Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '11

 
Kategori
Deneme
 

İçimizden kuş kaçışları!

İçimizden kuş kaçışları!
 

Görsel kaynak: www.bydigi.net


Bir kafes vardı içinde, aslında küçük bir ev

Zaman zaman çokça bunaltan

Ezen ve ezilenlerin şu gerçek dünyasına inat,

Ona kafa tutan,

Hapseden değil de, aksine

İçindekini koruyup her daim canlı tutan

Bir kuş kafesi, aslında kuş evi 

Göğüs kafesinden daha da içerilerde... 

GG

Göğüs kafeBoyutlarını hiç bir zaman ölçememişti. Rontgenlerde de çıkmıyordu. Ama kocaman olduğunu hissediyor, belki de biliyordu. İçinde, susamcıktan isketeye, sakadan ispinoza ve kanaryaya kadar türlü, türlü rengârenk kuşları vardı. Hatta bir de papağan… İç sesini taklit edip duran rengârenk bir papağan bile vardı… 

İçindeki düşlerin, sevginin ve barışın

Asıl gerçekleri görüp bilebildiği

O hayat dolu kafesi, iç evi, dirençli kılardı onu

Ezen ve ezilenlerin şu gerçek dünyasının

Bunaltıp durduğu

Zihnini, yüreğini ve bedenini

Her daim diri, genç ve şen tutarcasına…

Bir gün açtılar o evin kapısını ve içindekiler hep birden uçarak kaçtılar!

Ve önce bazı şiirlerini ve şarkılarını alıp götürdüler, belki de kaf dağının arkasına (*)

Kimi; “Geçmiş artık yaşın, başın” dedi. Bazıları;“Seni yanlış tanımışım, aradığım sen değilsin”mişler… Bir kısmından da;“Toplumsal olanı boş ver, bireysele takıl” diye serzenişler… “Bu dünyayı sen mi kurtaracaksın, önce kendini kurtar ve tadına bak!” tamtamları arasında açtılar o kafesin kapısını…

Zaten son zamanlarda -böylesi bir atmosferin varlığı yüzünden- can kuşlarıyla pek de muhabbetli geçinemiyorlardı. Ne artık sevgili gibiydiler, ne de arkadaş kalabiliyorlardı...

Kimi gözleriyle,

Kimileriyse susmalarıyla hissettirdiler

Ve bazıları da iki dudak arası

Sözlerle söylediler ona bunları

Kendi kıyılarından el sallayarak…

Oysaki bilmiyorlardı; hangi yaşta olursak olalım, yine de hayatta bir daha hiç olamayacağımız kadar genç olduğumuzu... 

Ayrıca, asıl o, kendi içinde gizliydi ve oraya bakmayı hiç kimse akıl edemiyordu.

Bir de, tek başına, hedefsiz bir "ben"in neredeyse bir "hiç" olduğundan, ancak "Biz(ler)"e doğru giden yolda mükemmelleşmiş, doyumlu ve bilinçli bir "ben"in "her şey" olabileceğinden de sanki habersiz gibiydiler! 

Ey zamanın dışına düşmüş (denilen) adam

Ve içindeki, (sözde) zamanın dışındaki antik kuşları

Bilesiniz ki, onlar… Daracık kıyılarından el sallayarak söylenenler… Hem geleneksel hem modern, bazen de sanal ağlarla örülü görünmez kafeslerinde, (sanki) mutlu(mu)ydular!

Aile kafesi, iş-güç-meslek kafesi, dozu kaçmış din-iman, ilaveten Facebook, Tweetter ve de muhtelif geçici hazlar kafesleri içinde... “Tık”, "rating", “beğen” ya da “rahatla” sayısı tokluğuna, çoğu kez çaresizce çırpınanlar…

Bakma salladıkları ellerin avuç içlerinin beyazlığına, aslında, irili ufaklı, kara kara yalanlar gizlerler o ışıltılı ve bembeyaz ekranların arkalarında…

Ama sonunda başardılar

Onun iç kafesi, iç evi artık boş

Ve tüm kuşları da özgür, nazlı nazlı

Ait oldukları zamanlara doğru uçmaktalar

Fakat şimdi de o artık tutsak... O kafesin yerine bir çukur kazıp kendini gömmüşcesine tutsak... Ezen ve ezilenlerin, zaman zaman çokça bunaltan o gerçekler dünyasında!

Ruhu sanki puslu kuşlar atlası, şu post (hoşt)-modern zamanın keşmekeşinde...

Yine de, soğuk ve yağmurlu gecelerde

Sanki haylaz bir serçenin kanatları ile asılır o

Şu ilk kış göğüne...
Belki de bir zamanlar içinden kaçan bir serçenin
Ve hiç eskimeyen bir Ay'ın parlak ışığıyla tutuşur
Yaşama sevinci de (b)öylesi gecelerdeSöylendi sonunda kendi kendine: İnsanlık namına, içimize yeni kuş kafesleri gerek!  .......
 

Söylendi sonunda kendi kendine: İnsanlık namına, içimize yeni kuş kafesleri gerek!

İ.Ersin KABAOĞLU,

29 Kasım 2011, Ankara

(*) Örn.Tuğba Özerk'in "Aklımda Sen Varsın" şarkısııı......Örn.Ö  

 

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..