İçimizdeki İsrail..

İçimizdeki İsrail, bir günlük sersemlikten sonra, olanca gücüyle harekete geçti, beklendiği gibi..

Başbakan Erdoğan'ın Peres'e attığ şamar'ın sersemletici etkisiyle, 24 Satta kendine gelemeyen "içimizdeki İsrail", toparlandı ve yaylım ateşine başladı.

İsrail'in çirkefini, Davos'ta açığa vuran Erdoğan'ın tavrını hafife almalar, ince alaylar, üslup çarşafına saranlar...

Bu, aslında, tokatı yiyen "pişkin" in, "acımadi ki.. acımadı ki.." tavrından başka bir şey değil.

Acıdı.. Hem de fena acıdı...

İsrail, uluslararası bir oturumda, tüm dünyanın gözü önünde, Erdoğan'ın ruhuna tuttuğu aynayla yüzleşti.

Bu aynada kimsenin söylemeye cesaret edemediği, kendisinin de boş "mitler" içerisinde yok saydığı "vahşi yüzünü" gördü.

Peres'in hiç beklemediği bir anda yediği "tokat", gözlerinin fal taşı gibi açılmasını sağladı.

Ama İsrail, gücünü dışardaki "hayran"larına borçludur her zaman.

En zayıf düştüğü bir anda dışardaki İsrail devreye girer, durumu kurtarmaya çalışır.

Bu, dışardaki İsrail, bizim içimizde de var. Hatta en çok bizim içimizde var ve bu "içimizdeki İsrail" harekete geçti.

Başbakanın Davos'taki tavrını basit bir "üslüp" çerçevesine hapsetmek üzere kolları sıvadılar..

Üç hafta İsrail'in acımasız ve pervasız kıyımını naklen izleyen vatandaşın, Erdoğan'ın çıkışına sahiplenmesi ve bunu biraz abartması da "içimizdeki İsrail" in ikinci malzemesi oldu.

Türk Dış Politikasını "Monşerlik" in, tamamen notralize edilmiş, "ne kok, ne bulaş.." anlayışına mahkum eden zihniyet, şimdi feveran halinde.

Şener Şen'in bir filminden hatırladığım: "Aman.. bir tatsızlık çıkmasında.." haleti ruhiyesini temel ilke edinmiş kadim Monşerlik, Başbakanın bu çıkışı karşısında sıtmaya tutulmuş gibi zangırdıyor.

"İçimizdeki İsrail"in yazar-çizer takımı Davos'taki tokat'la oluşan bu havayı dağıtmak için, pür-telaş çalışıyor.

Ellerinden gelse, gidip Şimon Peres'in önünde nazik bir "reverans"la özür dileyecekler:

"Zat-ı şahaneleri, bizim bu Kasımpaşalı Türk'e aldırmasınlar, zaten kendisinin üslüp sorunundan biz de bizarız..Affınızı istirham ederiz..." cümlesinden şeyler söyleyecekler..

Ama, bitti.. Sizin devr-i teslimiyet'iniz hitam buldu.

O ağzınızdan düşürmediğiniz "diplomatlık"ınız, "mat" oldu.

Şimdi yeni bir devir başlıyor!..