Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İçli içli gülmek

İçli içli gülmek
 

Arkadaşımla telefonda konuşuyorum. Napıyosun, nerdesin diye soruyor bana. Cevaplıyorum, "Alsancakta bir yerde, bi 50lik bi 70liğin üzerine tek başıma oturmuş kitap okuyorum." Kalk, diyor bana. Denize doğru yürü. Aç kollarını ve at kendini denize. Ahh dedim o kadar kötü mü? En azından cuma akşamı değil. Evet zaman geçsin diye nete giriyorum, eski sevgilimin yeni sarışınıyla fotoğrafları çıkıyor, ama en azından kız çirkin değil mi? Evet pembe gözlüklerim gözumde sanırım. Bu yüzden seviyorum işte içmeyi. Bir şekilde bir umursamazlık geliyor çünkü üstüme. Ne olsa gülecek bir şey buluyorum. Evet üzüntümü gülerek anlatacak kadar dertliyim çünkü, o kadar çok hayal kırıklığına uğradım sanirim. Bak şimdi içtim ya aklıma bin türlü şey geliyor. Bir Sevdiğimin annesinin öldüğü gün neden o kadar çok güldüğüne anlam verememiştim. Tabi ki eş görülemez ama, şimdi anlamaya başlıyorum. İnsan koyuveriyormuş bir yerden sonra. Canı ne kadar yansa, o kadar gülüyormuş.

Başka bir arkadaşımla yolda yürüyoruz. Onun babasinin kangren olma ihtimali var, sigaradan, belki de bacağı kesilecek. Benim babam şeker hastaliği yüzünden ancak yüzde 2 görüyor, belki bir daha net görmeyebilir. Yürüyoruz... Ben ona babasını soruyorum, anlatıyor. Sonra benim babami soruyor, söylüyorum. Tabi ki durumlar pek iç açıcı değil. Susuyoruz biraz. Sonra ben gülmeye başliyorum, boşver be, kör topal idare ederiz diyorum. Sokak kahkahalarımızla inliyor. Uzaktan gören ah, der ne neşeliler. Hayat böyle iste, canın biraz acıyınca ağlarsın, biraz daha, susar kapatırsın kendini, ve bir noktadan sonra tamam diyor insan yeter, bırakıyor ve gülmeye başlıyor içli içli. Bunu da öğrendim. Sevgilerimle.

Not: Kafam güzelken yazdığım ilk bloğum. Yarın ayılinca bakacağım, var mı bir fark diye. Ama oldğu gibi ekleyeceğim, anı olsun. Gittim benn.

08/17/2010

 
Kayıt tarihi
: 06.06.10
 
 

..