Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '13

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

İğneada bir cennettir

İğneada bir cennettir
 

İğneada liman


“İğneada bir cennet” denildiğinde bu “cennet”ten kastın bu bölgenin bozulmamış bir coğrafyası olduğuna dikkat çekilir. İğneada’nın longoz ormanları başta olmak üzere yedi gölü, dereleri, denizi ve kilometrelerce doğal yapısı bozulmamış kumsalı kastedilir. Buradaki habitatın içinde yaşayan yabani hayvanlar eko sistem içinde yaşamlarını saat gibi sürdürmektedirler. Bu güne kadar hiçbir kimyasal atıktan zarar görmeden yaşadıkları bu ortam; insanlardan çok yaban hayat için bir cennettir!

Bölgenin ekolojik dengesine baktığımızda yaban domuzlarının verdiği zararlardan dolayı zirai alanların ekilemez duruma geldiği veya en azından bu bahane ile ekilemediğini görmekteyiz! Gözlerimizi Karadeniz’e çevirdiğimizde ise sürdürebilinir balıkçılığın devamı için devlet tarafından alınan kararlara bu güne kadar ne kadar uyulduğunu anlamak için Marmara’da uskumruyu, orkinosu; Karadeniz’de kofanayı, akya’yı, mersin balığını, bulmak gerekir!

Şayet bu balıkları bulamıyorsak; denizlerimiz üzerinde bir şeylerin yolunda gitmediğini ve İğneada’mızın da bu olumsuzluktan etkilendiğini söyleyebiliriz!

İnsanoğlu önce doğaya ve eko sisteme verdiği zarara dur demelidir. Zira doğa insanların tek dostudur. İğneada’nın ekonomisine bakıldığında; burada yaşayan insanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerine ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütününün ekonomik değerine bakmak lazım. Peygamberimiz zamanında bile önce bolluklar sonra kıtlıklar olurdu. Nerede olursa olsun kazandıklarını geleceği için hayırlı işlere yatıranlar, başları sıkıldıklarında zahmet çekmezler.

(İstisnalar hariç olmakla beraber) Şayet insanlar kendilerine sunulan imkânları kullanmak yerine; o imkânları hovardaca harcayıp, yaşadıkları ortama maddi manevi bir değeryüklemeden; geleceklerini şansa bırakmaları, kendinden sonraki neslin hayatını da etkilemekte ve onları, doğal döngü dışında zorluklarla dolu inişli çıkışlı bir kulvara terk etmektedirler! Kaldı ki bireysel veya toplumsal hatalar; bölgenin coğrafi yapısını değiştirmez ama bu bölgenin güzelliğini görmek isteyen insanların önüne büyük bir set oluşturur.

İnsanların bu güzelliği görmelerini engellemek için verilen beyanatlar (!) bu bölgenin coğrafyasına ve üzerinde yaşayan insanlara karşı yapılan büyük bir haksızlık ve düşüncesizliktir. Kendi sorumsuzluklarını, kendi vurdumduymazlıklarını, kendi problemlerini şikâyet etmek insanın acze düştüğünün göstergesidir.     

Verimli, üreten insanlar olduğumuzda; ürettiklerimizin verdiği güç ile devletten, ihtiyaçlarımızı karşılamak için yol, su, elektrik, hastane, fabrika, okul, üniversite gibi isteklerimiz olabilir! Ancak; sağlıklı olup, üretmeden tüketmeye ve “Armut piş ağzıma düş”  misali hazıra alışmış bir toplum devletin sırtına kambur olmaya devam eder ve beklentileri hiç bitmez!

Artık şapka düşmüş kel görünmüştür. İğneada bir cennettir öyle olmasa hem ağlayan hem orada yaşamaya devam eden insanlar olmazdı! İğneada hem yaşamak için hem ölmek için güzel bir yerdir.  Yaşadığı yeri, isterse cennete, isterse cehenneme çevirmek üzerinde yaşayan insanların tasarrufundadır.  İğneada’yı hak etmeyen insanlar, İğneada için ileri geri konuşabilir ve hatta oraya lanet bile okuyabilir (!)  ancak Allahın yarattığı bu güzel coğrafyaya lanet okumak insanın iç güzelliğini (Buraya dikkat) yansıtır!

Her fırsatta Allah’ı ve ayetlerini ağzından düşürmeyenler (!) yaratılanın, yaratandan dolayı sevileceğini maalesef bilememektedir!

M.Talip Girgin

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..