İdlib, Hiroşima, Vietnam, Doğu Gut ve diğerleri ...

İdlib, Hiroşima, Vietnam, Doğu Gut ve diğerleri ...

 

6 Ağustos  1945’de savaşta olan Amerika’ya elinin tersiyle, teslim olmayı reddeden japonya’ya atılan atom bombasının yeri ve göğü kavurduğu tarihin adıdır Hiroşima…

 

Beleğimizde kalan o zavallı kız çocuğunun görüntüsünün adıdır da bir anlamda Hiroşima… veya Vietnam!

 

 Elbette ki  vicdanımız her zaman sızladı usul usul… düşünün ki, bir devir battı gitti. Onca yaratılmış varlıklar küle döndü.

 

Ve insanlık, Hiroşima’dan sonra yeni bir kimyasal ölümle tanıştı. Çürümüş vicdanların hiç düşünmeden masum insanları katlettiği yerin adı idlib oldu…

 

Ağzından köpükler gelerek ölen onca can… çocuklar, yaşlılar bebekler… Burnumuzun dibinde yaşanan bu vahşeti tv’lerde izlerken kaç nebze utandık acaba?

 

Rusya’nın ve Suriye’nin planlı yaptığı ancak, kazaen yaptık diyerek pişkin pişkin tüm insanlığa dalga geçercesine açıklama yaptığı  katliamın adı oldu idlib!

 

Yazıktır ey insanoğlu, bu nasıl bir insanlıktır?

 

Gün geçtikçe, dünyamız kararmaya başladı! Kim dost kim düşman bilinmez oldu!

 

Bir gün de (Allah korusun) bizim burnumuza da gelebilir mi bu elma kokusu!?

 

 İnsan düşündükçe dehşete kapılıyor…ve ki, elimiz kolumuz bağlı oturup, izliyoruz!

 

Bu nasıl bir oyundur ey Ortadoğu? Nasıl kana doymazlıktır bu Ortadoğu? 

 

Yıllarca ne Birleşik  Milletler yaptırım uygulayabildi  Suriye’ye, ne de süper güç ülkeleri! İşlerine gelmiyor çünkü…

 

2013 yılında Şam’ın Doğu Guta bölgesinde Sarin gazı saldırısı gerçekleşmişti. 1400’den fazla kişi ölmüştü. Saldırının ardından ABD yönetimi ve uluslararası kamuoyu büyük ölçüde Esed rejimini sorumlu tutmuş, ABD Başkanı Barack Obama ‘kırmızı çizgilerin’ ihlal edildiği gerekçesiyle Suriye rejimine yönelik askeri müdahalede bulunacağını açıklamıştı. ancak, rusya devreye girmiş ve Suriye'ye oalsı müdahaleyi durdurmuştu.

 

Bugün yine sahnede Rusya ve Suriye!

 

Vicdanları ocak taşı gibi kararmış, insanlıkları çürümüş, dini olmayan, soysuz, vicdansız, izansız Esed’e kimse bir şey yapamıyorsa, çok basit bir akıl denklemiyle şu cümleyi kurabilirim; demekki  ölen masumların kanından beslenenler var,  demekki, savaşı kendileri için isteyenler var…

 

Her söz boş ve gereksiz; ha Hiroşima’daki kız ha idlib’de ki ağzından köpükler gelerek can veren çocuk!

 

Allahın laneti üzerine olsun Suriye! Allah’ın gazabı üzerine olsun Esed! 

 

Rusya sen de lanetlere gel!

 

 Kendi kanında boğulasınız, kendi .okunuz’da ölesiniz!