Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '06

 
Kategori
Kitap
 

İdeallerimiz ömrümüzden uzun mu ?

İdeallerimiz ömrümüzden uzun mu ?
 

Kitap seçerken bazen bir dost tavsiyesi, bazen gazetelerin kitap ekleri, bazen kitap arkası tanıtım yazısı, nadiren de kitabın adı benim için referans olmuştur.

Kitap vitrinlerinde '' Ömrümden Uzun İdeallerim Var'' adlı kitabı görünce önce isminden, ardından kitap arkasındaki tanıtım yazısının şu cümlelerinden etkilendim: '' Çalışmaya başladığım ilk günden itibaren, bu topluluğun profesyonelleşmesi için büyük çaba sarfettim. Sağlığım müsaade ettiği ölçüde de bunu yapmaya devam edeceğim.''

Kendi deyimiyle '' Vehbi Koç Üniversitesi'nin '' tek öğrencisi olan Suna Kıraç'ın hayatını, her satırında hayata dair bir şeyler bularak okudum. Kitabı okurken bir hayata tanıklık etmek mümkün. Özellikle 1990' lı yıllarda iş hayatında altın çağını yaşayan, tecrübe, ciddiyet ve otoritesini birleştirerek Koç Holding'in hem sevilen hem de en çok çekinilen yöneticisi haline gelen Suna Kıraç'ın tecrübelerinden ders çıkarmak mümkün.

Kitabın 252. sayfasından itibaren ise bambaşka bir hayat mücadelesine tanık oldum. Yaşama sevgisi ve bitmek bilmez bir enerjiyle dolu olan Suna Kıraç'ın ALS hastası olduğunu öğrendiği anı, O'nunla aynı duyguları yaşayarak okudum. ALS beyin sapı diye bilinen bölgedeki motor hücrelerin kaybı nedeniyle ortaya çıkıyor. Zaman içerisinde bu hücre kaybı kaslarda erimeye ve zayıflığa yol açıyor, kasların erimesi ve zayıflaması ellerde, bacaklarda veya dilde başlayabiliyor. Yutkunma, konuşma zorluğu ve solunum yetersizliğine yol açabiliyor - en dramatik olanı da- bilinen herhangi bir tedavisi yok ve hastada herhangi bir bellek kaybı olmuyor, yani hasta başına gelenlerin ve geleceklerin bilinciyle yaşıyor.

Hastalığını göz yaşlarına boğularak öğrenen Suna Kıraç bu andan itibaren eşi İnan Kıraç ve '' İpek '' kızı ile birlikte hastalıkla savaşmaya başlıyor. Dünyada 300.000 kişiyi kendine tutsak eden ALS hastalığı bu üç kişiyle çok çetin bir mücadeleye giriyor ve kitaptan anladığım kadarıyla da henüz ALS savaşı kazanmış değil.

Suna Kıraç bu gün sadece gözleriyle iletişim kurabilmekte ve kitap bu anlamda hastalığına yenik düşmeyen bir anneyi, bir iş kadınını ve bir eşin hayatını bizlere aktarıyor. Bir evladın anneye olan sevgisini, bir erkeğin eşini yaşatmak için gösterdiği insanüstü gayretini ve hastalığa rağmen eşine olan bitmeyen aşkını gözler önüne seriyor.

Yaşadığımız hayatın bize neler getireceğini bilmeden, dünyaya gelmenin ve sağlıklı yaşamanın bize bahşedilen bir armağan olduğunu unutmadan yaşamalı, ideallerimizden hayatımızın hiç bir döneminde vazgeçmemeliyiz. Bunu anlayabilmek için, Rıdvan Akar'ın yayına hazırlamasıyla okurlarla buluşan Suna Kıraç'ın hayatının hepimize yol göstereceğine inanıyorum.

Özlem Akaydın

 
Toplam blog
: 157
: 1671
Kayıt tarihi
: 12.10.06
 
 

İstanbul doğumluyum ama 20 yıldır Antalya'da yaşıyorum. 3 yaşında bir oğlum var ve eğitimciyim. Kend..