Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '14

 
Kategori
Öykü
 

İçimde gittikçe büyüyen anılar yumağı (Bölüm 2)

İçimde gittikçe büyüyen anılar yumağı (Bölüm 2)
 

Ayşe yatakta yatıp aklından bunları geçirirken birden karnına saplanan şidedetli bir sancı ile kıvrandı. Müthiş bir gaz sancısı idi birden gelen. Dün gece acıktığında yediği leblebiler aklına geldi. Gece yatmadan acıkmış ve evde yiyecek bir şey bulamadığı için mutfakta bir kavanozda kalan leblebiler ile karnını doyumuştu. Leblebiler gaz yaptı herhalde diye söylenerek yataktan kalktı ve tuvalete gitti.

Odaya tekrar geri döndüğünde kendini gene yatağa halsiz attı. Gözlerini kapattı ve Zeki ile ilk tanıştıkları günlerde yaptıkları doğa yürüyüşlerini anımsadı. Sonbahardı ilk tanıştıklarında. Okullar açılmış ama dersler daha başlamamıştı. Gençler de bu boş zamanları değerlendirip civardaki ağaçlık alanda yürürüş yapıyorlardı. Sonbaharın renklerinin vurduğu ağaçlar arasında yaptıkları bu romantik yürüyüşler onları daha da yakınlaştırmıştı.

Tam bu güzel anıların içinde mutlu mutlu düşünürken birden gelen bir kuvvetli sancı ile tekrar sarsıldı bedeni.Anlayamamıştı. Leblebiler bu kadar gaz sancısı yaparmıydı. Yatakta kıvranıyordu genç kız.

Tekrar yataktan kalktı ve odada yürümeye başladı. Sancı yatırmayan bir şekilde sık sık tekrarlıyordu artık. Birden bacaklarının arasından bir suyun aktığını hissetti. Sanki bir kova suyu boca etmişlerdi belinden aşağı. Yerdeki su birikintisine bakarken tekrar bir sancı ile kıvrandı.

Bu leblebinin gaz sancısı değil,galiba bebek geliyor diye düşündü.Memleketinde amca kızının doğumunda duydukları  geldi aklına.Ailenin yaşlı kadınları sancı çeken amca kıznndan bahsederken suyu geldi, doğum yakın demişlerdi.

Demekki onun da bebeği gelmeye karar vermişti. Aslında hesapladığı tarihten biraz erkendi ama belli mi olurdu.

Birden ne yapacağını şaşırdı Ayşe. Bu ihtimali pek düşünmemişti. Sanki içinde gelişen yaratık hep içinde kalacak gibi gelmişti ona. Aslında bir hastaneye gitmesi gerektiğini düşündü.Ama hiç parası yoktu. Bir taksi tutacak, hastaneye gidecek imkanı yoktu. Hem hastaneye giderse herkes duyardı olayı ve rezil olurdu.

Birden düşündü. Sevdasının, anılarının bir eseri olan bebeği dünyaya getirince niye rezil olacakti.

Gene de hastaneye gidemezdi. Zaten nasıl gidecekti. Acıdan kıvranırken, tek başına hastaney gitmesi imkansızdı. Bu bodrum odasında da tek başına bu işi başarabileceğine hiç emin değildi. Birden aklına eskilerin anlattığı hikayeler geldi. Kadınların tarlada kendi kendine doğurduğu, göbeğini kestiği ve sonra tekrar kalkıp çapa yaptığı hikayeler.

Ben de becerikliyim, güçlüyüm onlar gibi diye düşündü.Ama bu arada kuvvetli, bir sancı daha vurdu onu.Sanki içi sökülüyordu her sancıda. İçinde bir şeylerin koptuğunu hissediyordu.

Bir süre sonra  ağrılar daha da şiddetlendi ve sıklaştı. Artık Ayşe ağlıyordu ıstıraptan.'Allahım beni bu acıdan tez zamanda kurtar,Bu bebeği al benim vücudumden 'diye yalvardı. Sonra kendi söylediğinden utandı.Bebeğinden böyle bahsetmek ona acı vermişti.

Soğuk ve yağışlı bir gün Zeki ile eve zor yetişmişlerdi. Islak giysileri ile eve girmişler, bir süre kurunmaya çalışmışlar ve  birden Zeki onu öpmeye başlamıştı. Bu ilk öpüşmeleri değildi. Daha once de Zeki öpmüştü onu. Ama o gün öpüşmeler daha şiddetli idi ve sonunda bu minik bebeğin ilk işaretleri katılmıştı yaşamlarına.

Birden büyük bir ıkınma ile bebeğin gelişini hissetti.Nefesini güçlendirdi ve işte bebeği dünyaya gelmişti. Yatağın yanındaki dolaptan makası aldı. Bebeği kendisine bağlayan kordonu kesti. Bebeği artık özgürdü. Aylarca onu kendisine bağlayan bağ yoktu artık.Bebeğini yastık kılıfına sardı, Sararken baktı bebek kızdı. Bir kızım oldu diye düşündü. Umarım o benim çektiklerimi çekmez, daha insancıl ve hoşgörülü bir ortamda yaşar diye düşündü.

Bebeğine baktı, dünyaya meraklı gözlerle bakıyordu.Bebeklerin gözü kapalı doğduğunu anlatırdı büyükler. Bu bebek gözleri açıktı.Cin gibi bir kız olacak eğer yaşarsa ,diye düşündü.

Birden vücudünden akan şiddetli kanı farketti.Kan aktıkça gücünün azaldığını, gözlerinin kapandığını hissetti.Sanki bir mumun sönüşü gibi akan kanla canı da gidiyordu bacaklarının arasından sanki.

Bayılırken Zeki'nin gözlerini gördü Bu kadar aydır unutamadığı o güzel gözleri. Çok sevdim onu diye mırıldandı.

Öykümün son bölümü bir sonraki yazımda.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..