Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '14

 
Kategori
Psikoloji
 

İçimizdeki Çocuklar ve diğerleri

İçimizdeki Çocuklar ve diğerleri
 

Çocuklar gizlenmeyi severler. Bulmak da yetişkinlere düşer.


İçinizde kaç çocuk var dersiniz?

Şöyle bir düşünün isterseniz. Tam bir şeye niyetlenmişken sizi korkutan bir çocuk var mı?

"Aman, sakın haaa! O düşündüğünü yaparsan şöyle olur, böyle olur" deyip sizi vazgeçirten.

Ya da hiç aklınızda yokken size normal koşullarda yapmayacağınız bir çılgınlığı yaptırıp sonra da "bunu yapan ben miyim" diye düşündürten.

Evet hanımlar beyler, isterseniz bir kere daha düşünün. Kendi içinizdeki çocukları da düşünün, karşınızdaki insanların içindeki çocukları da.

Eh, karşınızdaki insanların içlerindeki çocuklar sizin için biraz gizli, gizemli, saklanmış durabilirler ama kendi içinizdekileri ne kadar saklanırlarsa saklansınlar, biraz dikkatle, özenle görürsünüz.

Onları görün. İçinizde her nereye saklanmışlarsa ellerinden tutup çıkartın, karşınıza oturtun.

Önce bu çocuğun sizin geçmişinizdeki, çocukluğunuzdaki hangi kaynaklardan besleniyor olduğunu belirleyin. Bunu bir anda, bir günde yapmak zorunda değilsiniz tabii. Onu gözetim altına aldıktan sonra zaman içinde de yapabilirsiniz.

Sonra da o çocuğun, sizin yetişkin aklınızla ve mantığınızla vermiş olduğunuz hangi kararları sabote ettiğini, hangi kararların oluşmasında elebaşılık yaptığını düşünün.

Ve köşe bucak içinizde varsa diğer yaramaz yumurcakları arayın.

Kim bilir belki de yine içinizde bir yerlerde kendi halinde yaşayan, binde bir kendini gösteren bilge bir kişiyle, karıştırıcı, dedikoducu başka biriyle; sizi ha bire pohpohlayan bir dalkavukla da karşılaşabilirsiniz.

Onları da tek tek karşınıza alıp konuşmak üzere randevular verin.

Bir kere hepimiz yetişkin olmadan önce çocuktuk. Baskı altında kaldığımız için, kendimizi kanıtlamak için, büyüklerimize yaranmak için ya da başka nedenlerden ötürü yalan söylemek zorunda kalmıştık.

Bize özenle tembihlendiği halde bakmamamız gereken yerlere gizli gizli bakmıştık.

Büyüklerimizin sır gibi sakladıkları sandıkları, dolapları onlar evde yokken karıştırmıştık.

Annemizin babamızın kesinlikle kabul etmeyeceği oyunları oynamış, işleri yapmıştık.

Bir çocuğun yapması doğal olan ama büyüklerin onaylamadığı, hoş görmediği başkaca pek çok işin bir parçası olmuştuk.

Bütün bunların her birini yaparken içimizde bir küçük çocuk gelmişti dünyaya.

Yoksa bütün bunları aynı çocuk mu yapıyordu? Aslında ona siz karar verin.

Yani belki de çok sayıda küçük çocuğumuz var içimizde. Her zaman harekete geçmeyen, gününü, zamanını bekleyen çok sayıda afacan.

Onlar bizim artık yetişkin ya da yaşlı olmamıza da bakmazlar, gözümüzün yaşına da.

Evet, bilgeler ve dedikoducularla bize yol gösterenler de var kuşkusuz.

Sıkı durun, bununla da kalmıyor iş.

İçimizdeki anarşistler, din adamları, yapıcı, onarıcı olanlar ve vahşiler de var.

Benden söylemesi içimizde doymak bilmeyen çapkınlarla gizli aşifteler de var.

Yaşlı başlı amcalar görmez misiniz size yiyecek gibi bakan. İlerlemiş yaşına rağmen genç kızlara taş çıkartacak kadar bakımlı ve işveli hanımefendiler görmez misiniz?

Hani iyisiyle kötüsüyle bir sürü rüya görür, nereden geldi diye sorarız ya.

Hani sabah kalktığımızda içimizde bir eziklik, bir kırıklık, bir zayıflık ya da tam tersi bir güçlülük, dayanıklılık, süpermenlik hissederiz ya.

İşte bunların hepsinin arkasında onlar var.

O çocuklar ve o diğerleri.

Bence onları tanımanın vakti geldi de geçiyor bile.

08 Ağustos 2014

11:11

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..