Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

İçimde çiçekler açtıran dost

İçimde çiçekler açtıran dost
 

Mırıl mırıl, biri siyah - biri beyaz iki kedi… Dostumla ben gibi...


Bugünün başlangıcı…

Saat 5.00 suları.

Bayan Foucault’nun üzerinde kayısı rengi pijama takımı, benim üzerimde fi tarihinden kalma bir şort takım. Nereden aldığımı hatırlamayacak kadar eski. Acaba, Kadiköy’deki, annemin çok sevdiği ve bir gün ansızın kapanan Epan’dan mı?

Bilmem.

Hiç önemi yok.

Önemli olan, üzerimde bir şeyin olması. Eskiliği, yeri, yurdu umurumda değil.

Birimiz krem koltuğa, diğerimiz yeşil çiçekli-böcekli koltuğun üzerine yayılmış, ilişki-aşk-meşk ama en çok da tutkudan bahsediyoruz.

Sonra, bir an göz göze geliyoruz.

Ve sökülüyoruz: Aşkın, en bebek kokulu yanının tutku ile olabileceğini, birini arzulamanın, entelektüel duyarlılığı olan insanlar istemenin nedenleri üzerine konuşuyoruz.

Elimizde sodalar, mırıl mırıl, bir siyah - bir beyaz kedi gibi…

Kedi Kardeşliğini Koruma Derneği’ni kurmuşcasına kendimize dalmışız.

Hem de ne dalış…

Bayan Foucault yine iddialı, yine benden yana. Döktürüyor benim hakkımda anlatmaya: “O kadar geliştirdin ki kendini, o kadar farklılaştın ki, iki sene önceden eser yok. Zehir gibisin, bıçak sırtında yaşanan bir keskinlik ama…”

Ardından ben başlıyorum: “Eğer sen olmasaydın, şu anki ben olamazdım. Zekanla, yörüngemin belirlememde o kadar yardımcı oldun ki, sana çok şey borçluyum.”

Bu hararetli konular arasıda; kayısının faydaları da var, Ece Ayhan’ın şiirleri de. “Aşk” için beklettiğim cici bicilerim de; dostumun Canetti yorumları da… Final maçı da var; yeni bulduğumuz deodorantın bambulu muhteşem kokusu da…

Tam o sırada, dostum, çok sevdiğimiz bir yazar ablamızın –ismini veremeyiz bloggerler, çok pardon!- bir cümlesini söylüyor, her “ama” ile başlayan cümlem sonunda.

“İnsanların duygularda eşittir. Yaş, cinsiyet, duyguların ivme kazanmasında hiçbir rol üstlenmez.”

O sırada çok fazla “ama” dediğimin farkına varıyorum. Bir de, her “ama”nın altında bir eşitsizlik aradığımın.

Oysa duygular eşit.

Sadece an’ları, kişileri farklı.

Kelebeklerin uçuşması, sevdiğiniz insanın elinin izini göğsünde istemek, ense kokusunu duymayı özlemek, aynı eşitliğin içinde eriyen bir damla sakızı. Hoş koku verip, damakta tat bırakması da bundan olsa gerek.

***

Ve 5.30’da yatıp 7.30 gibi kalktık dostumla…

Bizi yeni karşılayan güne, güzel bir “merhaba” dedik.

Bizi bize veren, içimizde çiçekler açtıran sevgimiz eşliğinde.

 
Toplam blog
: 87
: 1432
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

29 yaşında ve yengeç burcuyum. Her sabah 'flu' gözlerle dünyaya merhaba dememi sağlayan 5 numara göz..