Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '10

 
Kategori
Deneme
 

İçimizdeki Gizli Bahçe (3)

İçimizdeki Gizli Bahçe (3)
 

İçimizdeki gizli bahçe o kadar muhteşem bir yer ki bir sınırı yok tabi yapabileceklerinizin de. Önemli olan burada güzelliklerin içinde çok oyalanmadan, bahçenin içindeki diğer bahçeleri ve kapıları keşfedebilmek.

Gizli bahçeye girebildin mi, istediğin yere gidebilirsin artık sınır falan yok burada. Sınır yok ama hiç kimseye de karışmıyorsun. Burada her şeyi görüyorsun ama hiç önemli değil örneğin bir peygamber geliyor ve geçiyor yanından, diyelim ki şeytan da gelebilir. O da önemli değil birbirinize karışmayacaksınız. Çünkü peygamberin senden, senin bir peygamberden farkın yok ki onun gibi bir şey. O görevini yapmak için oraya geliyor, onu yapıyor. Herkes kendi görevini yapıyor. Yani o zaman diyorsun ki kimse kimseden üstün değil. Neden değil? Çünkü Tanrı herkese bir görev veriyor. O zaman neden bir peygamber üstün olsun ki bir insandan? İş paylaşımı var. O yüzden hiç kimse kimseden üstün değil o zaman. İnsanlara bunu öğretebilirsek eğer kibir kalkar ortadan. Ben doktorum işte ben üniversite mezunuyum. Böyle bir şeye gerek yok. İnsan bir çöpçüyle de evlenebilir. Onun görevi dünyada bunu yapmak. Çok saçma yani küçümsemek. O kadar saçma ki herkesin ruhları yukarıda aynı herkes bir görev için geliyor. Üstelikte gerçekten zor bir görev seçerek bu dünyada gelmiş olanların işi daha zor. Bir çöpçü olarak gelmeyi seçmiş ama bir insan burada diyelim ki üniversite mezunu kariyer sahibi olarak yaşarken o bir çöpçü olarak gelmeyi seçmiş, düşünsene ne kadar mütevazi. Seçimi bu. Senin ruhuna göre aslında mütevazi çok. Sen ister misin başkaları tarafından horlanmak, başkaları tarafından acı çekmek, bir ailenin olmamasını? Ama onlar birçok şeye olmasa da olur diyerek geliyorlar bu dünyaya. Aslında bazıları bizden güçlü ruhlar. Değişik, çok değişik bir mekanizma anlamak için düşünmek gerekiyor.

Herkesin bir gizli bahçesi var ve zaten belirli bir arınmışlıktan sonra gizli bahçeye giriyoruz. Peki belirli bir arınmışlıktan sonra gizli bahçeye girdiğimize göre belirli arınmışlık nedir? Hiçliğe çıkmak. Belirli arınmışlık: egonla barışı yapıyorsun, öfkelenmiyorsun, sinirlenmiyorsun, yargılamıyorsun, yalan söylemiyorsun sonra hiçliğe çıktığında bahçeye giriyorsun. Sonra o bahçeye girdiğinde ego telaşe kapılıyor. Çünkü ruh yedek enerji alacak. “İşte bunlar Tanrının sana koyduğu yasaklar, sakın bahçeye girme” diyor. Neden yasak diyor biliyor musun? Çünkü Hz Adem bir hata yaptı yasak elmayı kopardı oraya getiriyor. Bak yasak diyor. Yine aynı yasağı işleme orada diye seni caydırmaya çalışıyor.

Ama ruhu yükseldikçe bilgisi de artıyor insanın. Kapı açılıp yıllardan beri hani yıllardan beri çocukluğundan buyana bekleyiş de sona eriyor. Doğum anında içsellikler kapanıyor ya aslında insanın gizli bahçesinde bulunan bu yedek enerji kapanıyor. Ruhunun yedek enerjisi kapanıyor. Sen egolarından kurtulduğunda ikinci doğum başlıyor, hiçliğe çıkıyorsun o zaman enerji açılıyor ve enerjin açıldığında ruh yükseliyor. Bu işlemi şu yaşına kadar yapacaksın diye bir kural yok. İnsan iki günde de bunu yapabilir. İnsan bunu fark edip saniyede de yapabilir. Ölüm anında yapabilir. Yada hiç yapamayabilir. Dünyada insana bu işlem için yeterli süre verilmiştir.

