İdeolojilere Saygı

Son günlerde kamuoyunda tartışmalara sebep olan Atatürk’e hakaret suçlaması ile göz altına alınan veya tutuklanan insanların gündeme gelmesi ile basında yer alan haberler duymaktayız.

90’lı yıllarda cumhuriyetçi Kemalistlerin baş örtüsü ve takanlara karşı uygulamış olduğu yasaklar ve baskılara karşın mütedeyyin dindar insanların içinde biriken nefretin dışavurumudur

Öncelikle eğer mütedeyyin ve seküler diye ayırmak gerekirse iki tarafında birbirlerinin hassasiyetlerine kutsallarına önem verdiği değerlere saygısı bulunmamaktadır

Geçmiş dönemde dine ve dinin gereklerine yapılan saldırılar günü gelip toplumun belli kesiminin önem verdiği değerlere saldırılarla karşılık bulmaktadır.

İdeolojik kavramlar o kadar çok ki bir toplumda yaşayan insanların her birinin farklı birer düşünceye sahip olduğu unutulmamalıdır,  cumhuriyet rejimini benimseyip bu rejimden memnun olan ve mütedeyyin bir yaşam tarzı süren birey de mevcuttur bunun karşıtı bireyde…

Bur da temelde esas alınması gereken, kişilerin toplumların birbirlerinin değer yargılarına hassasiyetlerine önem verdiği simge, figür, karakter, duygu ve ideolojilerine saygı gösterilmesidir.

Bizim ülkemizde yaşayan toplumların en büyük sorunu karşı tarafın duygu ve düşüncelerini içselleştiremeyip hazmedemediği gerçeğidir.

Solcunun sağcıya, sekülerin mütedeyyine, kemalistin muhafazakara karşı birbirlerinin ideolojik yapılarını anlamama ve anlamamakta diretme ve karşı tarafa ideolojilerini dayatması söz konusudur.

Dindar insanların Atatürk ve onu sevenlerine beslemiş olduğu antipatik duygunun temelinde Atatürk’ün kendi döneminde dine ve gereklerine uygulamış olduğu kurallar ve yasakların zamanın ruhuna uygun olarak davranılmış olduğunun kabullenilmemesi yatmaktadır.

Mütedeyyin insanların ve toplumun düşmüş olduğu yanlışlardan birisi Atatürk’ü kendi döneminin önce asker sonra da siyasete atılmış bir lider olarak değil de dindar bir figür olarak görmek isteyip göremedikleridir.

Zira Mustafa Kemal önce asker olarak görev almış daha sonra siyaset arenasında boy gösterip icraatlar da bulunmuştur siyaset yapan bir liderden toplumun beklentileri en başta adalet ülkesine fayda sağlayan, ekonomik alanlarda yapılan atılımlarıdır.

Nitekim zamanın ruhuna uygun davranılarak ekonomik, sosyal, sosyokültürel, alanlarda büyük atılımlar yapılmış olması büyük başarıların bugünkü sonuçlarındandır

Atatürk’ün yanlış ve eleştirilmesi gereken uygulamaları olmuş mudur tabiki de olmuştur fakat sadece dini yönden yargılamak ve hakaret etmek yanlıştır çünkü Atatürk cami hocası değildir.

Savaştan çıkmış bir ülkenin yönetiminde görev almıştır ve uygulanması gereken en uygun yönetim biçimini  hayata geçirmiştir.

Bir ülke yönetiminde yönetende aranması gereken en önemli erk adalet erki dir zira bir ülke dinsiz yönetilebilir ama adaletsiz yönetilemez.

Bir birlerimizin hayat tarzına ideoloji ve değer yargılarına saygı göstermeyi bileceğimiz güzel günlere

Saygılarımla…