- Kategori
- Gündelik Yaşam
İçimizdeki Çocuk
En ciddi, sert dediğimiz insan bile derinlerde bir yerde saklar o küçük çocuğu. Kimse bilmez, bilemez. Çünkü tanıştırmıyor hiçkimseyle. Sadece kendine saklıyor ve kırılıp incinmesinden korkuyor. Ne de olsa o bir "Çocuk".
Kiminin bu tür korkuları yoktur.
"Bırak incinsin; unutur gider. Düşsün; kendisi kalkar. Yaralansın; bir süre sonra iyileşir. Yeter ki yaşasın, eğlensin, mutlu olsun. Herkes onu tanısın." der.
Siz hangisisiniz?
.
.
.
Şimdi kendinize sorun.
Ben içimde ki çocuğu nasıl yaşatıyorum?
Ürkek, korkak, kapalı bir hayatta mı? ya da Neşeli, özgür, eğlenceli bir hayatta mı?
.
.
.
Saksıdaki çiçeğe su vermek gibi birşey içimizdeki çocuğu yaşatmak. Siz sularsanız işte o, o zaman çiçek açar. Gülerseniz; gökkuşağı çıkar. Bulutlar kaybolur güneş açar.
Peki, bir yanımız çocuksu kalmasın mı?
Sadece 5 dakika! Yetişkin kafanızı bir kenara koyun. Bırakın şimdi o çocuk istediği gibi gülsün, coşsun, mutlu olsun.
Ve şimdi yıkın etrafınıza siper ettiğiniz o yetişkin kalesini.
Hayat böyle daha güzel değil mi?
Sevgiler...
Elif Öztürk
https:// ozturkea.wordpress.com/2018/06/20/icimizdeki-cocuk/