- Kategori
- Aşk - Evlilik
İçimi açasım geliyor
Kaç cemre
Düşmeli ömrümden
Tırmanarak
Oturduğun zirvemden
Atabilmem için seni…
<ı>ı>
<ı>ı>
Çözümsüz sabahlarla aydınlanıyor gözlerim, ruhuma sorsam, uyanası yok. Yorgun düşen bedenime gözü değen, yarını meçhul suçlu sanıyor. Acıyor çoğu, ardın sıra kalan hallerime.
İçimdeki sesler komandolar gibi. Galibiyeti olmayan, hedefi belirsiz, yeri yurdu saptanmamış, plansız bir savaşın karmaşasında sanki. Ne kazanan var, ne kaybeden. Güçlü bir ekibin ortasında cebelleşiyorum. Bir o yana bir bu yana savruluyor düşüncelerim. Biri yazgını ret ediyor, öbürü çiziyor puslu camlara kan kızıllığıyla isminin baş harfini…
Damgan var gözümün değdiği her yerde, yakamozlara bakıp dağılmak isterken, koyuluğa düşen ışıkların arasından geçiyorsun, yalnızlıklarımı da damgalamışsın, gölgelerin benimle dans ediyor.
Kurtulamıyorum bu seraptan. Mahallede top oynayan çocuğa sesleniyor anası, adı seninkine benzemez mi? Kanım akıyor bu benzerliğe, gidip sarılasım geliyor, kokundan nasiplenmektir maksadım…
Hava ayaz üşüyorum, sıcaklık seni diretiyor, imkânsızlığın sardırıyor battaniyelerin koynuna, avunuyorum bu yumuşaklığın, göğsün olma heyecanıyla. Yatağım, koynun olmuş, dalıveriyorum içine, ısınıyorum hasretinle. Ben her gece bu hayalle deviriyorum geceyi. Yakıcılığın sızlatsa da bedenimi, serabın kanat çırpıyor özgür kuş misali…
Düşen her cemrenin ardından zirveme göz atıyorum, yapışıp kalmışsın. Çıkarken tutkallara mı boyandı bedenin. Leblerinden ruhunu mu üfledin hücrelerimin kıvrımlarına. Yokluğun nöbet tutturdukça, sancılı dakikalar içime sızım sızım acı yolladıkça.
Elimi hançere dayayıp, içimi açasım geliyor…
<ı>ı>
<ı>ı>
<ı>ı>