Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '15

 
Kategori
Üniversitelinin Sesi
 

İçten gelen bir çağrışım ve atılım gücü

İçten gelen bir çağrışım ve atılım gücü
 

Salvador Dali'nin bir tablosu


Çaresizliğe karşı kazanılan iç güven

Teoriyi eğer açıklamam gerekirse şöyle kısa bir giriş yapmak isterim; İnsanlar çoğunlukla bir şeyler yapmaya girişmek için önlerine zor bir süreç sokma gereği duyarlar. Pek çok insan somut bir biçimde işler karşısında pasif bir tutum sergileyip, içine kapanan yol alırlar. Hayat aslında kişiyi nereye sürüklerse oraya gitme durumu ciddi anlamda doğru bir tespit. Kişiliğimiz üzerinde gerek bizim iç dünyamız gerek ise dış etkenler büyük rol oynuyor. İnsanlar hayatlarını dışarıya göre yaşarlarsa karşı tarafın katı bir direnişi ile yüz yüze kalıyorlar. Aslında başkalarının birilerine bazı hayat dersleri vermesi normal hatta belki gerekli ama işte tam anlamıyla ayna biçiminde yansıma olmadığı için görünen yüz çok farklı. İnsanlar bu yüzden kendinden öğrenir. Hiç kimse, en bilinçsiz bir insan bile, geçmiştekiler, gelenekleri, yaşantıları körü körüne desteklemez. Solgun bir hayatı kimse kolay kolay parlatamaz. Zaten kimse de parlatmaya çalışmaz. Rüya âleminde yaşamak gibi bir durum bu aslında. Her şey gerçek gibi ama gerçek değil. İşte hayat da bu kadar kolay gibi ama kolay değil. Dünyada insan sayısı kadar psikoloji var. Hepsi ayrı bir dengeye sahip. Kimi o kadar itilmiş ki ardına sığındıkları bile ona yük geliyor, kimi de o kadar sıyrılmış ki arkasına dönüp bakmıyor. İşte tüm mesele bunları ortak bir paydada toplamak. Pek çok insan kesin denebilecek kararlarını aldığı günün ertesinde bozar. Bu çoğunlukla o gece uyku sonrasında değişen psikoloji ile bağlantılıdır ve insan zorlanmadıkça kendini değiştirme hareketine yüklenmez. Sarhoş bir halde sokakta dolaşsa, tanıdığı bir yerde değil ise ölene kadar gezebilir. İşte bu yüzden dışarıdan bir yardım eli beklemek çoğu zaman umulan durumdur. Ancak işler her zaman aynı halde ilerlemez ve kimse hayatını zirvedeyken bilinçli olarak sonlandırmaz. Aslında bu zenginlik içinde yüzen insanların intiharlarını açıklayan yegâne sonuç. Eğer her şeyleri paraları gibi tam olsa idi kendi hayatlarına son vermezlerdi. İnsan çaresiz olmayınca bir şeylere girişmiyor çoğunlukla. Belki de bu hem maddi hem de manevi yoksunluğun bir dışa yansıması. Çünkü aslına bakılırsa bu koşul sağlanmadığında kişi atılacağı şeylere daha kolay adım atabiliyor. Aslında en büyük engel belki de kısıtlama. Çünkü insan bir şeylerin eksik olduğunu kavrayınca hemen başka şeyleri de kısıyor. Örneğin parası olmayan insan dışarıda yemek yemiyor. Yemiyor olması doğal ama bu durum hayatını çeşitli alanlarda kısıtlamaya gidince işte orta sınıf bir aile modeli ortaya çıkıyor. Sınıfları belirleyen bu örnekte belki para ama çoğu kez durum her yere uyarlanabilir. En doğru sonuçla söylemek gerekir ise kısıtlamalar ruha da bir nevi kamçı gibi. Biz bunu hiç görmedik, ben bilmem diyen kişi ruhunu da yenilgiye ortak edemiyor. Belki herkesin işi rast gitmiyor olabilir ama insanların çoğu da kendini herhangi bir zorlamaya sokmuyor. Biz bunu geçmişte görmedik diye geçiştirmek en kolay çıkış yolu. O zaman hayıflanmamak da gerekir. Çünkü bu da bir nevi sonuç. Aslında her zaman kötü kötüyü çekerin bir diğer açıklama yolu. Hayatta en büyük gıpta edilecek insanların kendi kabuğunu kıran insanlar olduğunu düşünüyorum. O insan belki bunun sonunda yaşamını sonlandıracak. Ama unutulmayacak asla. Bir iz bıraktı geride. Sorguladı, inkâr etti, çitleri aşıp dışına çıktı, belki de çaresizliğini şöyle bir döndürüp tepetaklak ederek yoluna atılma işine girişti. Konu hakkında yazılacak çok şey var ama şöyle noktalamak istiyorum; Hayatı kimseye kimse, hiçbir dönem hiçbir şekilde altın tepsi içersinde sunmamıştır. Eğer sunmuş olsa idi bu dünyada o tepsinin içinde herkes bulunmalıydı. Sonuçta herkes aynı türün bir ögesi. Hepsinin en başında ağacın kökünde buluştukları ortak nokta var. Önemli olan bu bilinçte olup atılmak, hem de her türlüsünden bir atılım. Ne kadar çaresiz olunursa olunsun en iyi haliyle bir atılım.

 
Toplam blog
: 22
: 439
Kayıt tarihi
: 25.01.15
 
 

Tıp Fakültesi 2.sınıf öğrencisiyim. Bursa'da okuyorum ve yaşıyorum. Voleybola, müziğe, dansa, şii..