Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '18

 
Kategori
Sinema
 

İftarlık Gazoz'un Gizli Formülü

İftarlık Gazoz'un Gizli Formülü
 

Hem isimlerindeki dondurma ile gazoz benzeşmesinden hem konusunun benzerliğinden hem de aynı coğrafyada geçmesinden dolayı insan, İftarlık Gazoz’u Dondurmam Gaymak’la özdeşleştirmekten alamıyor kendini. Ama İftarlık Gazoz’un Dondurmam Gaymak’la kıyaslanabilir, onunla benzerlik gösteren tarafları olduğu gibi, mukayese edildiğinde onu aşamadığı yorumunun da karşılık bulacağı tarafları var. Yani İftarlık Gazoz’u Dondurmam Gaymak’la kıyaslanabilecek ve bu kıyaslamayı yaparken de onu aşamamış bir film olarak görmenin bazı haklı nedenleri yok değil. Ayrıca İftarlık Gazoz’u, Dondurmam Gaymak benzeri bir komedi filmi beklentisiyle izlemek, hayâl kırıklığı yaratabilir.

Bir defa İftarlık Gazoz’un seyirciyi gözetircesine ahlâki bir film olduğunu not etmeli. Burada “ahlâki” derken, yerel bir şivede pek tabii ve masûmâne görülebilecek küfürlü ve müstehcen diyaloglardan belirli bir kaygıyla kaçınmayı kastediyorum. Ama Yüksel Aksu’nun önceki filmlerinde gerektiği ölçüde kullanılmış bu doğallıktan, bu son filmindeki kopuş hâli, dini veya siyasi bir kutsiyete aynı filmde yer verilmesinden kaynaklansa gerekir. Oysa her şeye rağmen sokağa yatkın bir dil hikâyenin izin verdiği ölçüde kullanılabilirdi. İlk bakışta işlediği konudan ve duyarlılıktan kaynaklandığını sandığım bu ahlâki kaygının İftarlık Gazoz’u, Dondurmam Gaymak’a özgü bir gerçeklikten kopardığını söylemeliyim.

Bu ülkenin devlet nazarında “uslu duran”, adı muhafazakârlıkla birlikte anılan geniş bir kesimi var. Bu kesimin varlığı AKP iktidarıyla başlamadı. Hep vardı bu kesim ve devlet güdümlü manipülasyondan en fazla etkilenen de yine bu kesimdi. Dolayısıyla bu kesimin değer yargılarıyla, tersine her zaman devlete karşı muhalif olmuş diğer bir kesimin değer yargıları sanki birbirine zıtmış gibi görünürdü hep. İşte bundan dolayıdır ki özellikle hapishanelerdeki solcu militanların öncülük ettikleri ölüm orucu eylemleri ile geniş kitlelerce kutsiyet arz edilen ramazan orucu, olanca isim benzerliğine rağmen birbirini çağrıştırmaz, ramazan orucu tutan kesim, ölüm orucu tutanlara yabancılaşırdı. İftarlık Gazoz, kendince bir amaca hizmet etmesi açısından da benzer, şekliyle de benzer bu iki eylemliliği özgün bir kurguyla birlikte ele almakla birbirine yaklaştırıyor ve benzetiyor. İftarlık Gazoz’un nev-i şahsına münhasır kurgusunu oluşturan dış çerçeve siyâsi bir mahkûmun (Gün Koper) ölüm orucu eylemi nedeniyle rahatsızlanması sonrası yapılan tıbbi müdehâle ile başlıyor ve filmin sonunda bu eylem nedeniyle ölmesiyle bitiyor. Aynı kurguyu oluşturan iç çerçevede ise bu şekilde ölüm orucuna yattığını gördüğümüz Âdem’in çocukluğuna dönüyoruz. Okulda başarılı bir öğrenci olan çocuk Âdem (Berat E. Parlar), gazozcu Cibar Kemâl’in (Cem Yılmaz) yanına çırak verilir. Bu arada ramazan ayının da gelmesiyle sabahları gittiği caminin imamının (Macit Koper) aksi yöndeki telkinlerine rağmen Âdem oruç tutmaya kalkışır. İftarlık Gazoz’un özgün kurgusunun bu alt çerçevesi Muğla’nın yaz sıcağına aldırmadan oruç tutmaya kalkışan Âdem’in gün boyunca verdiği açlık ve susuzluk mücadelesini anlatıyor. Filmin bir çocuğun verdiği bu alt çerçevedeki mücadeleyi, üst çerçevedeki yetişkin Âdem’in siyâsi mahkûm olarak ölüm orucu mücadelesiyle ilişkilendirdiği de söylenebilir. İftarlık Gazoz bence sırf bu yönüyle bile, yani ramazan orucunun da ölüm orucunun da benzer masumiyeti ve kutsiyeti barındırdığını düşündürmesi açısından bile kayda değer.

Dondurmam Gaymak’a göre karakter yaratmakta ve hikâyeyi dramatize etmekte zorlanılmasının filme özgü bir problem olduğu söylenebilir. Üstelik Cem Yılmaz da kendi yaratmadığı Cibar Kemâl karakteriyle vasatın altında bir performans sergiliyor.

Her şeye rağmen İftarlık Gazoz bu topraklara, bize özgü bir çelişkinin güzelliğini yansıtması açısından kayda değer. Bu toprakların insanı inançlıdır fakât mutaassıp değildir. İçki de içer, Cumaya da gider, oruç da tutar ölüm orucu da… Ölüm orucuna düşene de ağlar bu toprakların insanı. Allahtan korkmakla masûmâne günahlar işlemenin çelişkisini yaşar. Bu çelişki, Anadolu’nun geçiş güzergâhı olduğu düşünüldüğünde çelişki bile değildir aslında. Bu coğrafyaya özgü bir çeşitlilik, güzelliktir. Yüksel Aksu Dondurmam Gaymak’ta olduğu gibi İftarlık Gazoz’da da Anadolu’ya özgü bu güzelliği yansıtıyor.

 

 
Toplam blog
: 33
: 122
Kayıt tarihi
: 25.10.17
 
 

lisans mezunu edebiyatçı sinema yazarı ..