Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

İhanetin böylesi...

İhanetin böylesi...
 

www.polis-haber.com/pictures/1188288765.jpg


Yıllar önce çalıştığım iş yerinde bölümlerden birinden devamlı hatalı raporlar geliyordu. Dikkat ettiğimde hatalar hep aynı kişi tarafından yapılıyordu. Servis müdürüne bu hataların nedenini sorduğumda, bölümünde çalışan bir bayan personelin çok dalgın çalıştığını söylüyor ve bunun da nedenini kişinin özel hayatındaki sorunlarına bağlıyordu.

Leyla hanım eşinden yeni boşanmış biriydi. Devamlı düşünceli haliyle bir sorunu olduğunu belli ediyordu. Kendisini dışarıdan gelen bilgi ve uyarılara kapatmış gibiydi. Kendisine anlatılan hiçbir şeyi kabul etmiyor, kendi yanlış bildiği konuları hararetle savunuyordu.

Bir gün yanıma çağırarak iş konusunu bir tarafa bırakarak, bana sorununu anlatmasını istedim.

Kendisi 2 yıl önce severek evlenmiş ve birinci yılında sonunda da bir erkek çocuk sahibi olmuştu. Doğum izni zamanında çocuğuna kendisi bakmış. Eşi ve çocuğu onun vazgeçilmezleri arasında yer almış. O zaman diliminde, sanki bulutların üzerinde uçar gibiydim diye anlatmaya devam etti. İşe başladığında ise çocuğuna kayınvalidesi bakmaya başlamış. Bir akşam eşi eve erken gelmiş ve aralarında şöyle bir konuşma geçmiş.

- Hayrola Ahmet neyin var?

- Hiç sorma başım belada.

- Ne oldu çabuk söyle. Beni merakta bırakma.

- Her an hapse girebilirim.

- Neler diyorsun sen? Ne yaptın ki?

- Hiç sorma. Sana nasıl anlatacağımı bilmiyorum.

- ?

- Beni hapse girmekten ancak sen kurtarabilirsin.

- Ben mi? Nasıl?

- Ben bir hata yaptım. Yapmamam gereken bir şey yaptım. Nasıl oldu bilmiyorum. Şeytana uydum.

- Ne yaptın?

- 17 yaşındaki bir kızla birlikte oldum. Kız da bakireymiş. Onunla hemen evlenmezsem hapse gireceğim.

- Neler diyorsun sen?

- Maalesef durum böyle.

- Ama sen benimle evlisin.

- İşte sorun da o zaten.

Kocası Leyla’ya bu işin formalite olacağını, kısa bir müddet için boşanmalarını ve hapse girmemek için o kızla evlenmesi gerektiğini anlatmış. 6 ay sonra ondan boşanıp, yine kendisiyle evleneceğini söylemiş.

Leyla’ya sen nasıl böyle bir şeye inandın? diye sorduğumda. “ Ahmet bunları söyledikten sonra boynuma sarılıp ağladı. Kocamı o kadar çok seviyordum ki, onun hapse girmesine vicdanım elvermedi” dedi.

Kocası boşanma davasını eşinin açmasını, bu şekilde boşanmalarının daha çabuk olacağını söylemiş ve avukatına bir dilekçe hazırlatıp, imza için Leyla’ya verdiğinde Leyla’nın dikkatini bir şey çekmiş. Yazının içinde 1, 5 yaşındaki çocuğunun velayetini babasına verdiği yazıyormuş. Neden bunu yazdın diye sormuş. Aldığı cevap ise, ya o kadar önemli değil, biliyorsun ki bunların hepsi formalite diye cevap vermiş. Kadın kocasını çok sevdiğinden ve güvendiğinden tereddütsüz imzalamış dilekçeyi. İlk celse de boşanmışlar.

Sonra ne mi olmuş?

Adamın yeni evlendiği eşi, onun önceden de sevgilisiymiş. Evlendiği ikinci eşinden ayrılmayı da düşünmüyormuş. Çocuğuna ise kayınvalidesi bakmaya devam etmiş.

Leyla ise, çocuğunu görmek için, mahkemenin verdiği süre olan 15 günün dolmasını bekliyormuş.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..