İçimiz kan ağlıyor! Bu kahpe terörü önlemek için neler yapmalıyız?

2016 yılı acılarla ve üzüntülerle geçti. Kahpe terörizm canımızı çok yaktı. 15 Temmuz'da büyük bir felaketin eşiğinden, damarlarımızdaki asil kan sayesinde döndük. Şimdi her zaman olduğu gibi dimdik ayaktayız. Ayakta kalacağız..Buna kimse engel olamayacak.

Ancak, kahpe, şerefsiz, haysiyetsiz ve aşağılık teröristler eylemlerine devam ediyorlar.

Devletimiz elinden geldiğince tüm kuvvetleriyle ve adalet ve demokrasi sınırları içinde bu kahpeliği önlemeye çalışıyor.

Benim fikrim bizlere karşı insanlık dışı, hak ve hürriyet dinlemeyen terör hareketlerine olağanüstü tedbirlerle karşılık vermek olacaktır.

Aklıma gelen ilk tedbir Ülkemizde yerleşik tüm kişilerin yapılacak bir NÜFUS SAYIMI ile kayıt altına alınması olacaktır. Bu sayede kaçak insan kalamayacak. Fareler ülkemizi terkedecekler ve vatanımız pisliklerden arındırılmış olacaktır.

İkinci önerim, İlk projenin gerçekleştirilmesi akabinde herkese "YENİ BİR ELEKTRONİK HÜVİYET BELGESİ " verilmesi olacaktır. Böylelikle kaçak, şüpheli ve tehlikeli kimselerin takibi ve yakalanması kolay olacaktır.

Bu projelere ek olarak,  Emniyet güçleri, Muhtarlıklar ve apartman yöneticileri işbirliği ile yerleşik tüm bireylerin adresi kayıt altına alınmış olacaktır.

Bugün kimin nerede oturduğu, varoşlarda yuvananların kimler olduğu bilinmemektedir. (Ya da istihbarat görevlilerince bilinmektedir. Ben bilemiyorum)

İkinci husus ise tüm vasıtaların, otomobil,otobüs, minibüs, kamyon, kamyonet hatta motorsikletlein, çok sıkı kontrol altına alınmasıdır. Bunların el değiştirmesi ve çalınma durumları bir merzkenden elektronik ortamda takip edilmeleridir.

Buna ek olarak "araç kiralama şirketleri " de aynı kontrol şemsiyesi altına alınmalıdır. Hatta araç kiralamada daha ince detaylara inilmelidir.

Bir başka önlem de kimyasal madde üreten fabrikalar ile kimyasal madde satış merkezlerinin çok yakından incelenip kontrol altına alınması olacaktır. 

Büyük şehirlere ve büyük şehir otogarlarına girişler çok yakından ve ciddi bir şekilde denetlenmelidir.

Mümkünse ülkemizdeki tüm ateşli silahların devlet tarafından toplanması ve silah satışlarının önlenmesi olacaktır bir başka önemli tedbirimiz.

Tabii ki alınacak daha bir çok tedbir vardır. Zaten devletimiz bir çok tedbir almaktadır. Alacaktır da.

Netice olarak yukarıda çizdiğim tablo belki "BİR POLİS DEVLETİ "  görünümünü yansıtmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki  "olağanüstü " durumlarda polisiye tedbirler almak, hak ve hürriyetleri kısıtlamak en olağan tutumdur. 

Yüzlerce vatandaşımın çok kısa süre için de şehit olması karşısında benim hak ve hürrişyetlerimin kısıtlanması hiç bir şey ifade etmez. Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır. Batının tutumu da vız gelir tırıs gider.

Evet tekrarlamak istiyorum. Dimdik ayaktayız. Yarınlarımız aydınlığa açıktır. Gleceğimizin zaferlerle dolu olduğuna inanmaktayım. Biz sımsıkı birlik içinde oldukça ve Atamızın yolunda yürüdükçe bizi kimse yıkamaz.