Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '09

 
Kategori
Deniz Mahsulleri
 

İçkiden, balıktan, mezeden anlayacaksın…

İçkiden, balıktan, mezeden anlayacaksın…
 

http://www.wardom.org


Balık ve deniz ürünlerine merakım malum…

Fangri diye bir balık var onun hastasıyım… 400 gramdan başlıyor, bir buçuk kiloya kadar çıkıyor…

Şimdiye kadar yakalama şansım olmadı, bundan sonra oltama gelir mi? Zıpkınımın ucuna düşer mi orasını kestiremiyorum…(!)

Seyrek yakalandığı için pahalı biraz meret…

Sosyete işi yani…

O yüzden tatilden tatile yiyebiliyoruz… Buralardaki balıkçı tezgâhlarında şimdiye kadar hiç rastlamadım…

Tavası ve ızgarası da güzel oluyor lakin!

Bu Fangri balığını işin erbabı, kiremitte bir yapsın!

Ah be arkadaş!

Ah be kardeşim!

Parmaklarınızı yemezseniz ben de hiçbir şey bilmiyorum…

***

Şimdi Cunda’da olmak vardı …

Puslu, soğuk ve nemli bir ocak ayı gecesinde aklıma gelene bak!

Oturacaksın sahilde ki lokantalardan birine, beyaz gömlekli bir garson yanaşacak yanına “siparişinizi alabilir miyim” diyecek…

Hafif meltem olacak, sen meltemi yakalayıp saçları okşamayı planlarken, garson öksürecek kendini hatırlatacak…

Bak şimdi kendi kendime kurarken aklıma geldi!

Bu tarz yerlere giden adamlar racon bilecek biraz, içkiden, balıktan, mezeden anlayacak<ı>… Bu üçünden anlayanın her şeye zehir gibi kafası çalışır zaten.

Torik gibi “ ne yiyebiliriz” ya da “ siz ne tavsiye edersiniz” diye sormayacak!

<ı>Benim balık lokantam olsa, böyle tipleri kovarım şerefsizim… <ı>Ne kovmayacağım ya onlarla mı uğraşacağım!

“ Kardeşim ne yiyeceğini bilmiyorsun masamı işgal ediyorsun… Git ne biliyorsan onu ye! Ne bileyim ben senin damak zevkini!”

Bu gibi durumlara şahit oldum ben birkaç kere…

Garson bütün iyi niyetiyle önerilerde bulunur…

Adam giderken!

Çupra tavsiye ettiniz ama kılçığı karımın boğazına kaçtı, çok kılçıklıymış!

Senin karın balık yemeyi bilmiyorsa garson ne yapsın?

Balık yediğimi var kadının!

Siz bize kazayağı salatası önermiştiniz ama çok beklemiş sanırım…

Bunları sınavla alacaksın ağabey lokantaya…

Beş tane balık çeşidi sayın bakalım…

“ Sazan!”

“ Hop! Tatlı su balıkları sayılmaz”

“ Özür dilerim heyecanlandım, karıştırdım…”

“ Lapin, lapistes”

“ İkisi de olmaz! Biri yenmez, diğeri akvaryum balığı… Sayamayacaksan bak kuyruğa… Cumhuriyet meydanına kadar…”

“ Tamam sayıyorum… Hamsi, istavrit, kefal…”

***

Bir de şarap gurmesi kadınlar mevcut…

Şu şarap kadehini tutarken küçük parmağını havaya kaldıranlar var ya onlardan…

Hani şarabı tadacağım diye şap şap şap damağını birbirine vuranlardan…

Bilirsiniz! Ya rastlamışsınızdır, ya muhatap olmuşsunuzdur…

Anlasa yüreğim gam yemeyecek…(!)

Maksat ya bir adamın gözüne girmek veya şarap kültürümle ezerim kıvamında masadaki arkadaşlarına hava atmak…

“ Ne içersiniz!”

“ Şarap alayım lütfen!”

“ Nasıl olsun?”

“ Neleriniz var?”

“ Kırmızı, beyaz, roze”

“ Ay onları biliyorum ayol! Kırmızı ile beyazı karıştırırsan roze oluyor değil mi?”

***

Eskiden gelip giden çok olurdu, kimisi evdeki şaraplığı görünce, şarap muhabbeti açar, engin şarap kültüründen alıntılar yaparak, kalibresi hakkında bize ipuçları verirdi…

Etkilenirdik...

Misafirimizi de denerdik…

Buzbağ Rezerv ya da Kav niyetine çok ağabeye, ablaya, Güzel Marmara içirdim ben!

“Nasıl” sorusuna aldığım cevap hep aynı oldu nedense!

“ Nefis!”

***

Mordoğanda Deniz Feneri’nde yemekteyiz balık yiyoruz… <ı>Aslan Ağabeyin kulakları çınlasın…

Bira içiyorum, bittikçe elimi kaldırıp tekrar istiyorum…

Şişe ile getiriyor adam, boş şişeyi alıp götürmüyor…

Dördüncü şişeden sonra dayanamadım sordum…

“ Ağabey boş şişeleri neden masada bırakıyorsun?”

Ne cevap verse beğenirsiniz!

“ Bak arkadaş biraz sonra sarhoş olacaksın, hesaba itiraz edeceksin bu kadar bira içmedim diyeceksin… Ben de sana şişeleri saydıracağım!”

***

Ne diyordum, dağıldım…

Cunda’da oturacaksın sahilde ki lokantalardan birine, beyaz gömlekli bir garson yanaşacak yanına “siparişinizi alabilir miyim” diyecek…

Hafif meltem olacak, sen meltemi yakalayıp saçları okşamayı planlarken, o senden önce davranacak, garson öksürecek kendini hatırlatacak…

Gözlerini kızlar manastırına dikecek, masanın altında gezinen kedileri görmeyeceksin…

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..