Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

İflasta direnen, direndikçe de batan bir “dış politika”

İflasta direnen, direndikçe de batan bir “dış politika”
 

“Üç yıldır devam eden ve 100 binden fazla kişinin ölümüne yol açan Suriye krizine çözüm arayışı için Cenevre’de toplanan barış konferansı, Suriyeli ve Türk dışişleri bakanlarının karşılıklı suçlamalarına sahne oldu.

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Recep Tayyip Erdoğan hükümetini "teröristleri" barındırıp silahlandırmakla suçladı. 

Bu suçlamaya dolaylı bir karşılık veren Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise "eli kanlı" diye nitelendirdiği Suriye rejiminin iktidarda kalma meşruiyetini yitirdiğini tekrarladı.

Davutoğlu:“Suriye'nin kendini savunma tarzı utanmazlık.” Konferansta 13. sırada söz alan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'de ve bölge ülkelerindeki 2 milyon sığınmacının durumuna dikkat çekerek, "Evet, topraklarımızda 8 bin Suriyeli terörist (!) çocuk doğdu" dedi. 

Konferansın iki mimarından ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın geçiş hükümetinde yer alamayacağını vurgularken, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov, İran'ın ve Suriyeli "yurtsever" muhalif grupların sürece dâhil edilmesi gerektiğini söyledi.” 22 OCAK 2014 BBC TÜRKÇE

*****

Dış Politikalarda ulusal ve uluslar arası güç dengelerinin önemi tartışılmaz bir gerçektir. Tüm ülkeler için bu olgu söz konusudur. Bu politikaların belirlenmesinde Akademisyen kimlikler ön planda olmasına karşın etkin rol oynayanlar daha çok Danışman ve Müsteşar kadrosu olmaktadır. Dış politikalarda doğal olarak yurt dışı deneyimleri olan makam sahipleri daha belirgin sunum ve görüş sahibidirler.

Peki, merak edilen soru şu; USA’da  ya da her hangi bir AB ülkesinde bir gurup muhalif çıksa ve de iktidarda bulunan yönetime karşı “silahlı saldırı” eylemlerinde bulunsa bu ülkelerin hareket tarzı nasıl olur? İkincisi, T.C. Dışişleri Bakanlığı, Suriye örneğinde olduğu gibi “silahlı muhalif gurupları” destekleyici ve de her türlü lojistik katkı içeren politikalarını bu ülkeler için de uygulayabilir mi? EL KAİDE. SİH HAREKETİ. KACH/KAHANE. CHAİ CIRA. ETA. RealIRA. Revolutionary Organisation 17 November. ELA. UDA / UFF. United Self-Defence Forces - Group of Columbia. Autodefensas Unidas de Colombia (AUC). Benzeri küçüklü büyüklü - kaldı ki silahlı eylem ve başkaldırıların küçüğü büyüğü olmaz - terör örgütü guruplarına T.C. Dışişleri yetkilileri gizli ve ya açık destekte bulunacaklar mı? Dahası bu politikalarını daha da ileri götürüp barış konferansı yapılmakta olan bir masada hararetli bir savunucu olur muydular? Ülkesine aldığı üç milyon göçmenin getirmiş olduğu sosyal ve ekonomik yükü büyük bir özümseme ile kabul edebilecek miydiler?

*****

Sayın Hükümet yetkililerine önerim şu olacaktır; İç ve dış politika belirleyicilerinizi dizi senaristleri ile bir arada çalışmaları için yönlendiriniz. Bütçeden kısmayıp birlikte güzel ve başarılı bir senaryo hazırlıkları yapılsın. Üzülerek söylemeliyim ki sizin program belirleyicilerinizde iş yok. Set dışına çıkıp kendinizi izleyiniz. Gişe yapmaz olduğunu göreceksiniz. Şu an olduğu gibi dış politikanızın “iflas” ettiğini ve de her geçen gün kötüye gittiğini ben söylemiyorum. T.C.’nin Bölgede üç yıl öncesine kadar olan etkileri ve de bölge halkının beğenileri ne yazıktır ki “başarılı dış politika!” uygulamalarınız ile birlikte çok açık tanımlaması  “nefrete”  dönüşmüş bulunmaktadır.

Bir an önce kim olduğunun ve de ne yapmak istediğinin farkında olan kadrolar iş başına getirilmelidir. Bizler de ulusça bu utançla yaşamaktan kurtuluruz.

Umarım…

 
Toplam blog
: 635
: 614
Kayıt tarihi
: 07.09.13
 
 

Şiiri, yazmayı seviyorum..hepsi bu kadar.. ..