Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Ideal erkek dediğin

Ideal erkek dediğin
 

...


Bir film izledim geçenlerde muhtemelen bir reklam filmiydi fakat sonuna kadar izleyemedim. Dolayısıyla mesajı neydi tam bilemiyorum o yüzden. Gerçi izlediğim kadarı yetti bana ve kahkahayı bastım. Sonra da aklıma bizim plaza-homoları ve bunların dişisinin karşısında erkek olarak görmeyi beklediği adam modeli canlandı gözümün önünde. “İdeal erkek.”

Filmde evli (Türk ahlak yapısına uygun olsun diye evli diyorum) bir çift, evlerinin bahçesinde kahvaltı yapıyorlar, delikanlı gazetesini okurken, hanım kızımız da yemek yenen masaya koyduğu canlı civcivi abuk subuk kadınsı sesler çıkararak seviyor. “aman da benim minik civcivim, hanimiş annesinin minik civcivi” kadın bunu uzun süre yapıyor, adam ara sıra gazeteyi yüzünden çekip bir kadına bir civcive bakıyor. Kadın hiç tınmadan o absürd sesleri çıkartarak civcivi severken “BAAAAM” adam eliyle civcivin bulunduğu noktaya masaya silleyi indiriyor... Ortalık kan ve tüy, kadının suratı keza aynen öyle... Yüzünde ağlamaklı, şaşkın bir ifade... Reklam filmi bitiyor.

Bence bu filminden çok güzel prezervatif reklamı olur... Bu görüntü kararırken arkada bir ses “baba olmaya kendinizi henüz hazır hissetmiyor musunuz, çocuğunuza da civcive yaptığınızı yapmak zorunda kalmayın, alın bir tane bizim takkelerden takın rahat edin” ahaha neden olmasın öyle değil mi?

Neyse konudan sapmayalım, benim anlatmak istediğim şuydu. Aslına bakılırsa bu ve buna benzer birçok reklamda, tanıtıcı filmde, sinema filminde, dizilerde, günlük hayatımızın ta içinde hep erkeklerin manyak, psikopat, hasta, arıza, kaba, hayvani, ruh hastası, olduğuna dair imada bulunulur yahut kadınlarca alenen vurgu yapılır ve bu durumdan şikâyet edilir. Diyeceksiniz ki, ne var bunda tabii ki de bunlar hoş olmayan özellikler yahut sıfatlar. Medeni(?) insanın sergilememesi gereken bazı hareketler vardır, medeni insan sorunlarını konuşarak çözer, kaba kuvvetle değil.

Peki, bu durumdan şikâyet eden sevgili hanımlar; benim aklıma çizdiğiniz erkek modeli geliyor ve şöyle bir tablo çıkıyor ortaya. Son derece düşünceli, kibar, nazik, her konuda anlayışlı, güler yüzlü, evde hanımına yardım eden, ev işlerinden anlayan en azından yemek yapmasını bilen, eşini zaman zaman tiyatroya, sinemaya götüren, trafikte, zor günlerde, yahut kendisine ana avrat küfredildiği halde, metanetini ve medeneliğini yitirmeyip küfretmeden, sakin ve sabırlı bir biçimde sorunların üstesinden gelen, hanımının yanında hiç küfür etmeyen, çocuklarının babası, altını üstünü temizleyen, yıkayan paklayan v.s v.s... Kadınların tatminsizliğinden ötürü bu listeyi burada bitiriyorum yoksa hem erkeklere yazık olacak, hem de erkeklerle papaz olacağım. Oysaki hemcinslerimle neden papaz olayım öyle değil mi?

Bu yukarıdaki listeye bakıyorum, bir erkeğin hanımının gözünde sahip olması gereken sıfatlara ve meziyetlere, bir de kadının kendisinden beklediği diğer isteklere, şaşırıyorum doğal olarak. Misal; eşinin kendisini her koşulda koruyup kollaması, eve gelen hırsızın icabına bakmasını, sokakta yediği lafta ve ya tacizde adamın kafasını kırmasını, trafikte birine arkadan arabasıyla gemşirdiğinde eşini telefonla yanına çağırıp çarptığı adamı sinir krizine sokup kocasını adamın üstüne salmasını, çocuklarının biricik koruyucusu olmasını.

