Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İçimdeki ses ve O kadın

İçimdeki ses ve O kadın
 

Öğlen ofiste bir şeyler atıştırdım. Dışarıya çıkmaya hiç niyetim yoktu. Yağmurun bitmiş ve güneşin yüzünü göstermiş olduğunu fark edince, fırsatı kaçırmak istemedim ve dışarıya attım kendimi. 

Her zamanki rotamı çizmeye başladım. 

Apartmandan çıktım, sola döndüm. Ana cadde üzerinde yürümeye başladım. 

Cep telefonumla bir arkadaşımı aradım birkaç dakikalık bir görüşmeden sonra, caddenin karşısına geçtim.Paralel sokaktaki kitapevine uğradım. Yeni çıkan kitaplara göz attım, biraz oyalandım. 

Oradan çıktım, adımlarımı yavaşlattım, öğle tatilinin bitmesine nasıl olsa daha zaman vardı. 

Yolu uzatmak istediğim için ters istikamette yürümeye başladım. Tam köşeyi dönüp, diğer ana caddeye çıkmak üzereyken, sokağın köşesinde beklerken gördüm O’nu ! 

Bir anda bakışlarımız karşılaştı. Meczup gibi bir hali vardı. 

Gözlerini hızla gözlerimden çekti. Boynunu büktü, bakışları tek bir noktaya kitlendi ve öylece kaldı. 

Giysileri 1970’li yıllara aitti. Kocaman paçaları olan bir kot pantolon ve açık kahverengi bir parka vardı üzerinde, giysileri oldukça temizdi. Saçları kirli görünüyordu ve oldukça kabarıktı. Elinde bir şemsiye ve küçük eski bir cüzdan vardı. 45-50 yaşlarında olmalıydı, ancak yüzündeki kırışıklıklar 80 yaşındaki bir insanda bile rastlanmayacak kadar çoktu. 

Uzun yıllar sokaklarda yaşamış gibiydi. Cildinin esmerliği ve kırışıklığı güneşe fazla maruz kaldığına işaretti. 

İçimde garip bir his uyandı, tuhaf bir şekilde yardım etme ihtiyacı hissettim O'na. 

Ama ne diyecektim ki? Çok saçma olurdu. Gidip yanına ben size yardım etmek istiyorum mu diyecektim? 

Ne alakaydı şimdi bu, nerden çıkmıştı bu düşünce ? 

Yine anlamsız yardım etme ve acıma hezeyanlarımdan birini yaşıyordum muhtemelen. 

Üstelik tam olarak meczup mu, aklını mı yitirmiş, sokakta mı yaşıyordu? Yoksa bunların hiç biri değil, normal biri miydi, birini mi bekliyordu? 

Sadece hislerime güvenerek böyle bir yardım talebinde bulunmak ne kadar doğruydu ? 

Bütün bunları birkaç dakikada düşündüm ve yanından hızla geçip ana caddeye döndüm. 

Yaklaşık on dakikalık bir yürüyüşten sonra, kurabiyeleri meşhur bir pastanenin önünden geçiyordum. Sıcak kurabiyeler henüz çıkmıştı ve mis gibi kokuyorlardı. Dayanamadım ve pastaneye girdim. 

Hangi kurabiyeyi alacağıma karar veriyordum ki, birden dükkânın önünde kurabiyelere bakmakta olan bir çift göz gördüm. 

O’ydu! 

Tamam dedim içimden bu sefer O’na yardım etmeliyim bir şeyler almalıyım, kesin karnı aç bu kadının. 

Kurabiyeleri aldım, dışarıya çıktım. 

Oyalandım, bir süre ona baktım, fiyat listesini inceliyordu. 

Uzun süre baktı baktı baktı baktı… 

Cesaretimi topladım ve “Karar verdiniz mi ne alacağınıza” diye sordum. 

Suratıma baktı, ince ama kibar bir ses tonuyla cevap verdi. “Hayır, henüz inceliyorum, karar verince alacağım” dedi. 

Geçen birkaç dakikada bu konuşmayı analiz etmeye başladım. Cevap mantıklıydı, demek parası vardı, sadece ne alacağına karar verememişti. Ben şimdi, size kurabiye alayım dersem, bu hakaret olabilirdi. Gururu kırılabilirdi. Bir sürü şey geçti aklımdan ve onu pastanenin önünde bırakarak iş yerime döndüm. 

Ama ben hala ikna olmadım. 

Huzursuzum çok! 

İçimdeki ses, O kadının yardıma ihtiyacı olduğunu söylüyor !!! 

Akşam aynı yollardan eve döneceğim onu tekrar görmek ümidiyle. 

Ve bu sefer kararlıyım ne olursa olsun yardım edeceğim O’na! 

 
Toplam blog
: 563
: 8587
Kayıt tarihi
: 30.03.10
 
 

Kişisel gelişim uzmanıyım. Yaşam Koçu, İlişki Koçu, NLP Uzmanı ve Eğitmeni, Kuantum Yaşam Koç..