Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '20

 
Kategori
Söyleşi
 

İçimizdeki Çocuğu Çıkarmak

İÇİMİZDEKİ ÇOCUĞU ÇIKARMAK

   

 Çocuk iken hepimiz büyümek ve meslek sahibi olmak isteriz. Bir yetişkin gibi davranmayı, çevremizden ilgi görmeyi, mühim biri gibi ağırlanmayı kafamızdan geçiririz. Hayal dünyamız  geniştir. Öyle ki masal alemine dalar, güzel hayaller kurar ve kötülüklerden kendimizi arındırırız. Biliriz ki masalların sonunda iyiler muhakkak ki kazanacaktır.

    Yeteneklerimizin farkına varırız, lâkin yaptıklarımızla çevremizden takdir toplamayınca yeteneklerimizi de unuturuz. Belki de kendimizi keşfetmeye yıllar sonra başlarız. Bir şeyler bize geçmişimizi çağrıştırır. Kimimiz yolu yarılamış, kimimiz de yolun sonuna gelmişizdir. Bizi yeteneklerimizi ortaya çıkarmaktan alıkoyan gerçekler belirmeye başlamıştır artık. Belki de içimizdeki çocuğu küçükken kaybetmişizdir. Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry’in Küçük Prens adlı masalında; Küçük Prens de bundan şikayet eder. Bir boğa yılanı çizmeye çalışır ve bu boğa yılanı bir şapkaya benzer. Çevresinden destek göremez, daha sonra koyun çizer, yine de beğendiremez çizdiklerini. Pes etmez, bu yeteneğini aklı sayesinde çevresindeki büyüklerine kabul ettirir.  Onlarla güzel dostluklar kurmaya başlar.

     İçimizdeki çocuğu çıkarmak ve hayalimizdeki dünyaya kavuşmak öncelikle kendimizi tanımakla başlıyor. Kendimizi tanıdıkça dünyanın iğrenç ve çirkin yüzünden kendimizi kurtarıp sadece sevgi ile dolu olan bir dünyanın kapısını aralıyoruz. Dünyaya müspet olarak bakmaya başlıyoruz. İşte o zaman değişmeye başlıyoruz. Sonraları başlıyoruz “ben ne kadar da ince ruhluymuşum, uzaklarda aradığım mutluluk yanı başımdaymış, resme merak salacağımı tahmin etmiyordum gibi” bazı cümleler kullanmaya.

      İçinizdeki çocuğu küçük yaşlarda keşf edemeyebilirsiniz ama hayatta hiçbir şey için geç kalınmadığını öğrendiğinde başlarsınız kendi dünyanızı keşfe. Önünüzde duran evin aslında sardunyalarla dolu, etrafa güzel kokular veren ev olduğunu, sabahları bahçede bulunan ağaçlardaki kuşların cıvıltıları ile güne güzel şekilde uyandığınızı, size sıkıcı gelen hayatın aslında avucundan kayıp gittiğini anlarsınız. Bunlar size her gün karşılaştığınız monoton şeyler gibi gelse de bakış açınızı değiştirdiğinizde mutluluğun anahtarını da bulmuş oluyorsunuz.

    İçimizdeki çocuğu öldürmeyelim. Sevgi biriktirelim içimizde. Hep bir şeyler keşf edelim. Kimsenin dünyasına müdahale etmeyelim. Her şeyden önce kendi dünyamızı düzeltelim. Kendi dünyamızla barışık yaşadığımızda kendimizi tanıyacağız. Belki de o zaman farkında olmadan bazı şeyleri keşf edeceğiz. Böylece içimizdeki çocuk da ortaya çıkacaktır.

 

 
Toplam blog
: 7
: 232
Kayıt tarihi
: 11.08.20
 
 

Polis Memuru, aynı zamanda Araştırmacı Yazardır. Gaziantep Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı me..