İftira

SABIKA KAYDI

Hala uygulanıyor mu bilmiyorum, bir yere iş için başvuruda bulunmuş ve işe kabul edilmiş iseniz sizden bir sürü belgeler istenirdi. Bunlardan bazıları o kadar mantıksız şeylerdi ki bu gün bile bunun yanıtını bulamıyorum. Örneğin meşguliyet belgesi. Kimden alabilirsiniz bunu. Sizin bir işle meşgul olmadığınızı bilen bir kurum var mı. İşsiz değilseniz zaten işe ihtiyacınız olmayacak ve böyle bir belge alma ihtiyacınızda olmayacaktır. Pardon, belgeyi kimden alacaksınız demiştik: muhtarlıktan. Mahallemizin muhtarı bizim işimizin olup olmadığını biliyorya! Helede on miyonlık bir kentte. Herhalde o yüzden muhtarlıktan bu belge isteniyor. inanın hala bunu çözemedim.

Bunu geçelim. Birde sabıka kaydı istenir. Sabıkam yoktur demeniz yeterli değildir. Çünkü beyana dayalı bilgi geçersizdir.Ama bunun yanında askerliğinizi yaptığınızı beyan ederseniz kabul, hatta ithalat ihracat işinde olanların vergi iadesi alacağı bile beyana dayalı olarak kabul edileceği hakkında yasa ya da kararname çıkarıldığını anımsıyorum. Düşünebiliyormusunuz binlerce lira vergi iadesi alacaksınız ve yalnızca miktarı beyan edeceksiniz. Hayatınızı sürdürebilmeniz için iş istiyorsunuz, emeğiniz karşılığından başka hiçbir menfaatiniz yok ve önce git sabıka kaydın varmı yok mu diye belge al.

Sade vatandaşsan alacaksın, yoksa boyunun ölçüsünü de isterler.

Son on gündür ortalığı bir belge furyası sardı. Bazılarına göre provakasyon, bazılarına göre de gerçekler. Bazılarına göre de bunlar bilinen şeyler. Madem ki bilinen şeylerdi ve bunlar söyleniyordu o zamanlar niye bu gürültü daha önce kopmadı. Dünya basınında çıkınca mı önemli oldu. Yoksa kol kırılır yen içinde kalır mantığı ile her şey örtbas mı ediliyordu. O zaman sormazlarmı adama, bu güne kadar sadece ihbarcıları bile bellli olmayan suçlamalarla yıllardır içeride tutulan aydınların suçu ne. Çuvallar dolusu belge ve sideler gelen gazeteci arkadaşlara bu konuda en ufak belge gelmemiş mi. Gerçekten merak edilecek şey bunlar.

Her akşam haber programlarında iktidarın ve muhalefetin birbirlerine karşı suçlamalarını dinliyoruz. Muhalefet lideri belge getir diyor, sayın başbakan "bir allahın kuruşum yok ki neyi getireyim" diyor. Bizlerde vatandaş olarak izliyoruz. Yüz hatlarına bakıyorum liderlerin, biri olabidiğince sakin, diğeri öfkeli. Öfke neyin belirtisidir bunu sanıyorum psikoloji alnında yetkin kişiler daha iyi yorumlarlar. Vatandaş olarak çok yüksek sesle bağırmak ancak bana korkuyu çağrıştırıyor.

Artık bilinen şeylerin şehir efsanesi olması mümkün değil. İsviçre bankalarının gizli hesaplar için sığınılacak liman olduğunu sokaktaki vatandaş bile biliyor. Hatta isviçre'nin gelir kaynağının bu olduğu da söylenir.

Sabıkası olmadığı halde bir vatandaştan nasıl sabıka kaydı isteniyorsa, sayın başbakanımızın biz vatandaşların güvenini kazanması anlamında böyle bir belgeyi almasında hiç sakınca olmayacaktır. Bence bu davranışı toplum gözünde onu dahada yüceltecektir. Daha evvel de şu kadar milyar doları var diyenler şimdi ergenokon suçlusu diyerek tepki vermesi vatandaşın kuşkularını arttıracağını sanırım düşünüyordur.

Vatandaş olarak uyarıyoruz. Genel kurul yakında karşımıza aklanarak gelin, yoksa bizler sizi aklamayız.