Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

İçimizdeki şeytana ne zaman dur diyeceğiz?

İçimizdeki şeytana ne zaman dur diyeceğiz?
 

İçimizdeki şeytana ne zaman hüküm giydirip zindanlara tıkacağız ???

Her insanın sözde iyilikler ile geçirmiş olduğu bir hayat vardır değil mi? Çok az insan hayatının yanlışlarından söz eder ancak kimileri sadece geçmişine bakıp övünür, onlar için bir çocukları olmuş olması da yeterlidir övünmek için. Ancak hiç düşünmezler o çocukları hayata nasıl hazırladık, başarılı bir insan mı yoksa değil m? Ya da başarı neye göre ölçülür ki? Şöyle özetleyelim herkes aydınlansın. Bir insan başarılı sayılabilir, aldığı ücret ve bulunduğu konum başarılı gösterebilir insanları, ancak gerçek öylemidir sizce de? Gerçek şu ki hayatımıza dahil ettiğiniz bir insan ya da çocuklarınız, onların gerçekten başarılı sayılabilmesi için her şeyden önce, iyi bir ahlak eğitiminden ve terbiyesinden geçirildikten sonra hayat öğretilerine başlanması gerekmez mi ? Düşünelim lütfen, burası çok önemli bir yer. Her insan bunu yapmıyor çünkü. Hayatta başarıyı sadece para ve hırs olarak gören insan sayısı o kadar çok ki. Ve durum sadece bununla da bitmiyor. kişilik bunalımı, yanlış tanı hayat adına ve buna benzer bir sürü sorun. Bir iki örnek ile genişletelim. Kişi hiç bir bilgisi olmadığı halde o konunun bilgini gibi konuşur. Söz verilmiştir, mikrofonu tutar gerekirse kavga bile eder. Ya da kişi cebine girecek paraya bakar.Bu para onun cebine girerken kaç insanı ezmiş, kaç insan üzerinden haksız kazanç ile cebine girmiş orasının önemi yoktur. Önemi, genel toplam tutarının nasıl daha büyük olabileceğidir.

Biz bu şekilde devam ederken hayata, başımıza gelen olaylar sırasına göre de bir savunma mekanizması yapmışızdır. Aslında biz yapmıyoruz yaratılışımızın hamurunda vardır. Kolay kolay ezilmeyiz, doğru yada yanlış olduğumuzun önemi yoktur, önemli olan bizim kariyerimizin artması yalandan da olsa saygı görmek ve yönetimi elde tutmak. Biraz düşünmeye geçecek olursak, bizim yanlış düşüncelerimiz sonucu oluşturduğumuz, kendimiz dışındaki insan kitlelerinin fikirleri altında ezilmeye başladığımız zaman, insan haklarından eşitlikten söz etmeye başlarız. Kötü tarafı nedir biliyormusunuz? Bu yazdıklarımın farkına varamayışımızdır. Zamanında söylediklermizle, düşüncelerimizle, bu insana kişiliklerinin oluşumuna yardım ederken her şey çok eğlencelidir. Söyledim ya bize zararı dokunmaya başladığı zaman, gerçekler anlaşılır. Ancak gerçek olarak değil, yine yapılan yanlış olarak. Özetle biz ne hoşumuza giderse onun peşinden koşarız. Arkadaşız deriz ancak yenilen ve içilenin bizim cebimizden çıkmaması için bin bir yalan ile birlikte mücadele ederiz. Bu esnada paraya satıldığımızı anlamayız ancak satın alan anlar bunu. Biz her türlü yardımdan söz ederiz arkadaşımız adına ancak, o yardım günü geldiğinde türlü yalanlar ve uyduruktan akraba sürülerinin ziyareti yada ihtiyaçları söz konusu olur.

Sonuç olarak yaklaşımımız, rahatlığımızın bozulacağı yönünde söylemler başlar, ancak rahatımızın ve cebimizin rahatlığının bozulmaması için yapılanlar hep daha fazladır. Asıl yıkıcı olan da değer verdiğiniz bir insanın bu yollara başvurması değil mi? Artık öyle bir anına geldik ki yaşamın, kardeşin kardeşe güveni kalmadı. Bu durum o kadar üzücü ki. Ancak sorun yine paranın bir amaç olmadığı bir araç olduğunu kavrayamamış oluşumuzdan kaynaklanıp, dünyadaki en büyük şeyin sevgi olduğunu anlayamayışımız. Oysa hayat paylaşınca ne kadar da güzel, yapılan her iyilik zaman ile geri gelmesi ne kadar güzel. Bir insanın gözünün içine rahat bakmak ve hiçbir düşünce altında ezilmemek ne kadar güzel. Değer vermek ve değer verildiğini hissetmek ne kadar da güzel.

İçimizdeki şeytanların özgürlüğüne son vermek dileğiyle yeni kanun oluşumuna merhaba…

Hayatta korktuğum şey parayla satın alınabileceğimin düşünülmesi… (R. SAĞLAM)

 
Toplam blog
: 18
: 642
Kayıt tarihi
: 15.02.09
 
 

Güzel bir eğitim hayatı sonrasında hayatımdaki hedeflere ara verip  sosyal insan yapısı, aile kav..