Herkesin gizli bahçesi var, soyununca o gizli bahçeye girebiliyor. Üstündeki her bir giysiyi attığında bir gizli kapı olur. O zaman Allah ben gizlilerin gizlisindeyim diyorsa işte yol burası. Yolu bulunca daha önce etrafı göremezken şimdi çok rahat görmeye başlıyorsunuz. “Allah’a giden yolda gizli bahçe yoldu Allah’ın içinde” İşte gizlilerin gizlisi kavramı burada anlamını buluyor. Örneğin düşünün ki şurada bir kapı var. İşte buradan kapıyı açtığında diğer taraflara gidiyorsun, onları buluyorsun ama bir bakıyorsun ki her şey orada. Zaten o yüzden herkes bir arada. Her şey bir arada. Maddelere bölünmüş gibi. Burası bir bina, binanın daireleri var ama aslında hepsi bir bina. Ayrılığı yaratan biziz, her şeyi ayrı gibi düşünmekle.

Aslında Allah anlayalım diye insanın bedenini ve organlarını yaratmış. İstese hepsini küçük bir noktaya koyardı. Gözleri, dokunmayı, duymayı, koku almayı hepsini oradan ayarlardı. Ama bir bedende kollar var, gözler var, burun var. Parça parça ama bir beden. Allah’a giden yolda da parça parça gibi aslında bunları yaratıyor ki hepsi bir bütün biz farkına varalım diye. Biz parça parça gibi görüyoruz ama bizim vücudumuz bir bütün. Bizim vücudumuz tek bir parça. O yüzden sen olmazsan bu yol olmaz ben olmazsam bu yol olmaz. Bu yolda her şey var. Kalbin olmazsa olur mu? Beynin olmazsa olur mu? Aynı Cebelitarık’ta denizlerin tatlı ve tuzlu ikisinin bir arada olup birbirlerine karışmadığı gibi.

Gizli bahçenin devamında ikinci bir kapı daha var, zamanı geldiğinde bu kapıyı da açıyorsun. Bu kapı iletişim kapısı. İnsanlarla iyi iletişim kurmaya başladığında bu kapı açılıyor. Kapıyı açtığınızda hafif bir siyahlık ile karşılaşabilirsiniz. O siyahlığa baktığınızda kötü bir siyahlık olmadığını görüyorsunuz. Daha önceleri yapılan iletişim kurarkenki ki küfürler, daha önceki iletişim konusundaki hataların siyahlığı bu ama bir perde gibi yığılmıyor. Kapının arkasına ittiğinde gidiveriyor. Temizlenmesi gerekiyor. Sonuçta olmaması lazım onları alıp atıyorsunuz. İtişim konusunda kişilere karşı oluşturduğunuz duvarlar varsa, o duvarı alıp atıyorsunuz. Sınırlara gerek yok. Duvar kalksın, engeller kalksın dediğinizde içinize müthiş bir ferahlık gelir. Eğer iletişim iyi olursa bir ferahlık geliyor. Müthiş bir açılış ve ferahlık hissi geliyor. Burası çok güzel bir yer, artık her şeyle iletişim kurabileceğinizi hissediyorsunuz. Bu kapıyı geçtikten sonra evrendeki her şeyle iletişim kurabilirsiniz.

Bu gizli bahçede her şeyi yapabiliyorsun ama sırası gelen ve o anda olması gerekeni yapabiliyorsun. Bir kişiye yardım edecekseniz o anda olması gerekiyorsa oluyor. Burada şu kişiye şu yardımı yapalım diye planlamıyorsunuz. Kendiliğinden oluşuyor. Hesap kitap yok burada. Aslında Allah bize şunu anlatmak istiyor; “bir hesap yapmanıza gerek yok, hiçbir şeyi hesaplamanıza gerek yok. Rahat olun. Yapmanız gereken zaman geldiğinde yapacaksınız. Olması gerekende olacaksınız. Nedir bu haliniz. Rahat olun” diyor. O zaman gizli bahçenin iletişim bölümüne girdiğimizde yardıma ihtiyacı olan, zamanı gelenler karşınıza çıkıyor. O kapıdan bir daha girmen gerekmiyor içindesin artık.

