Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

11 Mart '15

 
Kategori
Güncel
 

İçimizdeki insanlığı öldürmedikten sonra...

İçimizdeki insanlığı öldürmedikten sonra...
 

“Yardım bir gösteri malzemesi olarak kullanılamaz. Yardım, bireyin Tanrısı ile çok özel bir ortamda buluşmasıdır.” Hanri Benazus


“Hep alabileceklerimizi hesaplamaya uğraş veririz. Halbuki verebileceklerimizi hesaplamaya alışırsak mutlu bir dünya yaratabiliriz.” Hanri Benazus

Günümüzde, en çok ihtiyaç duyduğumuz insani davranışların başında maddi ve manevi paylaşımlar gelir. Diğer adı her ne kadar “vermek” olsa da, insanı insan yapan en önemeli unsurlardan birisidir ihtiyaç sahibine sorgusuz sualsiz yardım etmek.

 “Yardımlaşma” konusunun içine, paradan, maldan, güçten, sevgiye kadar her şeyi katabiliriz. Bunların hepsini ihtiyaç sahiplerine vererek mutluluklar yaratabiliriz.

“Vermek”;   bir vazgeçme, bir şeyden yoksun kalma, bir yoksullaşma olayı değildir.  Vermek, insanın paylaşım duygusunun hazza ulaşması ve başkasını düşünmesidir.   Verme; bir özveri, bir erdem ve bir üstünlülüktür. Vermek; aynı zamanda, alanın hoşnutluğunu ve hazzını kendi içimizde duymak ve yaşamaktır da.

Zenginlerin bile yoksullara gereksinim duydukları çok olmuştur. Hiç bir zengin “Benim kimseye ihtiyacım yoktur...” diyemez. Unutmamak gerekir ki; Her zengin insan servetini yanında çalıştırdığı insanların gücü ile edinir. Her kim ki, yanında birini çalıştırıyorsa ona ihtiyacı vardır demektir.

Dayanışma, bir topluluğu oluşturanların her türlü duygu, düşünce, anlayış ve ortak çıkarlarda birbirlerine karşılıklı bağlanması demektir. Toplumsal dayanışma ise; toplumun kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir.

“Yardım bir gösteri malzemesi olarak kullanılamaz. Yardım, bireyin Tanrısı ile çok özel bir ortamda buluşmasıdır.” Hanri Benazus

Unutmayın ki, şefkatin kaynağında hep alanı da vereni de güçlü kılan “Dayanışma”, “Paylaşma” ve “Yardımlaşma” duygusu vardır.  

Yine unutmayalım ki; Şefkati gözlemlemek için, ne göze, ne de ışığa gereksinim vardır. Ona gönül gözüyle bakmak, bakmasını bilmek yeterlidir.

Eğer insanlar öncelikle “Ben, bende olanları ayırımsız bir şekilde bir diğerine hatta herkese verirsem ve sen, sende olanları benimkilerin üzerine katarsan, emin olun ki ardından mutlaka mucizeler doğacaktır.” Şeklinde düşünebiliyor ve diyebiliyorlarsaişte o zaman böyle bir anlayış şekliyle gönüllerimizde benzersiz bir “İnsanlık Anıtı” oluşturmuş oluruz.

Şunu da unutmamak gerekir ki; yardımlaşmadan ve dayanışmadan habersiz yaşayan birey istediği kadar cenneti hayal etsin. Eğer yüreğinde merhamet ve vermek duygusu yoksa “Umduğu hep cennet de olsa, bulacağı hep cehennem olacaktır.”

Bizler içimizdeki insanlığı öldürmedikten sonra daha yaşanılır bir dünyayı rahatlıkla kurabiliriz.

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile….

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..