Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '09

 
Kategori
Haber
 

İdil Biret konseri ve Uygur Türkleri

İdil Biret konseri ve Uygur Türkleri
 

İdil Biret, polis eşliğinde Saray'dan ayrıldı.


Bir şarap firmasının sponsorluğunda İdil Biret, Topkapı Sarayı'nda konser verecek. Şarap firması, konuklara şarap ikram edecek. Bunu duyan Vakit adlı basılı kâğıt derhal haber yapıyor ve şöyle yazıyor: "Mukaddes avluda şarap küstahlığı".

Bu haberi okuyan ve Türkiye'de bulunan bir siyasi partinin yan kuruluşuna bağlı kişiler konser öncesi Topkapı Sarayı'nı basıyorlar ve orada terör estirip, afişleri yırtıp atıyorlar, tekbir getiriyorlar ve namaz kılıp gidiyorlar.

Bu olay bir çok yönden ele alınması gereken cinsten.

Bir kere, İstanbul gibi olağanüstü koşullar nedeniyle yine olağanüstü önlemlerle güvenliği alınmış bir kentte 50 kişilik gurup toplanıp da Topkapı Sarayı'na nasıl girebiliyor? Bu 50 kişi bu siyasi partiye bağlı olmayıp da bir sendikaya falan bağlı bir kuruluş adına toplansalardı, polis aynı hoşgörüyü göstecek miydi, yoksa o 50 kişinin kırılmadık kemikleri üzerlerine atılmadık gaz bombası mı kalırdı?

Bu olayın düşündürdüğü bir başka boyut ise, siyasi partilerimizin ne kadar samimiyetsiz olduklarıdır. Çünkü, bu 50 kişilik gurubun temsil ettiği parti, Çin'in Doğu Türkistan bölgesindeki Uygur Türklerine karşı yapılan zulmü, vahşeti en başından beri şiddetle protesto eden bir parti. Bu nedenle Türkiye'de prtotesto eylemlerinin başlamısının mimarı olan bir parti. Aynı parti Çin'den Türklere karşı hoşgörü istiyor. Fakati aynı hoşgörüyü, aynı parti Türkiye'de yaşayan Türklere göstermiyor. Topkapı Sarayı'nda yaşanan olaylarla ilgili olarak, orada bulunanlar "Az kalsın Sıvas'tan beter olacaktık" diyorlar. Yani, sizler Komünist Çin'den, Müslüman Türklere hoşgörü isteyeceksiniz, ama aynı hoşgörüyü demokratik ve Müslüman Türkiye Türklerinden esirgeyeceksiniz.

İşte bu samimiyetsizliktir ve olayların nasıl siyasi amaç için kullanıldığının en acı örneğidir.

Topkapı Sarayı'nın mukaddesliği? O Topkapı Sarayı yine bütün mukaddesliğini içinde taşırken ve henüz Osmanlı Padişahlarının "evi" iken ne tür eğlencelere sahne olduğunu, ne tür içkilerin tükedildiğini, ne tür cinsel fantazilerin yaşandığını bilmeyen mi kaldı? Yani, tarihi gizlemekle "Yok öyle olmadı" demekle tarihteki yaşanmışlığı değiştiremezsiniz. Şimdi, bu zamanda size mi düştü Topkapı Sarayı'nın "mukaddesliği" korumak? Ya hu kendi içinde oturanlar sizin kadar bu mukaddesliğe düşkün değildi. Size ne oluyor?

Ne yazık ki bizim siyasi partilerimizin içi dışı bir değil. Sözylemleri başka eylemleri başka. Böyle bir saldırıyı yapan siyasi parti Allah korusun iktidara gelse ne olacak? Bu tür çağdışı görüşleri Türkiye halkı çoktan aştı, çoktan. Artık böyle eylemlerle taraftar toplayacağını sanan her parti yanılgı içinde olduğunu, yapılan seçimlerde barajı bile aşamayarak görecektir.

Şimdiye kadar destek verdiğimiz Doğu Türkistan davasına da aslında bu olay gölge düşürmüştür. Biliyorum, Çin'de yaşanan vahşeti Türkiye'deki bir siyasi partinin davranışı hiç birimize hoş göstermeye neden olmaz. Ancak, hepimizde bir kuşku uyandırır. Çünkü, Uygur Türklerine yapılan zulmü en başından beri en şiddetli bir şekilde protesto eden bu siyasi parti, Türkiye'deki Türklere aynen Çinli'nin Uygur Türklerine davrandığı gibi davranmaktadır. Topkapı Sarayı'nda girişilen bu linç olayında zamanında müdahale olmasaydı kim bilir kaç kişi ayaklar altında tekmelenecek ve kim bilir kaç kişi sopalarla haince dövülecekti. Tıpkı Çin'deki Uygur Türkleri gibi...

Bu olayın bir diğer boyutu elbette Türklerin dünya üzerindeki imajının bir kez daha onaylanmasını sağlamıştır. Bizi tanıyan bütün ülkeler "Türk" dediği zaman "kavgacı, dövüşcü, saldırgan, hoşgörüsüz, bağnaz, yobaz, kadınları kara çarşaflı, erkekleri cübbeli insanlar" olarak tanıyor. Siz sanıyor musunuz ki bu Topkapı baskını yalnız ülkemiz medyasında yansıyacak? Şimdi göreceksiniz bütün dünya medyası "Şarap içen Türklere saldırı" diye haber geçecek. Bütün bunları okuyan ve bizi tanıyan ülke insanları ise Çin'de yaşanan olaylar için "Demek ki Türkler haksızmış" yargısına varacaktır. Çünkü "Türkler her yerde olay çıkarmak için vardırlar" düşüncesi bir kez daha insanların kafalarına nakşedilecektir.

Yazık ki ne yazık! Bu zamanda bu kafayı taşıyan insanların var olması büyük üzüntü. Şimdi daha iyi anlıyorum ki, Doğu, Türkiye ile başlıyor. Ve hepimiz şunu bilelim ki Avrupa bizi içine almamakla çok haklı. Biz, oraya bu gibi eylemlerimizle hiç ama hiç yakışmıyoruz.

Haberin tamamı:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12054711.asp?gid=229
 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..