İdam cezası geri gelmeli mi?

Yazınımın başlığı bir soru…

“İdam cezası geri gelmeli mi?” diye soruyorum.

Bu soruya “Gelmeli” diye cevap veren de olacaktır, “Gelmemeli” diyen de…

Siyasi görüş olarak aynı şeyleri paylaşmasam da, hemşerim, kendi ilimin milletvekili, tanışım, muhabbetim olan, AKP milletvekili ve TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut’un “Tartışılsın” dediği bu konunun tartışılmasından ve hatta “Halk Oyuna” sunulmasından yanayım.

Sayın Yakut, kendisine sorulan soruya “Yakut, ilk olarak “Tartışılsın, demek hemen getirilsin demek değildir. Toplumun isteği, talebi varsa getirilebilir, kaldı ki toplum buraya doğru kanalize olmuş durumda” yanıtını verdi.

Peki, kişisel olarak geri gelmesi gerektiğini mi düşünüyorsunuz sorusuna ise; Yakut, “ Evet ben de kişisel olarak idam yasağının kalkması gerektiği düşüncesine katılıyorum” karşılığını verdi.

Ben de Sayın Yakut ile aynı görüşü taşıyorum…

Tartışılsın, hatta halkoyuna sunularak sonuçlandırılsın diye düşünüyorum.

Bazıları bu düşüncelerimizden ötürü bizim gibi düşünenleri yargılayacak, hatta o kadar ağır sözlerle eleştirecek ki, buna da hazırım.

Sonuç olarak bu bir “Düşünce” aşamasındadır… Ben böyle düşünürüm, bir başkası başka şekilde düşünür.

Beni bu şekilde düşündüren de, insan hayatına kast eden, insanların hayatlarını hiçe sayanların da, “İdam” cezasını hak etmiş olmaları gerektiğini düşündüğümdendir.

Özellikle Avrupa ülkelerinde “İdam” cezası yoktur.

77 kişiyi bir çırpıda katleden, her duruşmaya iyi bir iş yapmış gibi gülerek katılan Norveç’li cani Anders Behring Breivik'in 21 yıl hapis yatmasına karar verildi. Hem de televizyonlu, bilgisayarlı hapishanede…

Neden?

Çünkü Norveç’te “İdam” cezası yok. Geç onu, müebbet hapis cezası da yok, 77 kişiyi öldür, 21 yıl hapis yat…

Eğer “İdam cezası olmasın” diyenler bu ve benzer durumları yüreklerinde kaldırabiliyor, doğru sayabiliyorlarsa, kendileri için bir sakınca olmayabilir. Benim için değil…

İdam cezasının geri getirilmemesini savunanlardan BDP Milletvekili Sırrı Sakık, “…İdam cezası bir insanlık suçudur, Bu suçu her kim savunuyorsa bu insanlık suçuna ortak olmaktadır…” diyor…

Peki, 77 kişiyi gözünü kırpmadan öldüren “İnsanlık suçu” işlememiş mi oluyor?

Ya da terör örgütünün sivilleri hedef alarak yaptıkları saldırılar sonucu katlettikleri insanlara karşı “İnsanlık suçu” işlememiş mi oluyorlar.

Başka şekilde sorayım…

İnsan hayatını hiçe saymak ve insan öldürmek “İnsanlık suçu” değil mi?

Bakınız…

Bakara Suresi 178. Ayet: “Ey iman edenler! Öldürmede kısas size farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ama her kim, ölenin kardeşi tarafından bir şey karşılığı bağışlanırsa, o zaman örfe uyması, ona diyeti güzellikle ödemesi gerekir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Her kim bunun arkasından yine saldırırsa, artık ona acı veren bir azab vardır.”

Görüldüğü gibi, “İnsanlık suçuna” karşı “İnsan hakkı” da vardır…

Öncelikle korunması gereken şey, “İnsan hakkı” olmalıdır.

Bir de “Ahlak” denilen şey vardır. O da şu…

Maide Suresi 28. Ayet: "Allah'a yemin ederim ki, sen beni öldürmek için bana el uzatsan da, ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim, ben âlemlerin Rabb'i olan Allah'tan korkarım.”

Allah’tan korkusu olmayanın kuladan mı korkusu olacak?

O zaman, Allah’tan korkmayanın da cezası olmalı…

29 AĞUSTOS 2012 
İBRAHİM PEKBAY