Peki, benim de aklıma şu geliyor. Bir üst paragraftaki özelliklere sahip adam bi kere herşeyden önce muhallebi çocuğudur, ana kuzusudur, eziktir erkekler camiasında. Bırak karısını korumayı, kendisini koruyamaz, bir olay çıksa dayak yememek için kaçar, ki haklıdır bu özelliklere sahip erkeklerin %99’luk bir kısmı zaten ağır dayak yer, hani psikopat, manyak ruh hastası olmayan kısmından bahsediyorum, medeni olan kısmından yani. :) Hem beni koru, hem çocuğumu koru, hem ailemi koru, bir savaş çıkarsa evimi, ülkemi, toprağımı vatanımı koru. Hem de efendi ol(?)

Önünde arkasında can yoldaşı silah arkadaşları mermilere hedef olup, patlayan bombalardan ötürü kolu bacağı koparken, onlara yardım edememenin dışında, bir adım sonra kendinin öleceğinin bilincinde olup, savaşmaya devam etmesi gereken bir insanın bir kadın edasına sahip olmasını bekleyebilir misiniz? Yahut bir yanının nasırlaşmamış olmasını, can almak için vatanı korumak adına. Onu geçtim sözde sivildeyken dahi 6 ay, 12 ay 15 ay bu psikolojiye hazırlanmak için en ağır aşağılanma, küfür, eziyete maruz kalıp askerde eğitim alıp, sonrada hayatına normal olarak devam etmesinin mümkün olduğunu mu sanıyorsunuz siz? :)

Malesef her şeyden önce o kadınsı korunma içgüdünüzü tatmin edebilmeniz için bile yanınızda duran erkeğinizin az biraz dahi olsa ruh hastası olması yahut beklenmedik arızılar çıkartan bir tarafı olması şarttır yoksa sizi korumak bir yana, eteklerinizin altına saklanan bir metrosexuel ile birlikte olduğunuzu fark edersiniz ama artık çok geçtir.

Bu arada kimse bana şimdi Kurtuluş Savaşında ki kadın kahramanların yaptıklarını anlatmasın, cepheye mermi taşımak da, askerin yaralarını sarmak da elbette ki kahramanlıktır ama “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum diyen” uluslararası bir kahramanın sözlerinin haklılığını ön safta saldıraya geçen önünüzdeki her askerin istisnasız yere yığılarak öldüğünü gördüğünüz halde, öleceğinizi bile bile koşmaya devam edip saldırıya geçmeniz için bile malesef içinizde bir yerler de biraz psikopat olmanızı gerektirir sevgili hanımlar. :) Elinde çiçeklerle düşmana saldırmanın kimseye bir faydası olacağını sanmıyorum zira, yahut düşmanına hoş görünmek için cilt bakımı yaptırıp, kaşlarının arasını aldırıp, manikür pedikür yaptırmanın :)

Erkek öyle veya böyle malesef bir miktar psikopat olmak zorundadır, yeri geldiğinde bağırıp çağırıp ortalığı yıkmalı, çok gerekiyorsa hak edeni hiç olmadı hacamat etmelidir, hatta size bile kükreyip sizleri susturmalıdır. Yoksa ta o içinizdeki yani bilinçaltınızdaki korunma içgüdünüzü tatmin edemiyeceğiniz için karşınızdaki adamı saymaz, hatta onu hımbıl, kılıbık bir adam olarak görür ona olan inancınızı ve saygınızı yitirirsiniz, benden size söylemesi. Hepimiz az çok psikoloji okuduk, sosyal psikoloji, sosyoloji okuduk, birbirimizi kandırmayalım olur mu şekerlerim benim? Kuşum Aydın bile mevzuya uyandı da delikanlı Aydın oldu siz hala ne diyorsunuz yahu?

 
Toplam blog
: 58
: 795
Kayıt tarihi
: 14.01.08
 
 

1978'de dünyaya gelmişim şirin bir anne babanın ilk erkek evladı olarak. Istanbul'a göçmüşüz sonra k..