekiyor. Bazı besinler karaciğerin fonksiyonlarını artırırken bazıları ise yavaşlatır. İlaçlar karaciğer aracılığı ile vücuttan uzaklaştırıldığından, karaciğer fonksiyonunun artması ilaçların vücuttan hızlı atılmasına neden olur. Bu da ilacı etkisiz hale getirir. Karaciğer fonksiyonu azalırsa da, ilaç vücutta daha uzun süre kalacağından, zararlı etkiler, toksik etkiler, zehirlenmeler ortaya çıkar.

 

Şarabın çiftlikte yetiştirilmiş balık türleri, bazı peynir çeşitleri ve ilaçlarla etkileşime girdiği biliniyor. Bunun sonucunda bazı özel kimyasallar oluşması istenmeyen etkiler ortaya çıkarıyor. Yüz kızarması gibi, nefes almakta güçlük çekmek gibi, vücutta görülen kızarıklıklar gibi… Sigara içmek de bazı ilaçların etkilerini değiştirebilir.

 Sigara dumanındaki kimyasal maddelerin, karaciğerdeki bazı enzimlerinin aktivitesini artırdığından, sigara kullananlarda, bazı ağrı kesicilerin ve akciğer problemlerinde kullanılan bazı ilaçların etkisinin azaldığını söylüyor.

 
Toplam blog
: 26
: 132
Kayıt tarihi
: 17.12.14
 
 

Prof. Dr. Dilek Demir Erol Prof. Dr. Dilek Demir Erol, 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi Ec..