Iğdır halkının verdiği ders

Pakistan'da 14 yaşında bir kız çocuğu "okumak istediği" için Taliban militanı tarafından vuruldu.

Salı günü PKK, Siirt Pervari Doğan Köy civarında 3 kadın öğretmen ile 1 okul görevlisini kaçırdı.

Terör örgütü dün de, Iğdır'da 6 öğretmeni kaçırmaya teşebbüs etti... Başaramadı! Bu, bir milattır.

Öğrenciler ağlıyor, anneler, teyzeler, halalar, öğretmenlerini geri almak için dağlara doğru koşuyordu.

İşte halkın bu kararlılığı, bu direnci ve eylemi; PKK'yı yendi, Iğdır'ın öğretmenleri serbest bırakıldı.

Taliban din referanslı, PKK, sözümona marksist, birer terör örgütü; ikisinin ortak yönü aydınlığa düşmanlık.

Çocuklar "okursa" geleceklerini kazanabilecekler, hele kız çocukları okursa, ekonomik özgürlük gelecek.

Bu, terörün, insan kaynaklarından yoksun olması kadar, beslendiği feodal düzenin de kırılması...

Kaynakları kuruyan, tezleri çürüyen, efsanesi çöken, prestiji gerileyen örgütü, emperyalist de tutmaz.

Bunu biliyorlar; o nedenle, öğretmenlere, okullara, doktorlara, sağlık ocaklarına, barajlara, iş makinalarına saldırıyorlar...

Fakat, dün, kimyaları bozuldu. Iğdır halkı, kolordu oldu, lav oldu, ateşe karşı çağlayan ırmak oldu; hem öğretmenlerini hem de çocuklarının geleceğini kurtardı.

O arada Siirt Pervari İlçemiz Doğan Köy'den kaçırılan bayan öğretmnelerimiz için tüm halkımızın sesi aynıdır: Öğretmenlerimizi geri istiyoruz!  

O Hanım öğretmenleri ve okul görevlimizi, kaçırıldıkları an'daki gibi; bölgemizdeki yoksul çocuklara eğitim verme ideallerinde belirdiği gibi; tertemiz ve tam olarak sağlık içinde geri istiyoruz!

Ey PKK ve yandaşları çok kan döktünüz... Devletin toplam borcu kadar harcamaya yol açtınız...

Ancak ne bu halkın ortak tarihini okudunuz ne de dün Iğdır'da görülen gerçek direnişin yarın bütün bir Güneydoğu olacağını kavradınız...

Uygarlıklara beşik koca bir bölge, ölüm kusuyor, toprağın ağası, uyuşturucunun baronları, kanlı rantların leş kargaları; ne halka ne öğretmene ne öğrenciye, ne anaya ne gardaşa ne geline, huzur vermiyor.

Ey emperyalist, dün Iğdır'da olanı senin kaydedeciğini iyi biliyorum. Aman ha büyük harflerle yaz.

Şunu da ekle:

Sana ve maşana Urfa'yı mı bırakalım; "Şanlı" adını görmezden gelerek, Sana Antep'i mi verelim "Gaziliğini" hiçe sayarak; senin için Diyarbakır'dan mı vazgeçelim, Ziya Gökalp'leri, Cahit Sıtkı'ları, ebediyen öldürerek!

Hayır! Biz ölümü, ölürmeyi değil yaşamayı, yaşatmayı seçenleriz.

Biz bin kere birbirimize sövsek de; bin birinci kere; türkülerimizi birlikte söyleyenler, ağıtlarımızı beraber yakanlarız ve Anadolu'yu bilimle aydınlatacak, köprülerle, yollarla donatacak, Türkiye'yi, hep birlikte, yeni yüzyıllara taşıyacağız!