Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '08

 
Kategori
Siyaset
 

İddianame, savunma ve AKP

İddianame, savunma ve AKP
 

AKP ve kapatma davası


14 Mart 2008 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya Adalet ve Kalkınma Partisi hakkında ''AKP'nin laikliğe aykırı fiillerin odağı haline gelmiş olduğu'' iddiası ile kapatma davası açtı. Kapatma davası açılması üzerine fırtınalar koparıldı. Başsavcı aleyhine karalamalar, iddianamenin hukuksuzluğu, Başbakan ve parti mensuplarının ülkeyi bölünmeye itmesi ve Avrupa Birliği'ne şikayet etmesi, AB yetkililerinin de ''fırsat bu fırsat'' diyerek Türkiye üzerine en ağır sözleri söylemeleri ve devletimizin bunları sineye çekmesi; midemizi fazladan bulandıran olaylar oldu.

5 Haziran 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi çok önemli bir karar vererek AKP ve MHP'nin Meclis'e getirdiği ve onaylattığı ''kamusal alanda türban serbestisi'' uygulamasını iptal etti. Bu yasanın kabul edilemeyeceği aşikar iken, medyada sanki öyle olacakmış gibi bir hava yaratıldı ve bu değişiklik de AKP'nin kapatma dosyasına eklendi.

16 Haziran 2008 tarihinde, dava açıldıktan üç ay fazla süre geçti ve AKP nihai savunmasını verdi. AKP'nin savunması bir savunmadan çok iddianameye benziyor. Yasal süre dolmadan on üç gün önce teslim edilen savunmanın dayandığı tezlere bakalım:

- Bu dava demokrasimize zarar vermektedir. Hukuki bir dava değildir, korkuyla ve spekülasyonlarla hazırlanmıştır. AKP'nin ülkeye katkılarını görmezden gelmektedir.

Demokrasi konusunda uzunca bir savunma vardır, demokrasi kelimesinin tanımı yapılmakta, mahkemeye demokrasi dersi verilmeye çalışılmaktadır. Konunun davayla ne ilgisi var, şahsen çözümleyemedim.

- "Türban konusu"nda ise iddianamede yer alan Başbakan Erdoğan'ın sözlerine cevap verilmemekte, karşı olarak Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve diğer liderlerin sözleri örnek verilmektedir.

AKP'den böyle bir dosya hazırlamasını isteyen mi oldu? Neden gazeteye araştırma hazırlar gibi seçme sözler toplamışlar, anlayamadık.

- Cumhurbaşkanı Gül'ün sözleri partiyi bağlamaz.

Cumhurbaşkanı Gül, daha önce partide görev aldığı için sözleri partiyi bağlar ve demokrasiye bağlı olan Abdullah Gül, görevinden derhal istifa etmelidir. Malum, ABD Başkanı Richard Nixon ''Watergate Skandalı'' ortaya çıktıktan hemen sonra görevinden istifa etmiş ve başkanlık makamının zarar görmesini engellemiştir.

- Çeşitli bürokratların sözleri partiyi bağlamaz.

Parti yetkilileri tarafından atanan kamu görevlilerinin sözleri elbette ki onların atandığı yeri bağlar.

- Venedik Kriterleri'ne göre bir siyasi partinin kapatılmasının temel koşulu "demokrasiye aykırılık" ve "şiddeti destekleme"dir. AKP için böyle bir durum sözkonusu değildir.

17 Mayıs 2006'da korkunç Danıştay Suikasti gerçekleşmiştir. Suikastı gerçekleştiren şahsın üzerinden Danıştay 8. dairesi üyelerini hedef gösteren Vakit gazetesi çıkmıştır. O dönemde Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül (Vakit gazetesi için) "En sevdiğim gazetedir" şeklinde çok talihsiz bir açıklamada bulunmuştur. Bu olay şiddeti desteklemek ve suçluyu övmek değildir de nedir?

- Yargıtay'ın laiklik tanımı baştan sona yanlıştır denilerek laiklikle ilgili son derece ideolojik bir tanım geliştirilmiştir.

- İddianame, özensizce hazırlanmıştır.

Bu konuda en sevdiğim tanımlama da "google iddianamesi" denmesi. Başsavcı gazete küpüründen bulmuş, google'dan bulmuş, falanmış da filanmış da... Geçelim bunları, nasıl Anayasa Mahkemesi esasa bakamazsa, davalı da usule bakamaz. Yargıtay Başsavcısı ister google'dan bulur, ister köşe yazısından, isterse başka bir yerden. Önemli olan bu soruların cevabı var mı yok mu?

AKP büyük ihtimalle kapatılmayacak ve hazine yardımından mahrum bırakma gibi bir formüle gidilecek. Emin olduğum birşey var, o da mağduriyet kozunu fazla fazla oynayan AKP üyelerinin parti hakkında kapatma kararı çıkması için ellerinden geleni yaptıkları. Bu taktik tutacak mı tutmayacak mı, göreceğiz...

 
Toplam blog
: 641
: 316
Kayıt tarihi
: 16.12.07
 
 

Bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin gözünden dünya ve bonusu olarak da futbol... ..