Bir kapı daha var gizli bahçede. Beyaz bir kapı görünüyor ama aslında mor bir kapı, aşkla ilgili olan kapı. Bu bölümün bir aşkı var. Sen hangi bölümdeysen öyle aşkla karşılaşıyorsun. Dünyada gölge olarak yaşarken egonu yenmemişsen, egosunu yenmemiş bir aşkla karşılaşıyorsun. Nasılsan öyle seçiyorsun. Ama gizli bahçede kural öyle değil. Gizli bahçede aşk dünyadaki gibi yaşanmıyor. Gizli bahçenin aşkı farklı. Gizli bahçenin aşk kapısını açabilmiş kişiler Allah’ın Vedut ismiyle dua ettiklerinde kozadan çıkan bir kelebek gibi oluyorlar. Bu kapıyı aralayabilenlerin sanki dilleri bağlı gibi oluyor. Çünkü bilinmeyeni biliyor hale geliyorlar ama bilinmeyeni, bilinmediği için, anlatacak sözcük yok. İşte o yüzden kelimelere dökebilmek çok zor yaşamak gerekiyor. Bir yerden bir yere gidebilmek çok kolay, bir kelebek gibi ama bir bakıyorsun ay’ın üstündesin ve bunu çok net görebiliyorsun ve toprağına dokunduğunu hissedebiliyorsun. Yada evinde seni özleyen çocuğunu görebiliyorsun. Başka şeyler de yapmak istiyorsun ve içinde değişik bir şey yapmak gibi şeyler de var. Buralarda oyalanmak canını sıkıyor. Biraz daha yukarıya çıktığında dünyayı çok net görüyorsun. Dünyaya baktığın zaman bütün ülkeler bir arada gözüküyor. Arının petekleri gibi her yerde başka bir ülke ve ayrı bir şey var ve bunların aslında gerçekten bir bilgisayar oyunu olduğunu görüyorsun. O zaman bilgisayarda kendi oyununu yapmak istiyorsun. Orada kendi bölümüne, ülkene ve bulunduğun yere geliyorsun. Diyelim ki hayatınızda bir eş yok ve eş bulmak istiyorsunuz. İyi bir eş bulabilmek sizin için çok önemli. Önünüze seçenekler geliyor. Sanki oradan mouse’la tıklamak gibi bir şey. Bu aşk köşesinde seçeneklere bakıyorsun. Buraya girebilen bir insan için aşksızlık diye bir şey olamaz. Aşık olmak istediğiniz kişide sizin için öncelikle olmasını istediğiniz özellikleri işaretledikten sonra buluşma mekanı ve nasıl olacağını programlıyorsunuz. Sonra dosyayı kayıt ediyorsunuz. İşlemin onayı geldikten sonra ekrana program başlasın mı yazısı çıkıyor. Başlasın tuşunu tıkladığınızda yaşamınızdaki süprizleri beklemeye başlıyorsunuz. Aslında insanın gerçeği de böyle çalışıyor. Siz bu dünyadayken gölgenizle gerçeğinizi birleştirdiğinizde bilerek, farkına vararak yapmaya başlıyorsunuz tek fark burada.

Gizli bahçe yazmakla bitmez ama benim şimdilik yazacaklarım bu kadar. Daha keşfedilecek çok kapı var. Gerçek ve gölge kavramları ile kafanızı karıştırdıysam onları da rüyalarımızı anlatırken açıklarım. Tekrar görüşünceye kadar sevgiyle kalın.

Alahattin Öztekin

 
Toplam blog
: 101
: 5279
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Ege Üniv. İşletme Fakultesi'ni, daha sonra da Harward Üniversitesi'nin Master programını Türkiye'de ..