Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '09

 
Kategori
İlişkiler
 

İdealim evlenip üç çocuk doğurmak!

İdealim evlenip üç çocuk doğurmak!
 

Neden tüm insanları kendimiz gibi sanma yanılgısına düşeriz? Gençliğimizde diğer insanların da aynı bizim gibi düşündüklerini, olayları bizim gibi algıladıklarını zannederiz. Verdikleri bazı tepkileri anlayamayız ve kendilerini doğru bildiğimiz yola sürüklemeye çalışırız. İnsanlar yaşlandıkça tecrübe kazanır ve karşılarındakileri daha iyi anlamaya başlarlar. Bu dünyada tek bir doğru olmadığını ancak belli bir tecrübeden sonra anlarız. İnsan ilişkilerinde başarılı olmak biraz da karşımızdakileri anlayabilme, kendimizi onların yerine koyabilme, ya da bunu tam olarak başaramasak bile bizim doğrularımızdan başka doğrularında olduğunu kabul etmekle bağlantılıdır.


Genç kızlığımda çok sevdiğim bir arkadaşım hayatına hepimizden farklı bir yön vermeye karar vermişti. Ben bu kararı hiç tasvip etmedim çünkü kendine çizdiği yön benim asla seçmeyeceğim bir yöndü. Benim gelecek hayallerimde böyle bir seçenek hiç olmamıştı. Arkadaşım için o kadar üzülmüştüm ki, onu kararından vazgeçirmeye çalıştım. Bunu onun hayatına karışmak amacıyla yapmıyordum ama o öyle sandı ve arkadaşlığımız zedelendi. Ben o yaşın tecrübesizliğiyle arkadaşımın böyle bir yolu seçebilmesini anlamıyor, çok mutsuz olacağına inanıyordum. Onun için çok üzülüyordum. Ama zaman içerisinde anladım ki o seçtiği yolda mutlu olabilecek bir insandı ve mutlu oldu da. Benim hayalimdeki yolu seçseydi belki de çok mutsuz olacaktı. Bunu şimdi anlayabiliyorum.


Çocukluğumuzda ailemiz ve çevremiz bizi bir takım hayaller ve ideallerle büyütüyorlar. Herkesin de aynı idealleri taşıması gerektiğine inanıyoruz. Yani bu dünyada tek bir doğru idealin olduğuna inanıyoruz. Ben, benimle aynı ideale sahip olmayan arkadaşlarıma acır, onları bu kadar tembel ve zayıf oldukları için eleştirirdim. Evlenip üç çocuk doğurmanın bir ideal olabileceğini hiçbir zaman düşünmedim. Ben bunu sadece bir kabullenme olarak gördüm. Kadınların bunu sadece başka seçenekleri olmadığı için yaptıklarını düşünürdüm. Bugün, kendi bulunduğum yere ve seçimini o yönde kullanan arkadaşlarıma baktığımda kendi seçimlerimi sorguluyorum. Öyle bir yolu seçmediğime pişman mıyım? Hayır, kesinlikle pişman değilim. Ama o yolu seçen kişilerin de yanlış yaptıklarını düşünmüyorum artık. Çocuk sahibi olmak, evinin kadını olmak bana hep çok acınası bir hayat duruşu olarak görünürdü. Bir insanın hayatta kendi ayakları üzerinde durabileceğini ispat etmiş olmasına, ekonomik özgürlüğüne mutlaka sahip olması gerektiğine inandım hep. Bugüne kadar da hep böyle yaşadım. Şeçimim için pişman değilim. Ama yine de bir soru takılıyor aklıma: İkisini birden yapamaz mıydım? Son dönemlerin gözde söylemiyle, hem kariyer hem de çocuk yapamaz mıydım? Ben buna bir de evliliği sürdürmeyi ekleyeceğim. Bilmiyorum. Hepsine birden enerjim olur muydu? Sanki birinden birinde başarısız olurmuşum gibi geliyor bana. Yani kariyerimde başarılı olursam evliliğimi yürütemeyeceğime, evliliğimi yürütürsem çocuğumla yeterince ilgilenemeyeceğimi tahmin ediyorum. Belki de yanılıyorum. Ne yazık ki bu sorunun cevabını hiçbir zaman öğrenemeyeceğim.


Artık ilişkilerimde çok daha dikkatliyim. Karşımdaki anlamaya, kendimi onun yerine koymaya çalışıyorum. Yani empati yapmaya çalışıyorum. Empati yapmak ne anlama geliyor? Latince kökenli bu sözcüğün Türkçe karşılığı “duygudaşlık”. Kendini “sen” olarak karşındakinin yerine koyarsan bu empati olmaz. Bunu yaparak ancak “ben onun yerinde olsaydım nasıl davranırdım” sorusunun cevabına ulaşabilirsin. Karşındaki insanın karakteri, şartları, tercihleriyle onun kılıfına bürünerek kendini onun yerine koymalısın. Bunu başarmak gerçekten çok zor. Çok az insanın bunu layıkıyla başarabildiğine inanıyorum.

Tabii bir de bunu istemek gerekir. Birçok insan bundan çekinir, korkar. İnsanlar neden empati yapmaktan bu kadar korkarlar? Çünkü o insanlar başkalarını anlamayı bırak aslında kendilerini bile anlamış değillerdir. Kendi duygu ve düşüncelerini kendilerine bile itiraf edememiş kişiler nasıl başkalarının yerine kendilerini koysunlar, onların duygularını anlasınlar?


Kadınlar bunda erkeklere göre daha başarılılar. Bu konuda uzman olmadığım için sadece kendi tahminimi söylemek istiyorum: kadınlar anne olmaya, çocuk yetiştirmeye programlı oldukları için genlerinde bu yetenek bulunuyor. Ama erkeklerin programında, mümkün olduğunca çok kadını döllemek, onların ve çocukların beslenmesini sağlamak, onları korumak ve böylece insanlığın devamını sağlama güdüleri bulunuyor. Günümüz toplumunda bu roller iç içe girmiş durumda. Kadın erkek rolüne, erkek kadın rolüne bürünebiliyor. Erkeklerin de artık günümüzde insan ilişkilerinde daha başarılı olmak için bu yeteneklerini geliştirmeleri gerekiyor. Başarılı bir eş, baba, çalışan veya yönetici olmanın yolu bundan geçiyor…

 
Toplam blog
: 9
: 1458
Kayıt tarihi
: 23.02.09
 
 

15 yıllık çalışma hayatına kriz nedeniyle ara vermiş bir otomotiv profesyoneliyim. Siyaset Bilimi me..