Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

İdealizm ve politika

İdealizmin hemen iki ayrı anlamı ayırt edilebilir. Birisi felsefi anlamdaki ideailizmdir. Orada idealizm hem realizme hem de materyalizme karşı bir konumu içerir. 

İdealizmin diğer anlamı ise gündelik dildeki anlamıdır. İdeali olmak, idealist olmak şeklinde kullanılır. Bazı ilkelere, hedeflere sahip olmak, onları amaç olarak edinmek ve onları pek çok şeyden daha üste görerek manevi bir bağlılıkla ulaşmaya çalışmak. 

Bu açıdan baktığımız zaman 12 Eylül'den sonraki düzene Özal'ın bir idealist olduğu söylenebilir. 

Onun idealizmi, o zamana kadar devletçilik şeklindeki bir ekonomi politikayı izlemiş olan devlete ekonomik liberalizmi getirmek, serbest piyasa ekonomisine geçerek, ona göre bir devlet düzeni kurmaktı. Türkiye elbette kapitalist bir ülkeydi, kurulduğundan beri. Ama hem devlet girişimciliğini hem de serbest piyasayı karma düzende uyguluyordu. 

Özal ekonomik liberalizme inanmış biri olarak belki arkasından aldığı güçle -ABD'nin fortçuluğuyla yani- 12 Eylül faşizminin elleri ayakları ve ağızları bağladığı rahat bir ortam üzerinde pek çok açılımı ve hareket alanı olan bir projeye ve ideale sahipti ve bunu hayata geçirebildi. 

AKP açısından baktığımızda da yeni bir idealizm dönemi görebiliriz. 

Türkiye'nin kuruluşundan bu yana laiklik ilkesine ya kökten ya da belli düzeylerde karşı çıkmış bir gelenekten geliniyor. Onların ideali ise Türkiye'yi daha dindar ya da daha müslüman bir ülke haline getirmektir. Onların ideali de, pek çok açılım ve hareket alanı olan bir projedir. 

Verili koşullarda AKP'nin bu ideali, Türkiye'nin kirli geçmişiyle hesaplaşmak isteyenlerin hedefleriyle de örtüştü. Bu kesimlerle AKP'nin hedefleri aynı değil, ama ortak bir yollarının olması kaçınılmazdı. Çünkü AKP dindar eğilimiyle, ülkedeki faşizan milliyetçiliğe az çok uzak yakın bir politika izlemek zorundaydı. Çünkü AKP'nin idealizminin altında ülkede askeriyenin meşru konumu da hedefteydi. Ama askekin ülkede hem meşru hem de gayrı meşru konumu vardı. Bu nedenle, bir güçbirliği ve karmaşa içinde, kimileri askerin meşru tarafına vurdu, kimileri gayrı meşru tarafına vurdu. 

Daha AKP idealizmini tüketmedi yapılacak çok şey var. Kaçınılmaz olarak bu hedeflere doğru yol aldıkça, kendisine Türkiye'nin kirli geçmişinin üzerine gidiyor olduğu düşüncesiyle destek vermiş kesimlerden uzaklaşacaktır. 

AKP'ye karşı muhalif olarak üç kesim var. Bunlara idealizm açısından baktığımızda ne MHP'nin ne CHP'nin ne de merkez sağın bir ideali vardır. 

MHP'nin hiçbir zaman bir ideali olamaz. Çünkü onların ideali her zaman realize olmuştur. Türkiye her zaman aşırı sağın, dindar eğilimleriyle işbirliği içinde hakimiyeti altında olmuştur. 

CHP de idealsizlikten ölmektedir. CHP zaten ülkenin kuruluş ideolojisini benimsediği için, onun idealleri de realize olmuştur. Cumhuriyetin kuruluş ideolojisine yönelik saldırılar karşısında, (bu hem AKP kanadından hem de Kürt milliyetçiliği kanadından olmaktadır) bu ideolojiyi ayakta tutmak ve savunmak durumundan öte bir işleve sahip olamamıştır. Bu tür savunmalar da, vesayetçilik, statükoculuk kavramlarının popülerleştirilmesi ve galat-ı meşhur hale getirilmesi ile değerden düşürülmüştür. 

Bu aşamada CHP'nin ya da başka bir partinin iktidara gelebilmesi için bir ideale sahip olması gerektiği açıktır. 

Bir ideale sahip olmanın kendisi bile cazibedir aslında. Mesela partnerinizle birlikteyken, onun size yaptıklarının ötesinde, o şeyleri yapmadaki arzusu, şevki sizi ayrıca heyecanlandırır. Yani istek, arzu, insanı cezbeder. İdeal sahibi olmak da öyledir. 

Halk bunu görebilir. Kimin hangi ilkeleri hangi arzuyla istediğini, onun bir proje olup olmadığını anlayabilir. 

Ama soru şudur: İdeal sahibi olmak işe yarar, ama ideal sahibi olmak isteyince olan bir şey midir? 

Sanırım hayır. 

Ama Türkiye'de AKP'ye karşı bir ideal vardır. Bu idealin, kendi savunucularını yaratmasını beklemekten başka yapacak bir şey yok. 

Makul bir projen ve onu koşullayan bir idealin yoksa, tercih edilecek pek de bir şeyin yok demektir. Bu ülke için de birey için de geçerlidir. 

 

 

 

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..