Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '10

 
Kategori
Deneme
 

İçimde bir ben

İçimde bir ben
 

Kaçıp gitmek istedim şu zamandan, kaybolmak, bilinmemek kimseler tarafından, vazgeçmek umutlarımdan… Başka bir ben, başka bir insan, farklı bir düşünce... Başka bir dünya yaratmak istedim kendime. Acılarımı azaltmak, sevinçlerimi başka şeylerle donatmak istedim. Sadece kaçıp uzaklaşmak…

Canım yanıyordu, yakıyordu ruhumu bile. Kaçtım, kovaladıkça anılar peşimden ben daha hızlı attım adımlarımı. İnadına yetişmek için zorluyordu kendini. Ama bende pes etmeyip bırakmayacaktım kollarına kendimi. Yenilmek yoktu artık. Pes etmiyorum zoruna gitse de. Gitsin zoruna şimdi ben sana acımıyorum hayat. Kavgamı etmiyorum seninle, kendimle kavgalıyım ben. Kavgamı ettikçe daha çok seviyorum kendimi... Acıtmayan tek şey kendi kavgamdı. Üzülmüyorum...

Sevme diye diretiyorsun, seviyorum. Ben kendimi buldum. Beni bana bağışlayan sadece yüreğim. Sen olmasan da olurdu değilmi? Oluyor evet... Geçte olsa farkına vardım. Ağlamasın gözlerim susmasın dilim. Yeniden benim işte ben. Ben hala burdayım, kaçmıyorum, gitmiyorum.... Yanlızlığı hep tek başınalıkla tanımladılar. Görünmeyen yada göremediğimiz şey kendimizdik. Yanlız kaldığımızı sandığımız zamanlarda kendimizle konuştuk, yine ne yöne gideceğimize kendimiz karar verdik. Hep bi kenara attığımız, ilgimizi alakamızı esirgediğimiz tek şey kendimiz. Hani derler ya kendini sevmeyen insan bi başkasını sevemez diye? Çok doğru. Önce kendinle barış , iyi anlaş ki; başkası gelip seni savurmaya kalktığında koruyabilsin. Zırhını kuşanabilsin karşısındakine. Acılara boyun eğmek olmasın artık dilimde, umut diye adlandırdığım hayallerim yeniden yeşersin zihnimde… Çünkü öyle bir şey buldum ki herkes gitse de o bırakıp gitmeyen, küslüklerime katlanabilen, beni uykumdan uyandıran, düştüğümde kalk diyen değil, kalkmam için elini uzatan bir BEN.

Farkına vardım, anladım, hissettim, düşündüm de iyi ki varmışım. Kendimizi dinlemek için atacağımız adım için hiçbir zaman geç olmayacak. Vakit öyle geniş bi kavram ki, yolda yürürken, yemek yaparken, bir işe odaklanmışken bile aklımızın bi yerlere kaydığı o anlarda bile farkına varabileceğimiz kadar basit birşey bu. Çünkü içinde olan birşeyin sesini duymak için sessizliğe ihtiyacımız olmayacak. Öyle yüksek ki onun sesi dış dünyadan algıladığın ses onun yanında duyumsuzlaşır. Yeter ki birşeylerin farkında olmak iste. Ama illa ki birşey duymak istiyorum derseniz öncelikle bu kendi sesiniz olmalı. Dinleyin, tanıyın ve aşk’a ihtiyacınız varsa en anlamlı bir şekilde yaşayın. Içindeki sese kulak ver bak bakalım sana şimdi ne söyleyecek???? Sevgilerle… HÜLYA DEMİR

 
Toplam blog
: 11
: 455
Kayıt tarihi
: 28.01.10
 
 

Merhaba ben Hülya Demir. İstanbul 1989 doğumluyum. Aslen Çankırılıyım ancak İstanbul'da oturuyoru..